“MUHACİR KARDEŞLERİMİZ BİZİM HAFIZI BIÇAKLAMIŞ”
07 Mayıs 2022, Cumartesi 00:00Son yıllarda gazetecilik gerçekten kelimelerle anlatılamayacak kadar zor, riskli hatta yapılmaması gereken bir meslek haline geldi.
Hele hele yerel gazeteci iseniz arkanızda değil yanınızda bir tek Allah’ın kulunu bulamazsınız.
Hele hele Konya’da iseniz yazdıklarınız söyledikleriniz istediğiniz kadar doğru olsun, O doğrular şehri yönetenlerin işine gelmediği an sizi çekirdek gibi çitlerken, kabak gibi oyarlar.
Ve sonunda da siz de tarihin satırlarına “OYUK PAŞA “ olarak girersiniz.
O yüzden henüz daha OYUK PAŞA olarak çöpe atılmayı düşünmüyorum.
Bu yüzden de şehrin büyüklerini üzmemek için azamı gayreti gösteriyorum.
Bu birinci madde idi.
İki;
40 küsur yıllık gazetecilik hayatımda Konya, Ankara ve İstanbul’da belirli yerlere gelirken, belirli haberleri yaparken, bu haberler ile Türkiye’de ve Dünya’da gündem olurken dolayısıyla bu işin maddi ve manevi gururunu yaşarken hep ama hep Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yetkili etkili görevlileri ile birlikte adımlar attım.
Hep Devletin isimleri doğrultusunda onların yaktığı ışıkta yürüdüm.
Ve onlardan Allah razı olsun bugünlere geldim.
Üç,
Bu durumdan bu gerçekten hiçbir zaman rahatsızlık duymadım.
Bu durumu açıkça yazdım.
Kürsülerde, mikrofonlarda, sohbetlerde, röportajlarda net olarak ifade ettim.
Bu durum benim için gurur onur verici bir durumdur.
Dört;
Bugün için Allah nasip eder ise yarın içinde bu kural benim için ailem için hep geçerli olacaktır.
Bu şehirde yerel gazeteciliğin bitme durumuna gelince.
Şehri yönetenleri üzmeyeceksek ne yazacağız?
Evet onu da o zaman şöyle açıklayalım.
Bizim mesleğin en zor yönlerinden birisi de vebal konusudur.
Vicdan meselesidir.
Size iletilen konuyu yazamıyorsanız ve bu konu sizde kalıyorsa büyük vebal altındasınız.
Bu vebal de biraz vicdanınız varsa sizi kemirir durur.
Beş;
Peki bu durumda biz ne yapıyoruz?.
Çok net. Çok açık.
Sizlerden gelen belgeli, tarihli, isimli açık ve net gerçekleri yazamıyorsam kurum ve kuruluşların 1 numaralarına da iletiyorum.
Yani vebalden kurtuluyorum.
Yani vicdan azabı çekmiyorum.
Yani vebalı en yetkili isme bırakmış oluyorum.
Altı;
Hepsinin en sonunda payda çizgisinin altında kalan bölümde ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti o baba olma özelliğini Devlet baba kimliğini bugün olmaz ise yarın, yarın olmaz ise vakti zamanı geldiği zamanda er ya da geç işleme koyar.
…………..
Bunun bilincinde hareket etmeye devam ediyoruz.
Bu kadar lafı niye ettim?
Çok basit, çok açık.
Bugün dile getirmeye çalışacağım konu aklı başında olan hele hele bizim gibi tırpanı çok defa yemiş bir sıpanın yazmaması gereken konulardan birisi.
Ama izninizle vebal ve vicdan meselesine sıkışıp kalmama adına konunun bir kısmını dile getirip geri kalan kısmını Devletimizin güvenlik birimlerine fotoğrafları ile belgeleri ile ileteceğim inşallah.
…………….
Bugün için kaşındıkça derin yaralar açabilecek, ülkenin varlığına birliğine zarar vermese de kafaları karıştıracak gündem maddelerinden birisi de şehrimizde ki göçmenler ya da mülteciler ya da sığınmacılar meselesi.
Bugün yazacağım konuyu bana aktaran isim bir Devlet memuru.
Yaklaşık 20 küsur yıldır tanırım.
Tanıdığım zaman rahmetli hocanın talebelerinden Milli Görüşçü tertemiz pırlanta gibi bir isim idi.
Daha sonra AK partili oldu.
Bugün de AK partili.
Bugünde milletin büyük bir kesimi gibi “Sayın Cumhurbaşkanımız” der başka bir şey demeyen bir insandır.
Yani duruşlu omurgalı bir dostumdur.
Söylediklerine inanırım.
Aşağıdaki konu ise fotoğraflı belgeli.
Yedi;
Bizi de Devletimizin güvenlik güçleri istedikleri zaman izlerler, dinlerler, yazışmalarımızı görürler.
Çünkü önce Türkiye Cumhuriyeti Devletinin gücü birliği ve dirliği gelir.
Devlet olmaz ise.
Devlet güçlü olmaz ise biz olmayız çünkü.
Bu yüzden de çok az hata yapmaya gayret gösteririm.
Haaa insan oğluyuz atlar mı? Atlarız.
Şaşar mı? Şaşarız?
Yüce Rabbim bize ve cümlemize başımızı öne eğdirecek hatalar yaptırmasın inşallah.
…………………
Konu bir İmam hatip Lisesi öğrencisinin başına gelmiş.
24 Nisan tarihinde olmuş.
Okullar açıldığı için bu öğrencinin durumu önceki gün hocalarının haberi olmuş.
Hocam şöyle diyordu;
“Öğrencim bıçaklanmış. Berbat bir olay olmuş.
24 Nisan’da Alakova’da öğrencimizi Suriyeliler bıçaklamışlar.
Öğrencimizin göğsüne öldürmek kastıyla bıçak saklamışlar. 15-16 kişilermiş
Bizim öğrenci ve 2 arkadaşı evlerinin önündeki parkta otururlarken.
Teravih sonrası olay oluyor.”
………….
Tabii ki hocam üzüntüsünden bunları yazıyordu.
Yarın bunlar Suriyeli olmaz Türk olabilir. Afganlı olabilir, Iraklı, Özbek de olabilir.
Öldürmek kastı da çok ağır. Bu durumu biz bilemeyiz böyle değerlendiremeyiz.
Hocam devam ediyor;
“Elini bıçağın önüne koymasam bıçak göğsüme girmişti diyor.
3 saat elindeki sinirler ve damarlar ameliyatla dikilmiş.”
…………….
Çocuğun elinin ameliyat öncesi ve sonrasının fotoğrafları da gönderdi hocam.
Çocuğun adını soyadını sınıfını da yazdı hocam.
Hocam devam ediyor yazmaya
“Olay sonrası polis çağırmışlar.
Suriyelilerin kaçmış.
Polis bulursak haber ederiz demiş.
Abi ne oldu bu canım memleketimize
Biz bu çocukları sokakta mı bulduk?
Abicim bu konuyla ilgilenirseniz seviniriz.
……………
……………
Bilgi belge lazım olursa haber et abi.
Bu çocuk hafız abi
Bu bizim mahallede bazıları hafız deyince öküz altında buzağı aramazlar belki
Irkçı faşist filan diyorlarsa bu konular gündeme gelince
Yani muhacir kardeşlerimiz bizim hafızı bıçaklamışlar.”
…………………
Tekrar söylüyorum.
Bu işi polis en sonunda ortaya çıkarır. Suçlu yakalanır. Adalete teslim edilir. Adalette yasalar çerçevesinde kararını kanunlara göre verir.
Ama hocamda belli bir Türkiye gerçeğini yaşadığı için hafız öğrencisinin başına gelenlere çok üzülmüş.
Kendisini de anlıyorum.
Ama bir sıkıntı varsa dün hafız öğrenciye yarın bir normal lise öğrencisine de olabilir.
Benim bildiğim anlayabildiğim Devlet sorunlu kim varsa er ya da geç yakalar ve adalete teslim eder.
Şeriatın kestiği parmak da acımaz.
Cenab-ı Allah’ım bizi içinde bulunduğumuz bu yeni imtihanlardan da bir an önce alnımızın akı ile çıkarsın diyorum.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Niceleri geldi. Neler istediler. Sonunda Dünya’yı bırakıp gittiler. Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi? O gidenlerde senin gibiydiler.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Meram Yeni Yol’da belirtilen hız limitinin çok altında direksiyonda elinde telefonda yolun sol şeridinde ısrarla ilerlemeye çalışmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Oguz Oguz
07-05-2022 16:01Araç yoldan çıktıktan sonra yol gösteren çok olur. Yönetenlerinde çokta umrundaydı.
Ahmet oztemel
07-05-2022 10:39Sn. Abim, gercekleri duymak zevk vermeyebilir, hep guzel seyler duysak, gorsek ne guzel olur ama gercekleri ve sorunlari duymazdan gelerek sorunlari cozemeyiz ki. Kiymetli sehrimizi yonetenler keske Demirel'in "meseleleri mesele etmezseniz mesele yoktur" sozunu uygulamasalar.