KUTLU DOĞUM-MUTLU DOĞUM (3)
16 Nisan 2016, Cumartesi 11:11Hz. Peygamber’in yüceliği hususunda kimsenin tasdikine ve takdirine ihtiyaç yoktur. İnsanların medihleri nedir ki? O'nu bizzat Allah’ı Zülcelâl medhetti O'na "Habibim"(sevgilim) dedi. “Ben seni âlemlere rahmet olarak gönderdim. Sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım" diye taltif etti.
Gönül hûn oldu şevkinden, boyandım Ya Resûlallah
Nasıl bilmem bu nîrâna dayandım Ya Resûlallah
Ezel bezminde bir dinmez figandım Ya Resûlallah
Cemalinle ferahnâk et ki yandım Ya Resûlallah
Yanan kalbe devâsın Sen, bulunmaz bir şifâsın Sen,
Muazzam bir sehâsın Sen, dilersen rûnümâsın Sen,
Habîb-i Kibriyâ'sın Sen, Muhammed Mustafa'sın Sen,
Cemalinle ferahnâk et ki, yandım Ya Resûlallah
Yamandede
Aşağıdaki sözler başka dinlere mensup olanların bile, O'nun şahsiyetinin eşsizliğini itiraf etmek mecburiyetinde kaldıklarını göstermeleri bakımından seçilmiş birkaç örnektir.
“Sana muasır bir vücut olamadığımdan dolayı müteessirim Ey Muhammed! Muallimi ve naşiri olduğun bu kitap, Senin değildir. O lâhûtîdir (İlahidir). Bunun Lâhûtî olduğunu inkâr etmek, mevcut ilimlerin batıl olduğunu ileri sürmek kadar gülünçtür. Bunun için beşeriyet Senin gibi mümtaz bir kudreti bir defa görmüş, bundan sonra da görmeyecektir. Ben huzur'u mehabetinde, kemal-i hürmetle eğilirim.” Prens Bismark.
“Başında taç bulunan hiçbir imparator, kendi eliyle yamanmış bir hırka giyen Muhammed kadar saygı görmemiştir.” Tomas Carlyle
“Keşki şu saltanata bedel Muhammed'i Arabi’nin hizmetkârı olsaydım. O hizmetkârlık, saltanatın pek fevkindedir.” Habeş Kralı Necâşi
“Ben yalnız İsrail oğullarına gönderilmiş bir kurtarıcı Peygamberim. Lâkin benden sonra Allah tarafından bütün âleme Muhammed adında bir Resûl gönderilecektir. Allah bu kâinatı O'nun için yaratmıştır.” Barnaba İncili. Fasıl 96, cümle 8
“Hakimdi, hatipti, Peygamberdi, şairdi, muharipti, fikirler fâtihiydi. Makul itikatların ruhisi (dirilticisi) ve nihayet din kurucusu idi... İnsanların büyüklüğü hangi ölçü ile ölçülürse ölçülsün, acaba O'ndan daha büyük bir insan bulunur mu?” Lamartin
“Müslümanlar hiçbir zaman dini inanışlarını işkence ve zor ile kimseye kabul ettirmeye çalışmamışlardır. Hz. Muhammed mağlup ettiği düşmanlarına karşı en insanî hareket ve merhameti göstermiştir. Bu tarihen sabit olmuş bir hakikatidir.” Lord Hadley
“Zannetmem ki, Muhammed’in ismini ve dinini yer yüzünde işitmemiş bir kimse bulunsun. Lâkin üzülerek söylüyorum ki, birçok insanlar İslâm'ın başlangıcı zamanında olan kemal ve saadete kâfi derecede malumat sahibi değillerdir. Eğer insanlar bundan haberdar olsalar İslâmiyet hayli kimseleri kendine çeker.” Prenses Sarvak
“Ben bu şayanı hayret insanı inceledim. Benim görüşüme göre, O'nun insanlığın kurtarıcısı olarak tanımak lâzımdır. (. . . ) Daha şimdiden benim milletime ve diğer Avrupa milletlerine mensup birçokları Muhammed'in dinine girmiş bulunuyorlar. Bu suretle Avrupa'nın İslâmlaşmaya başlamış olduğunu söyleyebilirim.” Bernard Shaw
“Biz Avrupa milletleri, medeni imkânlarımıza rağmen Hz. Muhammed'in son basamağına varmış olduğu merdivenin daha ilk basamağındayız. Şüphe yok ki, hiç kimse bu yarışmada O'nu geçemeyecektir.” Goethe
(Türklerde Peygamber Sevgisi)
Üzerinde şüpheler, tereddütler olsa da, Hz . Peygamberin Türk milletinden sitayişle bahseden hadisleri vardır. Fakat bu aziz millet, İslâm’la şereflendikten ve Abdülkerim Satukbuğra Han döneminde toplu halde Müslüman olduktan sonra, takriben 1300 senedir İslâm’ın bayraktarlığını kimseye kaptırmamış, inşallah kaptırmayacak da.
Bu aziz millet; Din-i Mübin-i İslâm’la ve Peygamber sevgisiyle öyle özdeşleşmiş ki, Ortaçağda Müslüman olan Batılılara, “Türk oldu” Kur’an’a da “Türklerin Kitabı” demişlerdir. Yani Onlar İslâm’la şeref ve izzet buldular, İslâm’da onların isminde ve şahsında yayılmaya başladı.
Ehl-i Beyt düşmanı politikalarıyla tanınan ve ancak 70 sene süren Emevi Hanedanı’nın yıkılmasında baş rol oynamasıyla, Selçuklular döneminde ki Haçlı Seferlerinin karşısına iman ve İslâm abidesi olarak dikilip, İslâm’ı ve Ortadoğu’yu bu çekirge sürülerinin şerrinden korumalarıyla ve Osmanlılar dönemindeki fütuhat ve zaferleriyle, Cumhuriyet dönemindeki lider ülke olma vasıflarıyla bu şeref en tabi hakları olsa gerek.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.