Muharrem, Hicret, Aşûre, Kerbela…
14 Ağustos 2020, Cuma 08:53Allah’a hamd, Hz. Muhammed (s.a.v.)’e salât ederim.
Önümüzdeki günlerde Hicrî 1442 yılına gireceğiz. Muharrem ayı hicrî yılbaşına tekâbül eden arabî ay’dır. 20 Ağustos Perşembe günü 1 Muharrem’dir
Hicrette hayat vardır!
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in Mekke’den Medine’ye hicreti başlangıç alınarak oluşturulan hicri takvime göre yeni bir yıla girmemize sayılı günler kaldı. Miladi takvime göre 20Ağustos 2020 Perşembe günü, hicri takvimin ilk ayı olan 1 Muharrem’e tekabül etmektedir.
Mekke’deki güç odakları, karanlıkları yararak doğan İslam güneşini karartmaya, kapatmaya çalıştılar ve işi, çaresizliklerinin ve zavallılıklarının bir gereği olarak müminlerin hayatlarına kast etmeye kadar vardırdılar. Mekke’de kendilerine hayat hakkı tanınmayan müminler, en sonunda Medine’ye hicret etmek zorunda kaldılar.
Asırlar önce gerçekleşmiş olan bu olay bugün bize neler söylemektedir ya da söylemelidir? Bu hadiseyi sadece o dönemin şartlarında gerçekleşmiş tarihî bir olay olarak mı görmeliyiz? Hicreti nasıl anlamalıyız?
Günahlardan sevaba, kötülüklerden iyiliğe, haramdan helale hicret etmeyenler; kendi nefislerindeki hicreti tamamlayamayanlar mekânsal hicreti gerçekleştiremezler. Müddessir suresinin 5. ayeti, pisliklerden, kötülük ve çirkinliklerden hicret etmeyi emreder. Yani düşüncede, kalpte, ahlakta, nefiste ve eylemde hicret etmeyi emreder.
Buhârî’deki bir hadiste de bu hakikat,
“Muhacir, Allah’ın yasaklarından hicret eden kişidir.” (1) şeklinde vurgulanır.
.
Muharrem ayının belli başlı üç önemli özelliği vardır:
1. Oruç: Muharrem ayında tutulan oruç tarihi seyri yönüyle de bir özellik taşımaktadır. Peygamberimiz (sav), Medine'ye hicret ettikten sonra Medine'de yaşayan Yahudilerin oruçlu olduğunu öğrendi. O gün Muharrem ayının 10. günü, yani “Aşure Günü”’ydü. “Bu ne orucudur?” diye sordu. Yahudiler, “Bugün, Allah'ın Mûsâ'yı düşmanlarından kurtardığı, Firavun'u boğdurduğu gündür. Hz. Mûsâ (a.s.), bir şükür olarak bugün oruç tutmuştur” dediler. Peygamberimiz onlara, “Biz, Mûsâ'nın sünnetini yaşatmaya sizden daha çok yakınız ve hak sahibiyiz” diyerek kendisi ve Müslümanlar o gün oruç tuttular. O yıl henüz Ramazan orucu farz olmamıştı.
.
Hicrî senenin ilk ayı olan Muharrem ayının 10. günü Aşure Günü’dür. Muharrem ayının diğer aylar arasında ayrı bir yeri olduğu gibi, Aşure gününün de diğer günler içinde daha mübârek ve bereketli bir konumu bulunmaktadır. Aşure kelimesi, Muharrem ayının 10. günü olduğu için 10 sayısından türetilmiştir. Arapça 10 sayısının Türkçe okunuşu aşera’dır. Aşure ismi buradan gelir. Bu özel günde Yüce Allah (c.c.) on peygamberine on çeşit ikramda bulunmuş ve kutsiyetini arttırmıştır. Bu ikramlar ise şu şekilde nakledilmiştir:
1. Hz. Âdem (a.s.)'ın tövbesi Aşure günü kabul edilmiştir. 2. Hz. Nûh (a.s.) gemisini Cûdi Dağı’nın üzerine Aşure gününde demirlemiştir. 3. Hz. İbrâhîm (a.s.)'ın oğlu Hz. İsmâil o gün doğmuştur. 4. Hz. Yûsuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Aşure günü çıkarılmıştır. 5. Hz. Yâkûb (a.s.)'ın oğlu Hz. Yûsuf'un hasretinden dolayı kapanan gözleri Aşure günü görmeye başlamıştır. 6. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından Aşure günü şifaya kavuşmuştur. 7. Allah, Hz. Mûsâ (a.s.)'a Aşure gününde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür. 8. Hz. Dâvûd (a.s.)'ın tövbesi Aşure günü kabul edilmiştir. 9. Hz. Yûnus (a.s.), balığın karnından Aşure günü kurtulmuştur. 10. Hz. Îsâ (a.s.) o gün dünyaya gelmiş ve Aşure günü göğe yükseltilmiştir. Aşure gününün Allah katında da çok bereketli bir yerinin olduğunu Fecr suresinin ikinci ayeti olan “On geceye yemin olsun.” ifadelerinin tefsirinden anlaşılmaktadır.
.
2. Hz. Hüseyin ve evlatlarının Kerbela'da şehit edilmesi:
Tarih boyunca mübârek bilinen Muharrem ayı, hep böyle kurtuluş mucizelerine sahne olmakla kalmamış, daha sonraları Aşure gününde can yakıp gönül sızlatan olaylara da sahne olmuştur. Resûlullah (sav)’in Ehl-i Beyti'nden yetmiş iki kişi Aşure gününde Kerbela'da şehit edilmiştir. Bu olay, İslam tarihinde gönül yakıcı, vicdan sızlatıcı ve çok zalimce tezgâhlanmış bir olaydır ki, başta Hz. Hüseyin olmak üzere bir çok masum insanın kanı akıtılmıştır.
Kerbelâ; Bağdat`ın 90 km kadar güneybatısına düşen, Fırat`ın sağ kıyısından 25 km uzaklıkta, Irak sınırları içinde, çöl sayılan bir yörenin adıdır. Kerbela olayı, Hicret’in 61. yılı Muharrem ayının onuncu gecesini, yani 10 Ekim 680 yılında meydana gelmiştir. Bununla beraber, İslam büyükleri tarihte yaşanmış Kerbela, Sıffın ve Cemel vak'aları gibi elem ve ızdırap verici olayları enine boyuna yeniden gündeme taşıyıp da zihinlerde bir kargaşa meydana getirmeyi uygun bulmamışlardır. Zalimlerin cezalarını çekeceğini, mazlumların da şehitlik makamına uçtuğunu ifade etmişlerdir.
.
1. Muharrem ayı, Allah’ın ayı olarak vasıflandırılmış mübârek bir aydır. Bu ayın kıymetini ve değerini bilelim.
2. Bu ayın 8.-9.-10./ veya 10.-11. günlerini oruçlu geçirelim. Bu nafile orucun sevabı çoktur. Aşure günü tutulan oruç, geçmiş bir yılın günahlarına keffaret olur.
3. Hakkın rızası için çalışan bir topluluk olarak bu ayda çok tevbe ve istiğfarda bulunalım. Hâlimizi lisanen ve kalben Rabbimize arzedelim.
4. Peygamberimiz (s.a.v.)‘e çokça salavat getirelim.
5. Kerbela, mazlumun zulme baş kaldırdığı yerin adıdır. Ancak, bugün İslam coğrafyasının neredeyse tamamı Kerbela gibidir. Özellikle de bu ayda zalimlerin zulmüne direnen mazlumların kurtuluşu için çok dua edelim.
6. Allah’ın yasakladıklarından uzak duralım. Kur’an ve sünnet esaslarına dikkat edelim.
Hicrî yılbaşı olarak yeni bir yıla giriyoruz, tebrik eder, hayırlara vesile olmasını dilerim.
Dipnotlar:
1- (Buhârî: İman: 4)
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.