Müslümanlarla Temastan Sonra Gayri Müslimlerde Temizlik (1)
08 Temmuz 2019, Pazartesi 09:16M. S. 571 yılında Allah Resûlü dünyayı şereflendirmiş, 40 yaşında kendisine risâlet görevi verilmiştir. Bu kutsal görevi yüklenmeden öncede her yönüyle temiz ve nezih bir hayat yaşayan yüce Peygamberimiz, maddi ve manevi yönden temizliği baş tacı eden yeni bir din yaymaya başlamıştır.
İletişim vasıtalarının son derece sınırlı olduğu Ortaçağda Hıristiyanların İslâm nezafetiyle ciddi manada tanışması Haçlı Seferleri ve Endülüs Müslümanları vasıtasıyla olmuştur.
Haçlı âlemi Ortaçağda asırlarca kokuştuktan sonra, Haçlı Seferleri sayesinde Ortadoğu Müslümanları ile bilahare Endülüs Müslümanları ile tanıştıktan sonra; suyun ne büyük nimet olduğunu, insanların sıhhat ve afiyetleri hususundaki etki ve fonksiyonunu, kendi din adamlarının bu husustaki bağnazlık ve yobazlıklarını öğrendiler ama inanç ve itikatları bir anda değiştirmek pek mümkün olmuyor. Dolayısıyla suyu kullanmaları, temizliğe adapte olmaları, eski geleneklerini yıkmaları, din adamlarına karşı durmaları epeyce bir zaman almıştır.
İspanyol Tarihçi Sanchez Albornoz’un belirttiğine göre, Hıristiyan İspanya’nın hamam kavramı ile tanışması Endülüs sayesinde oldu. Kuzeyin Hıristiyanları ondan önce hamamı bilmedikleri gibi, bazı tarihçilerin kayıtlarına göre senede soğuk su ile olmak üzere bir kereden fazla yıkanma adetleri de yoktu. Bunun sebebi sık sık yıkanmanın vücudu zayıf düşüreceğine inanırlardı. Ancak 1085 senesinde Kastilya Krallığının Endülüs şehri Tuleytula’yı işgalinin hemen ardından, Hıristiyan askerler arasında şehirdeki Müslüman hamamlarına gitme alışkanlığı baş göstermiştir.
Ne kadar ilginçtir ki, Kastilya ordusunun bir sene sonra Müslümanlar karşısında hezimete uğraması, Kral 6. Alfanso’nun danışmanları tarafından, Hıristiyan askerleri arasında yaygınlaşan bu hamamda yıkanma âdetine bağlanmış ve bunun üzerine Kral ülkesindeki bütün hamamların yıkılmasını emretmiştir.
Kendi milletine yıkanmayı yasakladığı gibi, nerdeyse hastalık derecesinde temizliğe dikkat eden Endülüs Müslümanlarına da temizliği yasaklamışlar, hatta abdest alırken, ölü yıkarken, temizlik yaparken gördükleri Müslümanları şiddetle cezalandırmışlardır. Ancak yine de İspanya’nın değişik bölgelerinde tek tük hamamlar kalmış, fakat 16. Yüzyılda bu hamamlar, İslâm kültürünün kalıntısı ve simgesi olarak kabul edildiği için, İspanya genelinde ne kadar hamam varsa hepsini yıkmışlardır.
Nitzsche’nin kaydına göre de, Hıristiyanlar Endülüs’ü Müslümanlardan geri alıp şehirlere girince ilk yaptıkları icraat Müslümanlardan kalan hamamları yıkmak olmuştur.(1)
Endülüs’te o kadar temizliğe önem verilmiş ki; El Makkarî’nin eserinde şöyle denir: “Bir Endülüslünün elindeki para ya ekmek almaya, ya hamama gitmeye yetecek kadar olsa o gün oruç tutar ama hamama gider ve temizlenir.”(2) Kurtuba o dönemde İstanbul’dan sonra dünyanın ikinci kalabalık ve modern şehridir. 900’e yakın hamamın olduğunu ve suların sirke ve benzeri maddelerle dezenfekte edildiği için bulaşıcı hastalıklara rastlanmadığını el İdrisî nakleder.(3)
Endülüs’te; su ve suyla ilgili her türlü problemle uğraşacak muhtesipler yani özel görevliler vardır. Bunlar şehirlerin temizliği ile o kadar yakından ilgilenirler ki, evlerin civarındaki boş arsalara çöp dökülse onları bile yakındaki ev sahiplerine temizletir; “ya döktürmeyeceksiniz, ya dökenleri bildireceksiniz, ya da siz temizleyeceksiniz, ama illa ki her yer temiz olacak” gibi uygulamalar yaparlarmış. Ta o dönemde Kurtuba Şehrinde temiz suların, atık suların ve sulama sularının aktığı ayrı ayrı kanalizasyon teşkilatının olduğunu İbni Sehl el-Ceyyânî zikretmektedir.(4)
Sierra Nevada dağlarının karlı tepelerinde eriyen sular Granada ve Kurtuba şehirlerinin içinden nehir olarak geçiyor ve her tarafı cennet haline getiriyor. El-Hamra Sarayını gezerken çiçek ve gül kokusundan bayılmamak için insanın dikkatli olması gerekir. Su ile nelerin yapılabileceğini dünyaya sergileyen ve gösteren Endülüs Müslümanlarıdır. Sıcak su buharı ile kışın sarayların ve evlerin ısınmasını, yazın da soğuk su ile yine böyle mekânların soğutulmasını, ayrıca su oyunlarını, suyla çalışan otomatik makine ve oyuncakları dünyada ilk defa Endülüs medeniyetinde görmek mümkündür.
Dipnotlar:
1-Mehmet Özdemir, “Endülüs Müslümanları Medeniyet Tarihi” TDV
Yay. Ank. 1997, s.167; Lütfi Şeyban, Endülüs’ten Geriye Ne
Kaldı?,Tarih ve Düşünce Derg. Mayıs 2003, s. 24.
2-Mehmet Özdemir,“Endülüs Müslümanları”,TDV Yay.Ank. 2012,s.60;
İsmail Kahraman, Endülüs Medeniyeti,VCD belgesel, Hâmidiye A.Ş.2003.
3-Mehmet Özdemir, a. g. e. s. 52.
4-Mustafa Hizmetli, Endülüste Hisbe Teşkilatı, TDV Yay. Ank. 2011, s. 175.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.