……. MÜSLÜMANLARI KİM TEDAVİ EDECEK?

Gündem elbette tartışılmasız kar kış don ulaşım ve tabii ki para..para…para…

Salı günü ikindi saatlerinde şehri bu kez yaya olarak, dün sabah da biraz korkuyu atmış olarak araç ile turlamaya çalıştım.

Bir; Allah için dün sabah Sille Caddesinde ilk kez çalışan yolun karını küreyen bir kepçeyi gördüm.

İki; Salı günü ikindi saatlerinde yıkılan eski Büyükşehir Belediyesi önünden Kültür parka geçilen yaya üst geçidinde ellerinde küreklerle üst geçidi açmak için kafalarını kaldırmadan çalışan turuncu adamları gördüm.

Üç, Salı günü hava karırken Meram Yaka yolunda yine kepçeler yolun kenarlarına biriken karları temizliyordu.

Dört; Salı günü öğleden sonra ve Çarşamba günü ana yollar caddeler merkezdekileri kastediyorum büyük ölçüde temizlenmiş kar ve don kalmamıştı.

Beş; Dün sabah itibari ile Belediyenin yine kürekli karla mücadele ekipleri Sağlık ocakları ve camilerin önlerinde kar kürüme çalışması yapıyorlardı.

Altı; Kerkük caddesinde bir turuncu adam motorlu kaldırım kürüme aracı ile kaldırımı temizlemeye çalışıyordu.

…………….

Yedi, sekiz, dokuz….

Madde madde fotoğraflarla Belediye ekiplerini, kepçelerini gördüğümüzü rahatça yazabiliriz.

Ama vatandaşların feryatlarını yine tükenmek bilmiyordu.

Çünkü artık vatandaş güvenlikli sitesinin, site garaj çıkışının, özel oto parkının, dükkanının önündeki kaldırımın dahi belediyeden temizlenmesini bekliyordu. Israrla da bunu istiyordu

Dün sabah arabasının tavanından kaportasından geçtim sürücüsünün sadece ön camının yarısını temizlemiş dört bir yanı karla kaplı aracı ile ilerlemeye çalıştığını gördüm. Trafik yoğundu ve fotoğraflama şansını kaçırdım.

Şimdi hep Belediyeden beklemekle, belediyeyi suçlamakla bu işler olmuyor beyler.

Hiç değilse Allah rızası için binip trafiğe çıktığınız aracının dört camını adam gibi temizlemek çok mu ağırınıza gidiyor?

Esnaflarımız darılmasın ama dükkanın içinde eliniz ceplerinizde ağzınızda sigara ile dışarıyı seyrederken ha dükkanın önünü temizleseniz olmaz mı?

İlk iki üç günü pas geçiyoruz.

O günler iyisi kötüsü ile geldi geçti. Biraz acı hatıralar bıraktı ama kurt misali kışı unuturuz ama yediğimiz ayazı unutmayız.

Yalnız dünden itibaren birazcık da kapımızın önünü aracımızın camını temizlesek fena olmayacak yani.

1.ORGANİZE SANAYİ YÖNETİMİNE TEŞEKKÜR EDERİM

İşte güzel bir örnek.

Pazartesi günü hemde karın ilk mesai gönünde yine şehri turluyoruz. Tam 1. Organize Sanayisine gireceğiz. Bir kepçe harıl harıl çalışıyor. İşte sorumlu yöneticiler bu işe biraz samimi yaklaşsalar. Şehri el birliği ile hep birlikte tertemiz yapabiliriz. 

FATMA TORU HANIMEFENDİ HATIRLATTI

Salı günkü yazımızda Belediyenin son yıllarda gelişmiş modern karla temizleme aracı olduğunu duymadım, haberini yaptığımızı da hatırlamıyordum yazmıştım.

Sağ olsun Meram Belediyesi’nin eski Başkanı Fatma Toru Hanımefendi aradı.

Selam sabahtan sonra 2017 de Belediyeye yeni karla mücadele araçları aldıklarını, ayrıca mevcut araçların önlerine kepçeler takarak o yıl ki yine şiddetli geçen kışta Meram Belediyesi olarak Meram’da açılmadık sokak cadde bırakmadıklarını, çalışan personelin ise uykusuz ve çok yoğun geçen çalışma temposu içerisinde zaman zaman donma tehlikesi bile geçirdiğini anlattı.

Fatma Hanıma bu hatırlatması için teşekkür ediyorum.

Ama ben o yazıda Büyükşehir’i kastetmiştim. Çünkü Fatma hanımın zaman ki merkez ilçe belediyeleri ile Büyükşehir Belediyesi organize işler işi bitti.

Şimdi Belediyeler dahası bizim merkez ilçe Belediye Başkanlarımız Uğur İbrahim Altay Beyin gölgesinden adım attığı adımdan paralel ve senkronize gittikleri için biz artık şu belediye bu belediye diye ayırım yapamaz hale geldik.

Tekrar Ankaralardan da olsa bizi düzenli olarak takip ettiğini öğrendiğimiz Başkan hanıma bir kez daha selam ve saygılarımızı iletiyoruz.   

BU MÜSLÜMANLARI KİM TEDAVİ EDECEK

Eski STK cı ama STK işi olmadan tanıdığım sevdiğim inandığım genç bir dostum var Cengiz Çivi.

Çok okur. Çok analiz eder. Fazlası ile sorgular.

Amma velakin bu dediklerini de bizim gibi demiş olmak için değil, nasihat etmiş olmak için değil özel yaşamında da birebir uygulamanın gayretini gösterir.

Cengiz abim, dün sabahın köründe ilah ilahiyatçı bir yazarımızın bu yazısını bize gönderip yine dengemizi bozuyordu.

Madem bizim dengemiz bozuldu o zaman sizin de dengeniz bozulsun.

İlahiyatçı da olsam bu acı gerçekleri ben yazamam.

Ama yazan ilahiyatçı olduğuna göre hocamızın yazdıklarını harfiyen sizlerle paylaşıyorum.

Nasıl olsa ona sövemezsiniz.

Yerseniz biz buyuz işte;

“Esrar, eroin, alkol ve madde bağımlısı Müslümanları AMATEM’e götürüp tedavi ettirdik diyelim peki ya bizim mala, makama, mevkiye, koltuğa, lüks ve gösterişe, dünyaya yani maddenin bizzat kendisine bağlanmış Müslümanları kim tedavi edecek?

Köşklerde “Baby Shower” mevlitlere oluk oluk para akıtan, düğün sonrası “After Party’leri” ihmal etmeyen, ezanla karışık müzikler çalarken gelinle damadın muhakkak bir merdivenden aşağı indiği, İngiliz kraliyet balosunu bile geride bırakan düğünlere özenen, lüks yatlarda beyaz elbiseleriyle doğum günü partisi kutlamaya alışan, gösteriş düşkünü, dünya ve madde bağımlısı Müslümanları kim tedavi edecek?

Marka başörtüleri, siyah gözlükleri, yüksek topukları ve lüks jipleriyle gecelere akan, bir konser biletine milyarlar saçan, hiçbir tesettür defilesini kaçırmayan, pahalı telefonlarıyla tik tok videosu çeken, tüm özel hayatlarını Instagram’a açan, kınadığımız ne varsa başına İslami ibaresini koyarak yapan, kadının kocasına bir dilim kek, bir bardak çay vermesine bile itiraz ederek feminizmin kurucularını bile hayretler içerisinde bırakan, marka ve lüks bağımlısı tesettürlü Müslüman kızlarımızı kim tedavi edecek?

VİP umreden aşağı kabul etmeyen, Zemzem Towers’dan aşağı konaklamayan, rezidansların ve özel güvenlikli sitelerin dışında yaşayamayan, yurtdışı tatillerini ihmal etmeyen, sadece zenginlerle oturup kalkan ve bu dünyayı küçük bir cennete çevirmeye çalışan konfor ve madde bağımlısı Müslümanları kim tedavi edecek?

Hazreti Peygamber, “Bir sürüye salınan iki aç kurdun sürüye verdiği zarar, kişinin mal ve şeref (makam, mevki, itibar) hırsıyla dine verdiği zarardan daha fazla değildir” (Tirmizi) hadisinde uyardığı gibi oturduğu makamı korumak veya daha üst bir makama gelebilmek için sürüye dalan bir kurt gibi etrafında kim varsa boğup parçalayıp bir kenara atan, dişinin geçmediği hiçbir makam, dilinin değmediği hiçbir dünyalık bırakmak istemeyen koltuk bağımlısı Müslümanları kim tedavi edecek?

Makam arabasız, sekretersiz, özel kalemsiz, korumasız yaşayamayan, koltuğu elinden alınınca kriz üstüne kriz geçiren, küçük bir müdürlük için bile aşındırmadık kapı bırakmayan, şeref ve itibarı malda, makamda ve parada gören, bunları kaybedince de itibarını kaybettiğini zanneden, yeniden bir makama gelebilmek için gerekirse ahlakını, adaletini, merhametini ve değerlerini bile gözden çıkarabilen makam bağımlısı Müslümanları kim tedavi edecek?

Asıl işi bu sorunlara çare üretmek olması gerekirken devlet destekli projeleri kovalamaktan, protokol fotolarına girmek için çırpınmaktan, vekillerle, bürokratlarla yapılan üst düzey ve çok önemli toplantılardan vakit bulamayan, İslami çalışmaların sadece para ve güçle yapılabileceğine iman etmiş, adı sivil kendi resmi bir kısım STK’larımızı kim tedavi edecek?

Hazreti Peygamber açlıktan karnına taş bağladığını anlatırken bile para kazanabilen, İslam’ın ana prensiplerini ve hatta kaderi bile inkâr edebilecek cesarette olmasına rağmen haramlarla, faizle, haksızlıklarla, adaletsizliklerle ilgili gıkını bile çıkaramayan, statükoyu devam ettirmek ve kazanımlarını kaybetmemek adına kendini bile kaybeden bir kısım hocalarımızı kim tedavi edecek?

Ve en kötüsü de bir asgari ücretle on nüfus geçindirmeye çalışan, çocuğunun okul masraflarını bile karşılayamayan, parasızlıktan evlenemeyen, borç batağında inim inim inleyen garip Müslümanların, tüm bu olup bitene, lükse, israfa, gösterişe, umarsızlığa, pervasızlığa bakarak din ve dindarlıkla ilgili yaptıkları sorgulamalarına kim cevap verecek?

Hiç kimse kusura bakmasın! Bu gidişatımız gidişat değil. Bu dünya sevgisi, bu madde bağımlılığı, bu vehn krizleri hepimizi mahvetti.

Hazreti Peygamber;

“Sizden öncekileri mal sevgisi helak etti.

Bu sevgi onlara akrabalarıyla ve dostlarıyla ilişkiyi kesmeyi emretti. Kestiler.

Cimriliği emretti. Cimrileştiler.

Günahı emretti. Girdiler.

Zulmü emretti. Yaptılar.

En sonunda da helak oldular” (Camiu’s-sağir) uyarısına muhatap olmadan derlenip toparlanalım.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Olanın olmayana, bilenin bilmeyene borcu var bu dünyada

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Kış lastiksiz şekilde bu karda donda yola çıkmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.