MENOPOZ TEDAVİSİ (2)
24 Kasım 2015, Salı 08:22Geçen haftaki yazımızda maddeler halinde saydığımız olumsuz belirtiler östrojen ve progesteron hormonunun azalmasına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Yapılan tedavide bu hormonlar kullanılır ve yerine konur. Böylece hayat kalitesini olumsuz etkileyecek bir çok rahatsızlık düzeltilir ya da en aza indirgenir.
Östrojen tedavisi ağızdan ya da cilde yapıştırma yöntemi olmak üzere iki şekilde tedavi edilir. Bu tedaviye kalsiyum ve progesteron eklenebilir. Cilde yapıştırılanlar 3 günde bir ya da haftada bir değiştirilmelidir. Ne zaman değiştirileceğini doktor verdiği ilaca göre belirtecektir. Östrojenin verilmediği bazı hastalar vardır. Aktif karaciğer hastalarına verilmez. Rahim ya da meme kanseri olan kişilerin ise mutlaka doktora başvurması gerekir. Bu hastalara östrojen verilmesi için bazı şartlar gerekmektedir. Ayrıca damar pıhtılaşması problemi olanların bu tedaviyi kullanmaması gerekir.
Östrojenin verilmesi ile menopoz sonrası görülen kemik erimesi problemi de bir ölçüde engellenmiş olur. Bu tedaviye kalsiyum eklenince bu etki daha da artmaktadır.
Menopoza giriş yaşı dünya geneline bakıldığında 45-53 arasında değişmekte olup ortalama 51 yaş olarak bildirilmektedir. Ülkemizde ise yapılan araştırmalarda menopoz yaşı 46-48 arası bulunmuştur. Günümüz modern batı toplumunda kadınlar, menopozdan sonra yaklaşık 25-30 yıl daha yaşam süresi beklentisine ulaşmışlardır. Devlet İstatistik Enstitüsünün 6. Beş yıllık Kalkınma Planı nüfus öngörülerine göre, 2000 yılında toplam kadın nüfusumuz 34.576.300 ve 45 yaş üzeri kadın nüfusumuz 6.851.100dür. Gene beklenen ortalama yaşam süresi kadınlarımız için 72 yıldır. Bu verilere göre kadın nüfusumuzun yaklaşık % 20si menopoz sonrası dönemdedir ve yaşamlarının yaklaşık 25 yılını menopoz döneminde geçireceklerdir.Menopozun tanım olarak üç tipi vardır. Dışarıdan hiçbir müdahale yapılmaksızın 40 yaş ve üzerinde ortaya çıkan menopoz doğal menopoz olarak adlandırılır. Eğer adet görmekte olan bir kadın yaşı ne olursa olsun tıbbi müdahale sonucu yumurtalıkları çıkartılarak menopoza girmişse cerrahi menopoz dan bahsedilir. 40 yaşına ulaşmadan menopoza girilmesi durumuna ise erken menopoz adı verilir.
Menopoz, kadın hayatında yumurtalıkların hormon üretme fonksiyonlarının bitmesiyle oluşan bir süreçtir. Menopoz bir hastalık olmayıp, kadın hayatının önemli bir geçiş dönemidir. Ancak bu dönemde ortaya çıkan pek çok semptom, kadının sağlıklı yaşam kalitesini çok ciddi şekilde etkileyebilmektedir. Menopoz döneminin başlamasıyla eksilen östrojen hormonuna bağlı olarak bazı belirtiler gözlemlenmektedir.
Bunların başlıcaları sıcak basmaları, terleme, uykusuzluk, düzensiz vajinal kanamalar, vajinal kuruluk, ağrılı adet görme, seksüel istekte artış veya azalış, idrar problemleri, yorgunluk, ruh hali değişiklikleri, dikkat ve hafıza sorunları olarak sayılabilir.
Bunların dışında diğer belirtiler ise ağız ve diş, deri ve ekleri (tırnak ve saç), eklem ve göz gibi organlarda meydana gelen değişikliklerdir. Menopozdaki kadınların %75 i ateş basmalarından yakınır.(Ani olarak vücut ısısında artma) Gece olan ateş basmaları uykusuzluğa yol açabilir.%30 kadında bu şikayetler ağır geçebilir. Bu belirtiler önemli olup, kadının yaşam kalitesini oldukça düşüren olaylardır.
Günümüzde postmenopozal dönemde östrojen eksikliğine bağlı semptomların tedavisinde, HT (Hormon tedavisi) en tercih edilen tedavi yöntemidir. Öncelikle bilinmesi gereken tüm dünyada HTsi üç ana endikasyon ile onay almıştır. Bunlar menopoz semptomlarının tedavisi, genital sistem atrofisinin önlenmesi ve tedavisi, kemik erimesi?nin (osteoporoz) önlenmesidir.
Hormon tedavisi rahimi olmayan (operasyon geçirmiş) kadınlarda östrojen replasman tedavisi şeklindedir. Rahimi olan kadınlarda östrojen ve progestinler kombine olarak verilmektedir. Kombine tedavi sıklık (ardışık) ve kontinü (sürekli) olarak verilebilir. Hormon tedavisi için günümüzde oral (ağızdan alınan), parenteral (oral olmayan) ve lokal (vaginal) olmak üzere çeşitli preparatlar bulunmaktadır.HT meme kanseri yapar mı ? Günümüze değin yapılan pek çok çalışmada, hormon replasman tedavisinin meme kanseri riskinde önemli bir artışa neden olduğunu gösteren sonuçlara ulaşılamamıştır.Son yıllarda yapılan araştırmalar, östrojene progestin eklenmesinin meme kanseri riskinde bir miktar artışa sebep olduğunu göstermekle birlikte henüz kesin sonuçlara ulaşılamamıştır.Yapılan son çalışmaların sonuçları göz önüne alındığında rahimi alınmış menopoz sonrası kadınlarda kullanılan östrojenin olumsuz etkilerinin söz konusu olmadığı yani meme kanseri riskini arttırmadığı, buna karşılık rahimi olan yani doğal menopoza girmiş östrojen ve progesteron kullanılan menopoz sonrası kadınlarda ise 4 yıldan daha uzun süreli kullanımlarda meme kanseri riskinde bir miktar artış olduğu söylenebilir. Hormon tedavisi sonucu oluşan meme kanseri risk artışı, kadının alkol kullanımı, obezite (Vücüt kitle indeksi>30), 30 yaşından sonra yapılan ilk doğum, geç menopoz gibi risk faktörlerinden daha fazla değil.
40 yaşına gelen her kadında menopoz öncesi veya sonrası dönemde yukarıda sayılan belirtiler görülebilir. Bu belirtileri yaşayan kadınlar kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurmalıdırlar. Ayrıca menopoza giren her kadın şikayetleri olmasa da kemik kaybından korunmak veya cinsel hayatının devamlılığı için doktora başvurmalıdır.Tüm bu nedenlerden dolayı, kişiye özel olarak düzenlenmiş bir hormon tedavisinin kişiye sağlayacağı yarar tartışmasızdır.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.