MÜNAFIK ? NİFAK
31 Temmuz 2015, Cuma 00:00Zahir perest olma yakın gör yakın
Yezidin kurnazı Ali görünür
Aman çarpılırsın kendini sakın
Uğursuz münafık veli görünür
Rıza Tevfik
İkiyüzlü, içiyle dışı bir olmayan, inancı ile ameli birbirini tutmayan, inanmadığı halde inanır, sevmediği halde sever görünen… kişilere İslâmiyet münafık demiştir. Bu hususta birçok ayet ve hadisler vardır.
İslâm nazarında insanların en kötüsü ve cehennemin en alt tabakasında, yani azabı en şiddetli olan yerinde bunların yanacaklarını Yüce Allah şöyle bildirir: “Şüphesiz ki münafıklar, cehennem ateşinin en aşağı tabakasındadırlar. Onlara hiçbir yardımcı da bulamazsın.”([1])
Diğer sıralama ise şöyledir:
1’inci tabakada günahkâr Müslümanlar, 2’inci de Yahudiler, 3’üncü de Hıristiyanlar, 4’üncü de Sabiiler, 5’inci de Mecusiler, 6’ıncı da Müşrikler, 7’inci de Münafıklar.([2])
Hz. Aliye bir münafık gelir diliyle över, kalbiyle buğzeder. Hz. Ali; “dilindeki kadar iyi değilim ama kalbindeki kadarda kötü değilim” der.
Allah ve Resülü münafıkları sevmediği ve onların çoğalmasını istemedikleri için, inançlar hususunda insanların zorlanmasını, zihinlere, fikirlere, kalplere müdahale edilmesini asla istememişlerdir.
Yüce Rabbimiz; “dinde zorlama yoktur”([3]) ayeti ile bunu perçinlemiştir. Bu hususlara müdahale edilirse, bol bol münafık yetiştirilir. Onun için Hz. Mevlânâ da; “Ya göründüğün gibi ol, ya da olduğun gibi görün” buyurmuştur.
Ayrıca yüce dinimiz, toplum barışının bozulmaması için, insanların birbirini kolaylıkla suçlayıp, şu mümin, şu kâfir, şu münafık diye damgalamasını uygun bulmamış, zandan ve töhmetten kaçınılmasını emretmiştir.
Sevgili Peygamberimiz münafıkların reisi olan ve çok kritik dönemlerde, kalleşlik yapıp, Müslümanları arkadan vuran Übey İbni Selül’e bile münafık dememiş, hasta iken ziyaret etmiş, gömlek hediye göndermiş ve cenaze namazına iştirak etmiştir.([4]) Allah Resûlünün bu hoşgörülü tutumu sayesinde bu zatın oğlu ve kızı çok samimi Müslüman olmuşlardır.
Allah Resûlünün gençlere verdiği kıymet ve ehemmiyeti en iyi bilenlerden biri olan Hacıveviszade Mustafa Efendi de; “bir talebenin yetişmesi için bin münafığın kahrını çekerim”([5]) demiştir.
Ahır zamanda münafıkların çoğalacağı ve gerçek müminlerin çok az olacağına dair hadisler mevcuttur.([6])
Bunlardan çok enteresan olan birisi:
“Münafıklığın alameti üçtür:
1-Konuştuğu zaman yalan söylerse
2-Vadettiği (söz verdiği) zaman sözünde durmazsa
3-Kendisine bırakılan emanete hıyanet ederse.([7])
İmam Nevevî, Peygamberimizin sağlam hadislerini toplamış ve eserine Gerçek Müslüman manasına gelen “Sahih-i Müslim” ismini vermiştir.
Medrese talebelerinden birisi “Sahih-i Müslim” satın almak için sahhaflardan (eski kitap satıcılarından) birine varıp; “burada Sahih-ı Müslim var mı?” diye sorunca, Sahhaf; “Vallahi evlâdım ben kırk yıldır buradayım ama bir sahih Müslim (gerçek mümin) görmedim” demiş.
Dipnotlar:
1- Nisa Sûresi, 145.
2- Tahirül Mevlevî, “Mesnevi Şerhi”, Selâm Yay. Konya 1966, c. 2, s. 463.
3- Bakara Sûresi, 256.
4- M. Fethullah Gülen, “Son Nur”, Feza Yay. İst.1994,c. 2, s.208; c.1, s. 306.
5- A.Ulvi Kurucu, “Hatıralar-1”, M.Ertuğrul Düzdağ, Kaynak Yay.2007, İst. 2.baskı,s.232.
6- Kenzü’l Ummâl, 11/176.
7- Tecrid-i Sarih Tercemesi, DİB. c. 7, s. 393.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.