KURUM VE TUZCUOĞLU
05 Nisan 2021, Pazartesi 08:21Yazının konusuna girmeden önce Sokrates’ten iki söz paylaşmak istiyorum.
İlki şöyle : “En derin arzular genellikle en ölümcül nefretlere sebep olur.”
İkincisi de şöyle:” Dünya da en zor şey haddini bilmek.”
Açıklamaya lüzum yok.. Sokrates’in ne demek istediğini anlaması gerekenler anlayacaktır herhalde. E.. hiç değilse bunu da anlasınlar gari canım.
Yazıya başlayalım.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum Konyalı.
Tereddütü olanlar için bazı kısa bilgiler de verelim. Karapınar’ın Akçayazı Köyünden. O bölgede bulunan bir çok köy gibi Akçayazı’da bir Türkmen köyü ve bakan Murat Kurum’da tam bir Türkmen. Yakın akraba ve hısımlarının çoğu bu köyde yaşıyor. Dede ve akrabalarının mezarları da Akcayazı’da.
Murat Kurum’un yakın akrabalarından olan ve Karapınar/Merdivenli’de yaşayan Himmet Türkoğlu telefonda konuştuk. Müşterek bir dostumuz Himmet Türkoğlu ile bizi telefonla arayarak görüştürdü.. Kendisi konuşmaya şöyle başladı.. “Çok üzgünüz.. Bir gazete varmış . Murat için aslı astarı olmayan ve hiç bir bilgiye dayanmayan bir haber yapmış.. Bak sana söyleyim.. Murat benim yakın akrabam. Burda, köyde elimizde büyüdü.. Kendisi kuzu güttü. Tarlada çalıştı.Traktörün üstüne çıkıp tarla sürdü, dızgara çekti. Evleri halen burda duruyor.. Böyle bir insan için nasıl olur da, söz de Konyalı şeklinde haber yapılabiliyor? Bunlar nerde yaşıyor Allah Aşkına?”
Himmet Türkmen şiddeti yüksek tepkisinde haklıydı. Sırf o değil malum konuda binlerce insan da aynı tepkiyi gösterdi, gösteriyor.
Yineleyelim..
Bakan bey bu toprakların çocuğu.. Bu toprakların ikliminde doğan, büyüyen ve yetişen bir insan. Bu toprakların ikliminde de fikirleri ve karakteri vücut bulan bir insan. Bir şey daha. Bu anlamda bölge ortalamasının çok üstünde kalan ve farklı nitelikleri sahip bir insan.Kasten ya da bilgisizlikten dolayı gerçekler gizlenmiş olsa da, durum bu.. Ayrıca, güneş balçıkla sıvanmıyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’u biz tanıyor muyuz?
Karşılıklı sohbet ve herhangi bir şekilde ikili görüşmelerimiz oldu mu?
Hayır sohbetimiz de, görüşmemiz de olmadı.Yaptığı ve ve bizim şekil olarak eliştirdiğimiz iki ayrı basın toplantısında bulunduk. Hepsi bu kada
“Sadece iki kere o da bir basın toplantısında görüp dinlediğiniz bir insanı ne kadar tanıyorsunuz?” diye, sorabilirsiniz. Sorarken de haklısınız. O halde cevap verelim.
Cevap... 1. Yaptığı ve yapmaya çalıştığı hizmetlerden tanıyoruz.
2.Konya’ya sahip çıkmasından tanıyoruz.
3.Kendisini geçmişte tanıyanlardan, tanıyoruz.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un şahsında devlet büyüklerini, şehirdeki yerel yöneticileri, siyasi kadroları, bürokrasiyi ve halkı tercihe zorlayan abuk bir durum çıktı geçen hafta ortaya.Nerden alındığı bilinmeyen bu pirincin taşı ayıklanacak gibi değil. Her ne kadar bunu yapanlar tarafından “özür” dilenmiş olsa da, izleri kolay silinmeyecek bir algı kaldı geriye.
REFİK TUZCUOĞLU
Söz konusu haberde adı geçen eski dönem Meram Belediye Başkanları’ndan Refik Tuzcuoğlu’nu aradım önceki gün. Külliye’de ve Ak Parti Genel Merkezi’nde önemli görevleri olan Tuzcuoğlu çok üzgün, üzgün olduğu kadar da öfkeliydi.
Haberle ilgili konuşmak istemedi ama bir şeyler öğrenmek ve bir bilgiye ulaşmak için kendisini zorladım. Kullanacağı kelimelerden ve kuracağı cümlelerden bir çıkarım yapmaya çalıştım. Bu şehirde onun rahat konuşacağı insanlardan birisiydik. Belki o haberle ilgili bir ipucu verir de, biz de kamuoyu da olayın doğru ya da yanlışını bir miktar da olsa öğrenebilirdik.
Öğrenebildik mi?
Doğru olan ne?
Refik Tuzcuoğlu’ndan dinleyelim isterseniz bunu.. “O gazete haberinde adımın geçmesine çok üzüldüm. İnanın refüze oldum. Ben o gazetedeki insanlarla üç ya da dört yıldır hiç bir şekilde görüşmedim. Karşılıklı görüşmediğimiz gibi telefonla da görüşmedik. Hangi saikle böyle bir haber yapıldı bilemiyorum. Akıl ve mantık alacak gibi değil. Bak Ali Rıza bey ben bu gibi tartışmaların odağında olmaktan hayatımın her döneminde kaçtım ve kaçıyorum. Şuna herkes inansın.. Ben polemikleri sürdürebilecek bir pozisyonda değilim.. Esasen buna gerek de yok.Hepimizin amacı bu şehre ve ülkeye hizmet etmek.. Bu noktada bizim yapabileceğimiz bir hizmet varsa yapmaya çalışıyoruz. Bakan bey zaten yapıyor, yerel yönetici pozisyonunda olan arkadaşlarımız da yapıyor.Bunu da herkes görüyor. Bilinen bu gerçeğe rağmen isimlerin karşılaştırılması ve mukayese yapılması inanın anlaşılacak gibi değil. Kim hangi hesap içerisinde bunu merak ediyorum.”
Refik bey konuşmamızın son bölümünde de şu görüşlere yer verdi.. “Bakan bey de Konyalı, ben de Konyalıyım. Burda doğdum, burda büyüdüm.. Dedemin mezarı burda, babamın mezarı burda. Ailem, akrabalarım, kardeşlerim burda. Günün birinde emekli olunca ben de buraya gelecem. İnan 15-20 gün de bir aile yakınlarımı görmek için buraya gelirken kim ne diyecek, ne düşünecek diye düşünmeye başladım. Bu yüzden 30-40 yıllık arkadaş ve dostlarımla bile çok az görüşmeye başladım.Bazen bazı proğramlar için davet ediliyorum.. Yanlış anlaşılacak endişesiyle böyle davetlere bile gelmiyor ve katılmıyorum. Anlayacağın azami dikkat gösteriyorum ama adımız gene de zaman zaman kullanılıyor. Bu durumdan gerçekten çok rahatsızım. Herkesin bunu bilmesini istiyorum.. Ya.. Çok basit ben adımın hiç bir işe karıştırılmasını istemiyorum. Ben huzurlu olmak istiyorum.”
Refik beyi telefonda zorladık ve bu kadar konuşturabildik.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.