MİLLET DİNLE VARDIR
02 Ocak 2016, Cumartesi 09:54
Bizim sahip olduğumuz birlik ve beraberliğimizin sigortası olan inancımızı zedelemek. Zedelemek bile hafif bir tespit aslında tamamen yok etmek/ya da bizi ellerinden geldiği tutarınca kendi inanç değerlerimize karşı düşman hale getirmek. Bugün oynanan karanlık oyunların temelinde yatan budur. Onun için ikilik çıkararak bir nevi kamplaşmaya zemin hazırlamaktan çekinilmez, çeşitli gizli illegal örgütlerle toplum paydaşları birbirine düşman hale getirilir, farklı isimler altında kurulan örgütler değişik faaliyette bulunsalar da hizmetleri tek bir gaye içindir efendilerinden aldıkları emirleri kesintisiz yerine getirmek ve kendilerine sunulan menfaatlerden de yararlanmak. Burada yatan bozgunculuğun ve fitnenin kaynağına bakacak olursak, batılı toplumların öğretilerinin ve İslam’a karşı besledikleri kinlerinin ayrılmaz bir parçaları olarak sundukları ve tüm Hıristiyan hükümetler nezdinde destek verdikleri misyonerlik çalışmalarının ileri bir karakol vazifesi yüklendiğini ve doğulu toplumlar nezdinde bunları çeşitli ayarlar çekerek uyguladıklarını bilmekteyiz. Aslında bunlar her ülkede özellik le de doğulu toplumlarda kurdukları okullarla bu işleri resmi görünüm altında gerçek çalışma niyetlerini çekinmeden icra edebilmektedirler.1930 yılında bir misyoner olan Zwemer, Kudüs’te bu işlerle görevlendirdikleri adaylara şunları söylüyor. Hristiyan Hükümetlerin sizden İslamÜlkelerinde yerine getirmenizi istediği asıl görev, Müslüman Ülkelerdeki nesillerin dinini öğrenmesine mani olmak onları dinlerinden soğutmaktır. Ve sizler bu çalışmalarınızda İslam Ülkelerindeki emperyalist hareketin öncüleriolacaksınız. Böylece Müslüman Halkların genç kuşakları emperyalizmin onlara sunduğu fikirleri benimseyecektir. Bu süreçte kuşaklar, ciddi konulara hiç ilgi göstermeyen, ancak amaçsız ve kendi çıkarını gözeten ve isteklerine kavuşmak için herşeyi yapmaya hazır hale gelecektir.” Başka bir çalışma da yine 1965’te Vatikan’da Louis Massignon tarafından misyonerlik faaliyetinde yer alacaklar için verilen mesajın içeriği özetle şöyleydi.”Müslümanların her şeyini bozduk ve yok ettik. Dinleri, inançları, ahlâkları, dine olan bağlılıkları ve insani duyguları yok oldu. Onların Milli ve Manevi değerlerini Batı Medeniyeti potasında eriterek kendimize benzettik. İslâmiyeti öğrenmeyi, yaşamayı, namaz kılmayı, Kur’an öğrenmeyi suç ve gericilik olarak göstermeyi başardık. Artık çoğu hiçbir şeye tam olarak inanmıyor. 14 asırlık dinlerini, itikatlarını, ibadetlerini, tartışır hale getirdik. Derin bir boşluğa düşürdük. Bundan sonra siz misyonerlerin işi daha kolaylaştı. Maaş bağlayarak, vize vaadi, yurt dışında iş imkânı, hatta cinselliği kullanarak Müslümanları Hıristiyan yapınız”… Şimdi sadede gelelim. Yukarıdaki ifadeler bir gerçeği bütün çıplaklığı ile yoruma gerek bırakmadanaçıklıyor. Bunların bizim Ülkemizde olmadığını söylemek safdillik olur. Özellikle bugün İslâm coğrafyasının en güçlü olan Ülkesinde yani bizde, bize karşı hasım olmayıp da biz sizinle dostuz diyen kaç tane Ülke var ki ? Buna halkının çoğunluğu bizler gibi toplumsal rakamlarda İslâm olup da yönetim anlayışları Batı’ya endeksli olan Ülkelerdâhil. Bilhassa İngiliz oyun siyaseti Tüm Dünya Coğrafyasında hemen her tarafa uzanmış haldedir. CasusLawrens’in çalışmaları ile İsyan eden bir takım yerli Arap aşiretleri İngilizlerin gizli emellerini öğrenince açıktan pişmanlıklarını dile getirmişlerdir.Ve bir gerçek daha İngilizler Yemen’de Arap kıyafetleri giyerek Osmanlı Ordusuna büyük zayiatlar verdirmişlerdir.Başarılı olamamalarına rağmen ne yazık ki bizdeki cahiller bu İngiliz oyununa aldanıp Araplar bizim dedelerimizi kestiler sözleriyle emperyalizme alet olmuşlardır.Hatta toplumsal bazda Arap düşmanlığı hala sürmekte ve halk arasında “ Ne Şam’ın Şekeri Ne Arab’ın yüzü” denilerek bilmeden bu düşmanlığın sürdürülmesine zemin hazırlanılmaktadır..Şu bilinmeli ki bizler Müslümanlar olarak Hz. Peygamber Arap olduğu için ve Müslümanları kendimize kardeş bildiğimiz için severiz. Kardeşliğimizi de Osmanlı en güzel şekilde düzenlediği Surre Alayları ile ispatlamıştır. Medine Müdafaasında Fahrettin Paşa bunu ispatlamıştır. İkbal der ki ” Millet dinle vardır, din yoksa siz de yoksunuz”…Ve Schiller de aynı ifadeleri kullanır ” Bir milletin en sağlam direğini o milletin dini teşkil eder. Din olmadığı takdirde, bütün kanuni hükümlerin tesirsiz kalacağı şüphesizdir. Kanunlar bizi bir takım şeylere zorlarken, din ise isteklerini fıtratımızdaki hakikatler üzerine kurmuştur”, der… BüyükÂlim Ebussuud Efendi, ölüm döşeğindeKanuniye şu nasihatte bulunur.” Bu milleti Kur’an dan ayırmayın mahvedersiniz”…. Aslında söylenecek ve konuşulacak çok şeyler var ama biz bunlarla yetinelim diyoruz. Ben Sorgun da iken bir imam efendi şöyle derdi “Ben az söyleyim siz çok anlayın” .Aslında olaylar arasında kurulacak köprüler bugün birçok noktayı da aydınlatıyor. Yeter ki hafızalar biraz sağlama alınsın. Kimlerin hangi oyun peşinde olduğu Ülkemiz üzerinde karanlık emellerde bulunanların halkı niçin birbirine düşürdüğü ortada. Görev bizlere hepimize düşüyor. Anadolu insanına öküz Anadolulu diye hitap edenlerin ve bugün onların düşünce ortağı olanların kurdukları tuzak bozulacaktır. Bizler Anadolu’muz da herkesi ayırtetmeksizin kucaklıyor ve onları kardeş biliyor ve bağrımıza basıyoruz. Ve diyoruz ki, biz kaç kişiyiz diyenlere “ BİZ ANADOLUYUZ GARDAŞ, BİZ ANADOLUYUZ” diyoruz.
Saygılarımla…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.