MODERN DÜNYA, ZALİM İNSAN

Herkese göre dışarısı yangın yeri ve ortamları yaşanılacak gibi değil. Herkes dışarıda neler olduğuyla o kadar meşgul ki, kimse içinde neler olup bittiğinin farkında değil. Eğer içinizde neler olup bittiğini görür, içinizin sesine kulak verirseniz, yani içinizi yoluna koyarsanız, dışarısı da yoluna girecektir. İçinizdeki nefret ve sevgisizlik, ne bir yangını söndürmeye, ne de topluma yardımcı olmayı sağlar. Sadece yangını körüklemiş olursunuz.

İşte bu yüzden, içlerine yol almadan dışlarıyla hareket etmeyi ilke edinen modern dünya insanları, tehlikeli bir deli ve hasta bir yaratık türü haline geldiler. Bu benim yargım değil, bu bir gerçek olgudur. Herkes akıllığını varsayarken, bilinçlerindeki deliliğin, akılsızlığın ve zalimliğin de olduğu gerçeğini gözardı ederler. 

Hangi fraksiyondan, hangi ırktan, hangi milletten, hangi mezhepten ve hangi cemaatten olursa olsun, herkes kıt bilgisi dâhilinde, sayısal topluluk gücü, maddi yapısı ve egosunun dürtüsüyle hep haklılıklarının peşinde. Haklı da haklı, haksız da haklı. Anlaşılan o ki, savunma gücü olmayan, sadece mazlum ve kimsesizler haksız durumunda.

Bireysel olarak, ben bilmem veya sen de haklısın diyebilen yok. Kimse de haddini bilmiyor. Had; sınırdır, kişisel veya ülkesel. Global dünya diye bir söylem almış başını gidiyor ama bu söylemi üreten ve zulmeden insan toplulukları, bu birleşimi bile kendi hükmünde istemekte, demokrasi, hak ve özgürlük adına işgaller, bölmeler, paylaşımlar gerçekleşiyor ve katliam derecesinde masum insanlar öldürülüyor, tabiat ve tabiattaki canlılar dahi yok ediliyor. Bunlar da akıllı olduklarını zanneden, açgözlü, deli ve tehlikeli insanlar tarafından gerçekleştiriliyor.

Sadece bu yüzyılda milyonlarca insanın bir hiç uğruna öldürülmüş olması, milyonlarca dekar alandaki milyonlarca ağacın yakılması ve milyonlarca hayvanın öldürülmüş olması, hangi vicdanı aklar, hangi aklın ürünü olabilir? Siz insanların, birbirine ve tabiata karşı böylesine büyük bir acı veriyor olmasını kabullenebiliyor musunuz? İster kabullenin, ister kabullenmeyin, insanın her ne pahasına olursa olsun doyumsuz bir yaratık olduğu gerçeğini değiştiremez ve özellikle kendi çıkarları doğrultusunda acımasız bir yaratık olduğu gerçeğini de yok sayamazsınız.

Korkarım ki, insan olarak doğuyoruz ama insanlıktan da nasibimizi alamadan ölüp gideceğiz. İnsanlıktan nasibimizi alamayınca da, duygular kör, kulaklar sağır olup bir de yürekler kör ve kirliyse, her yerin yangın yeri olması da kaçınılmaz hal alıyor.

Bunların yanında hangi insan, fiziksel ve duygusal işkence görmeyi hak edebilir? Hangi insanın bunları yapmaya hakkı vardır? Buna hakkı olduğunu zanneden, akıl noksanı deliler ancak bu kadar hak sahibi olduğunu düşünebilirler.

Maalesef gelişen ve modernleşen dünyaya, gelişemeyen ve hayata “biz” duygusu yerine “ben” duygusunun hâkim olduğu insan topluluklarıyla, “ben ve benden olanların” yaptığı hak kabul edilip, “benden olmayanın” haksız ve kötü olduğu anlayışı hâkim olmakta. Bu bile insanın zalim ve akılsız olduğunun göstergesidir. Birlik olamama ve hayatı paylaşamama duygusu, bırakın sevgiyi, asıl olması gereken saygıyı ve adaleti yok ediyor. Saygı ve adaletin olmadığı yerde de ne kadar gelişip modern bilgiye sahip olsak, bu bile cehaletimizin en büyük göstergesidir.

Modernlik ve teknolojiyle, dünya ve dolayısıyla insan hayatını rahatlıyor ama bu gelişimin yanında insanlık geriliyor, temiz olması gereken duygular kirleniyor, tabiat yok ediliyor ama tabiat da bunu insanların yanına bırakmıyor, acı bir şekilde intikamını alıyor. Tabiat bunun intikamını acı bir şekilde alıyor da, ya hayvanlar ne olacak? Onlar haklarını ve intikamlarını ne zaman ve nasıl alacak, bu acımasız, aklını kaybetmiş insanlığı ne zaman vicdanından vuracak?

İnsanlar, insanlığın olmadığı yerde alabildiğince sömürü ve saygısızlıkla, sonsuz âleme doğmaya doğru gidiyor. Yok olacağını bilen ve aklı olduğunu söyleyen insan, bu kadar zulmü ve saygısızlığı yapar mı? Aklı olan insan yapmaz da, bunları yapan, insanlıktan nasibini almamış, ya zırdeli, ya da hasta ve tehlikeli bir yaratıktır, bunun başka bir izahı olamaz.