MERKEZDE AZAP YOLLARI

Geçmişte şehir merkezinde trafik keşmekeşliğinden şikayet edilirdi.

O yıllar gerilerde kaldı.

Neredeyse keşmekeşlik aranır olacak.

Günümüzde trafik artık işkence.

Günümüzde trafik artık azap.

Günümüzde otopark sorunu da öyle.

Tablo bu kadar net.

Trafik, yani yol.

Yollara bakalım.

Koyuncu Kavşağından başlayarak kampusa kadar uzanan yol halka işkence ve azap tanımına tam olarak uyan bir yol.

40 yıl önce dönemin belediye başkanı Yılmaz Kulluk başlatmıştı bahsettiğimiz güzergâhtaki  yol çalışmaları.

Bir sonraki belediye başkanı Mehmet Keçeciler aynı güzergahta yol çalışmalarına ivme kazandırdı.

Sonra bir miktar belediye başkanı Mustafa Özkafa önem verdi buradaki yol çalışmalarına.

Tahir Akyürek’in belediye başkanlığı döneminde ise  bahsettiğimiz yol;  yeni açılan yan yolları, alt ve üst yapı çalışmaları, çok sayıda alt ve üst geçitleriyle ile ihtiyaçları karşılayan modern bir yol haline gelmişti.

Trafikte şehrin, vitrin caddesiydi orası.

Vitrin cadde, harika ve ileriyi gören bir belediyecilik çalışmasının ürünüydü aynı zamanda.

İstanbul Caddesi’nden bahsettiğimizi umarım anladınız.

.. Ve o yolun son hali.

Aradan çok uzun yıllarda geçmedi  ama Yeni İstanbul Caddesinin yeni hali, belediyeyi hatırlatıyor insanlara. En başta da “Nerde belediye?” gibilerinden.

Günün her saatinde ama özellikle de sabah ve akşam saatlerinde o yoldaki trafik işkencesini, trafik azabını görmüş olmalısınız. İnsanlar ne diyor, ne düşünüyor acaba?

Tek orası mı elbette değil?

Daha nice yollar var öyle, duvara dayanıp “Ben bittim, tükendim , dayanamıyorum” çığlıkları atan.

Duyuluyor mu?

Duyulmuyor.

Görülüyor mu?

Görülüyor.

Görülüyor, çünkü o yol aynı zamanda şehrin protokol yollarından birisi.

Başka azap yollarımız.

Mesela; protokol ve ayna zamanda sanayi yolu olan Ankara yolu.

Sonra öyle bir yol daha var ki inanılacak gibi değil.

O yol Hatip Caddesi.

Lalebahçe Karakolunun önündeki yol ayrımından başlayan Hatip Caddesi akşam saatlerinde ve özellikle de hafta sonları dehşet şekilde trafik görüntülerine ev sahipliği yapmak zorunda kalıyor.

Hatip Caddesi üzerinde şehirde başka yer yokmuş gibi onlarca düğün salonu yapılmış/yapılıyor.

Karakolun önünden Hatunsaray Yolu üzerindeki Pamukçu Köyüne (mahalle) kadar, sağlı/sollu ve sıralı halde yüzlerce dükkan. Korkunç bir yaya ve araç kalabalığı. İşkenceden, azaptan öte sahneler. Cadde üstende başından sonuna kadar görülen araba yarışları, kornalar, sollamalar,  makas atmalar. Yol  kenarlarında  akşam saatleriyle birlikte içinde ne tür faaliyetlerin icra edildiği bilinmeyen park edilmiş vaziyette araçlar.

Yineleyelim, Hatip Caddesinden bahsettik belki bir kulak asan olur düşüncesiyle.

Hangi birini yazacağız?

Fetih Caddesi,  Meram Eski Yol, Yaka, Beyşehir Caddesi, Sille Yolu, Larende, iç yollar ve daha bir çokları.

Abartmıyoruz bu yollarda trafik birkaç yıl sonra durabilir.

Şehir merkezinde otopark sorunu  da öyle.

Otopark da işkence ve azap anlayacağınız.

Şehirdeki yol ve otopark işkencesini, azabını kimin görmesi ve kimin bakması gerekiyor acaba?