MİLLETİN DONU ÇÖZÜLMÜŞ

Aman Allah’ım güneşi ne kadar çok özlemişiz.

Sibirya soğukları bizim milleti ne kadar yormuş böyle.

Hafta sonu özellikle Pazar günü yüzünü şöyle bir gösteren güneş ile insanımız çoluk çocuk demeden kendisini dışarıya atmış sokaklarda, çarşılarda, pazarlarda, kafelerde idiler.

Öyle ki aylardır özlemini çektiğimiz yumuşak bir Pazar akşamı için anne minik kızını kucağına almış, baba yürümeyi yeni öğrenmiş evladı ile adımlayarak geziyorlardı. Açık söyleyeyim hava belli bir saatten sonra yine sertleşmişti ama insanımız buna bile çoktan razı idi.

Kar beyaz bereketti elbet.

Kuraklığın yaşanmaması için Allah yine bu milletin yüzüne bakıyordu.

Ama büyüklerimizin hep anlattığı bizim yaş kuşağının da çocukluk hatırası olarak zihinlerimize işleyen aylarca sokaklarımızdan kalkmayan kar, buz sanki yeniden gelmişti.

Bu sene öyle bir kış yaşadık ki baharın müjdecisi Cemre’nin bile başka yerlere düştüğü kanaati oluşuyordu.

Evet Cenab-ı Allah’ım af etsin ama bu kış gerçekten yordu.

İnsanımızı sadece vatandaş olarak yormadı başta Belediye çalışanları olmak üzere kamunun bazı görevlilerini de yıldırdı.

Mesela polisin özellikle trafik ekiplerinin bu zorlu dönemde çektiklerini yaşayanlar biliyordu.

Soğuk, kar, tipi, don insanlarımızın da ihtiyaçları olmadığı sürece kapı önüne çıkmalarına izin vermeyince esnaf bu kıştan acı etkilendi. Siftah yapamayan ya da dükkanını açtığı için günlük çalıştırdığı elamanının elektriğin karşılığını çıkartmayan küçük esnaflarımız vardı.

Belli noktalarda Belediyelerden izinli olarak çalışan satış yapan o sabit seyyarlarımızın haftalarca tezgahlarını açamadıklarını gördük.  

Neyse zihinlerimizde beyaz kabus gibi bir kışı geride bıraktığımıza bugün için inanmak istiyorum.

Bunu derken gece yarısı yine kar yağışının ve tipinin başlamasından da korkarak dilimi ısırıyorum.

Allah afatından korusun ama zorlu bir kışı hep birlikte geride bıraktığımıza inanıyorum.

İnşallah bu kar yağışının ardından da çiftçinin yüzü güler bol bereketli mahsuller alınır, ürün bol olunca millette ekonomik olarak rahat bir nefes alır diye ümit ediyoruz.

KADINLAR PAZARI MI?

MELİKE HATUN ÇARŞISI MI?

Bizi sıkı bir şekilde takip eden şehrini ülkesini seven okurlarımızdan Ramazan D…. Bey dün bize gönderdiği mail ile görüşünü şöyle paylaşıyordu;

“Uğur Bey

Geçenlerde tanıdığım bir zabıta memuru arkadaşı görev yerinde ziyarete gitmiştim.

3-4 kişi oturuyoruz.

Orada birde bayan zabıta memuru hanımefendi var.

Ben bir şey anlatırken “kadınlar pazarının “orada dedim.

Bayan zabıta memuru hanımefendi:

“Beyefendi ‘kadınlar pazarı” kadınların pazarlandığı yer gibi anlaşılıyor.

Bende o çarşıda daha önce yoğun olarak kadınların pazarcılık yaptığını ve bu ismin oradan geldiğini biliyorum.

O şekilde tarif etmeyin o çarşının adı Melike Hatun Çarşısı dedi.

Hem Melike Hatun ismini kullanmayınca orayı yaptıran hayırseverleri de anmamış oluyorsunuz” dedi.” Dedikten sonra Ramazan Bey bu konuşmaların altına da bizim geçen gün yazdığımız, Kadınlar Pazarı çarşısı bölgesinde ki trafik meselesi cümlelerini de eklemiş ve soruyordu;

“HAKLI MI ACABA?”

…………..

Vallahi o bayan Zabıta memuru hanımefendiye çok teşekkür ederim.

Çünkü bırakın Türkiye’nin pek çok yerini Konya için bu konuda çok iddialı söylerim son 20 yılda ama bilerek ama bilmeyerek belki de benim kafamın büyüklerimiz gibi çalışmadığı için anlayamadığım bir tarih silme operasyonu var.

Birkaç defa yazdım.

Ölünceye kadar söyleyeceğim.

Elim kalem tuttuğu sürece de yazacağım.

Mesela bu şehrin merkezde Şems Tebriz’inin bulunduğu bölgede Cumhuriyet tarihi boyunca insan yetiştiren 19 Mayıs İlkokulunun adını dahi değiştirerek bu okulun ismini Konya Milli Eğitim tarihinden silerek kim ne kazandı?

………..

Şehir demek bizim Konya için ne ifade ediyor anlayamıyorum ama bu konuda ki hassasiyetimden dolayı sürekli okuyorum. Fırsatını buldukça anlatanları dinliyorum.

Şehir demek sadece cadde sokak açmak, alt geçit üst geçit yapmak, park bahçe yapmak demek değil ki.

Birde bizim bir özelliğimiz var değil mi?

Selçuklu İmparatorluğunun Başkenti Konya.

O başkentin mimarisi, halk bilimi nerede?

Camilerimizden başka birkaç da akar hale getirdiğimiz çeşme.

Başka. 

Başka neyimiz kaldı elde avuçta.

……………

Yakın tarihte şehri yok etme adına kimse üzerine alınmasın ama yönetenlerden alıp satana kadar herkes üç kuruş kazanma adına bu şehrin bırakın Başkentini Cumhuriyet tarihinin ana merkez binalarını bile yok etti.

İçinizde hatırlamayan var mı?

Yeşil Meram’ın simge 41 Evleri

Ne oldu nerede? Neredeler o evler?

Çok basit.

Belediyesinden arsa sahiplerine kadar herkes üç kuruş daha fazla kazanmak için tek katlı Meram’ın 70 yıllık simge evlerini iki buçuk katlı kafelere iş yerlerine teslim ettik.

Peki ne oldu?

Şimdi o sokaklara araba ile girme şansınız yok.

Çünkü şehir planlamasında o daracık sokağa bu kadar iş yeri ruhsatı verirseniz alın tarih sizin olsun derler adama

Ara sokakları bırakın tarihi Meram Yeni Yolun trafiğinin içine ettiniz.

(Yeni gelenlere de hazır olun ve izleyin bakalım)

…………

Ya Konya Et Balık Kombinası

Cumhuriyetin simgesi binanın olduğu yerde şimdi ben diyeyim 10 kat siz deyin 15 katlı şehrin en pahalı güvenlikli siteleri var değil mi?

Sonra et politikamızdan, hayvancılıktan ya da ramazan girerken eve nasıl et alacağız muhabbetine…

Ya Alâeddin Tepesindeki Orduevi binasına ne demeli.?

Onun karşısında ki tarihe tanıklık etmiş 2. Ordu Karargahına ne demeli?

Tamam askerden intikamımızı alalım? (!)

Ama onları yıkarak yerine de sadece rant getiren binalar yaparak bu şehrin tarih şehri olduğundan hele hele koca bir imparatorluğun Başkenti olduğundan torunlarımıza nasıl anlatılacak bir ders programı hazırlıyorsunuz? 

Sakın bana kimse buna şehircilik demesin olur mu?

Bu konuları okurken dinlerken içim yanıyor içim.

Bu dünyanın bir de öbür tarafı var.

Bugün için her şey yasal ve mubah

Yalnız unutmayalım ki “Toprağın altı var beyler toprağın altı.”

……………….

İşte bu yüzden Konya’nın tarihi hafızasını ne gerekçe ile bilinmeyen görünmeyen o sihirli el bayan Zabıta memurumuzun dediği gibi buranında adını da artık değiştirmeli diyorum.

Ramazan Bey hem size hem de o hanımefendiye çok teşekkür ediyorum.  

Teşekkür ederken de yine ayarlarımı bozduğunuzu söylemek zorundayım.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Ahlaklı ile yola çık. İhanet etmez. Yolda satmaz. Arkadan vurmaz. Huzur bulursun.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Şeker fabrikasının arka kapısının Yaka bağlantısında ki trafik ışıklarına riayet ettiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz,