MERAM’A KALDIĞIMIZ YERDEN DEVAM EDELİM Mİ?

Dün Meram ile yazmaya başladık sonra devreye başka konular girdi biz kısa süreliğine yoldan çıktık. Toparlamaya çalışsak da yoldan çıkmışız.

Niye mi çıkmışız?

Dün bir ara gazeteye yazımı yazmak için uğradığım zaman Haber Merkezinde ki çocuklar uyardılar.

Siz değerli okurlarımızın Meram yazımıza yaptığınız yorumlar bizim işte tam o yoldan çıktığımız konu ile alakalı imiş.

Bu konuya ilk fırsatta döneceğim.

Ama izninizle şu Meram meselesini bir kapatalım.

………….

Meram’da Büyükşehir Belediyesi yeşil Meram adına çok büyük bir rekreasyon alanı için düğmeye basmış.

Bize gelen bilgilere göre bu durum Çevre Bakanlığı’ndan bile onaylanmış.

Bu işin merkezi de Meram Ayanbey Mahallesi imiş.

Yine bunun ilk çalışması Vali Konağı oldu.

Büyükşehir Vali Konağı olarak daha üst tepeme sayın valililerimiz için muhteşem bir konak yapıyor.

Mevcut konak ise yeniden düzenlenecek ve ama kafe ama bir restoran olarak halka açılacak.

Zaten bunu da Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay son basın toplantısında açıkladı.

Sonradan öğrendik ki bu çalışma sadece Vali Konağı ile sınırlı değilmiş.

İşte o zaman Konya’nın en yerli köklü ve siyasetten ticarete şehri yönetenlerin belli bir kesimi ayaklanmış.

Dahası sessiz ayaklanmışlar.

Buralara malum para yetmez.

Para ile alınacak yerler değil.

Konya’nın en pahalı ve gözde evleri arsaları.

Ama işin içine Büyükşehir girerse kimse sesli hele hele yüksek sesle sesini çıkartamaz.

Vık bile diyemezler.

………..

Neyse Konya’da yaşayanlar değil ama Konya’yı terk edip burada dedesinden babasından atasından yerleri olanlar ise zaten mahkemelere hukuka müracaat etmişler,

Bizim dünden bu yana Konyalı’yı çözme işinde ki hassas nokta bu cümlede saklı.

Konya’da ikamet edenler hukuka başvurmamışlar

Dahası, daha daha da önemli olanı vuramıyorlar.

Haaaa asla da vuramazlar.

…………

Ancak Konya dışında ki Konyalılar haklı ya da haksız doğru ya da yanlış hakları olduklarına inandıkları konular için derhal hukuka gitmişler.

…………

BENİM DE ADAM GİBİ YAZAMADIĞIM İNCE NOKTAYI ASLINDA SİZ DEĞERLİ ZEKİ DOSTLARIMIZ OKURLARIMIZ ANLADINIZ DEĞİL Mİ? 

……………..

Şimdi gelelim bu büyük yeşil alan çalışması yani rekreasyona.

Bu insanlar diyor ki;

“Tamam Meram’ın göbeğinde bizim anamızın atamızın evlerine arsalarına devlet yolu ile el koyuyorsunuz.

Şeriatın kestiği parmak acımaz.

Peki niye Meram’ın tepelerini imara açıp lüks konutların yapımına izin veriyorsunuz?

Meram’da yeşil alan kuşağı, yeşil alan oluşumu böyle mi?

………..

Burada ince bir detay daha var.

Meram’ın o tepelerindeki yeni imar durumuna mahkemeler HAYIR demiş.

Bize iletilen bilgilere göre durum böyle imiş.

Bizde sorduk “Madem mahkeme hayır demiş. Nasıl inşaat yapılıyor?”

İşte yine ince bir cevap.

Anlayanlar için

“Sayın Özteke onu da mahkeme kararlarına uymayanlara soracaksın”

………………

Kelimeler arasına sıkıştırmaya çalıştığım Konya ve Konyalı meselesini tam olarak izah edebildim mi?

Biliyorum.

Ben her zaman yaptığım gibi evirdim çevirdim bir şeyler yazdım.

Ama ne olur siz anlayıverin artık.

KONYALI KONYALI

İŞTE BU YAHU

Elimde iki kare fotoğraf var.

Bunları kullanmayacağım.

Çünkü insanların yüzleri deşifre olsun istemiyorum.

Bunu da bir bürokrat dostumuz çekip etti.

Şehrin zincir marka marketlerinden birisi.

Reyonlardan alışveriş yapanlar adeta üst üste.

Maşallah işler süper.

Ama tekerlekli arabayı doldurup kasaya geldiğiniz zaman iş biraz karışıyor.

Çünkü 4 kasadan ikisinde görevli var.

Alışverişlerini yapanlar o iki kasaya ödeme yapmak için içeride uzuuuuun bir kuyruk oluşturuyorlar.

Ama o kuyruktakilerden hiçbiri de

“Yahu diğer iki kasada niye kimse yok?” demiyor.

…………..

Konyalı olmayan bizim bürokrat dostumuz bunu kasadaki görevli genç kızcağıza soruyor.

Herkes haklı olarak kendisini takip ederek homurdanmaya başlıyorlar.

Kasadaki kızcağız

“Bunu lütfen bana söylemeyin ben yetkili değilim.

Yetkili yerlere söyler misiniz” diyor.

Bizim dost telefonu açıp bana öfkesini anlatıyordu.

“Abim canım abim bizim Konyalı bu işte yahu.”

……………

Kendiniz görüyorsunuz.

Kendiniz yaşıyorsunuz.

Sonra da bana boşalıyorsunuz.

Ne olur bana bu kadar yüklenmeyin.

Sonra bende “Bana ne arkadaş bu millet daha beter olsun der” geçerim haaaa.

SAYIN MUSTAFA

KAVUŞ’A TEŞEKKÜR EDERİZ

Pazartesi günü Gödene’de bu atıklar ile ilgili olarak yine bir bürokrat dostumuzun ricası vardı.

Biz pazartesi günü bunu dile getirdik.

Pazartesi günü öğle saatlerine doğru Sayın Mustafa Kavuş Beyin A takımından bu fotoğraflar geldi

Bizde bu duyarlılıkları ve hassasiyetleri için okurlarımız adına Sayın Başkan Kavuş’a ekibine ve işçi kardeşlerimize teşekkür ederiz.  

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Sesinizi yükseltmek yerine kullandığınız kelimelerin etkisini artırın. Çiçekleri büyüten şimşek değil yağmurdur.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Artık üç kişinin bindiği ve alışkanlık haline gelen bin binleri yolun ortasından sürmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.