MÜZİK, MUSIKI (1)
16 Temmuz 2016, Cumartesi 09:55Çok insan anlıyamaz eski mûsikimizden
Ve ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden.
Açar bir altın anahtarla ruh ufuklarını,
Hemen yayılmaya başlar sadâ ve nûr akını
Yahya Kemal
Walter Shevets diye müzik otoritesi bir kişi şöyle demiştir: “Dünyada iki tane klasik musiki var. Biri Klasik Batı Musikisi, biri de klasik Türk musikisi.”([1])
Fakat rahmetli şairimizin dediği ne o ruh kaldı, ne de o dertlere deva, ruhlara şifa olan musikimiz kaldı. Kalmadığı için de; ne kendimizi, ne dinimizi, ne ceddimizi, ne tarihimizi, ne Allah’ın bu millete bahşettiği güç kudreti… tanıyamıyoruz, bilemiyoruz, velhasıl özümüze, kendimize her şeyimize yabancı, gölgemize düşman insanlar oluverdik.
Dünyada özellikle Almanya’da yapılan araştırmalar, bizim musikimizin dertlere deva, hastalara şifa olduğu, hatta hangi makamların hangi hastalıklara deva verdiği bile ilmen tespit edilmiştir.
Bu sebepledir ki; Ortaçağda delilerin, mecnunların, cüzzamlıların, psikolojik illetlilerin, “ruhlarına şeytan girmiş, ondan ancak bunları yakmak suretiyle kurtulabiliriz”([2]) anlayışıyla bu hastaların diri diri yakıldığı dönemlerde, Selçuklu ve Osmanlı diyarlarında, ecdadımız bu insanlar için özel şifanaler, klinikler açmış, 20 hastaya 150 personel düşecek lüks ve kalitede hizmet vermişler, hastaları müzikle tedavi etmişlerdir.([3])
Ruh hastaları için müzikle tedavinin önemini ABD bile ancak 1956 yılında fark edebilmiştir.([4]) Osmanlı Bîmarhanelerini gören Mongeri Pere: “Burası Avrupa’nın asırlar sonra tahayyül edeceği bir hayal müessesesidir” demiştir.([5]) Gerçekten bu konuya Avrupa asırlar sonra ancak el atabilmiştir. Çocuk gelişim uzmanı Nesrin Özcan “Ney sesi ve Tasavvuf Musikisi hiperaktif çocukları sakinleştiriyor ve daha anlayışlı hale getiriyor” demiştir.([6])
Dünyada beyin üzerine otorite olan, ABD de Asrın Tıp Ödülünü alan,[7] Cumhurbaşkanımızdan da Devlet Şeref Nişanı alan dünyaca ünlü beyin cerrahımız Prof. Gazi Yaşargil, 77 yaşında olmasına rağmen hâlâ genç ve dinç olmasının, en hassas beyin ameliyatlarına bile girebilmesinin sebebini sorduklarında, O şeyle demiştir: “Beyninizi ve bedeninizi geliştirmek ve genç tutmak için çok okuyun, bulmaca çözün, müzik dinleyin. Ben sanat müziği dinliyorum” ([8])
Milliyet Gazetesinin haberine göre şaka gibi bir olay cereyan etmiştir. Almanya’nın Wiesbaden kentinde 23 yaşındaki bir Türk kadını, açık pencereden oturma odasına 15 yarasanın girdiğini görünce, durumu polise bildirir. Hemen olay yerine gelen polisin yarasaları evden çıkarma çabaları sonuç vermez. Bunun üzerine polis, yüksek sesli müziğin yarasaları kaçırabileceği önerisini gündeme getirir. Hemen teybe Türk sanat müziği konulur ve sesi açılır. Ancak beklenenin aksine, yarasalar evden kaçmadığı gibi, sayıları kısa sürede 40 çıkar. Ev sahibi kadın da bu kez çocuklarının “Tekno Müzik” kasetini açar. Buna dayanamayan yarasalar birer birer evi terk eder.([9])
Dipnotlar:
1-Ö. Tuğrul İnançer-Ahmet Özhan, “Şarkılar Seni Söyler” Sufi Yay. İst. 2007, s.163.
2-İlhan Bardakçı, “Tarihten Bugüne”, Türk Edebi. Vakfı Yay.İst.2004, s. 310.
3-İbrahim Refik, “Tarihin Meçhul Tanıkları” Kaynak Yay. İst.2008,s.161. Bakılhane Nazırı
Ali Rıza Bey, a. g. e. s.269,
4-Hasan Hüsrev Hatemi, “Hoşça bak Zatına”, İşaret Yay. İst. 1989, s. 565;
5-İbrahim Refik, “Ulu Çınarın Gölgesinde”, Albatros Yay. İst. 2004, s. 158.
6-Milliyet Gazetesi, 26. 12. 2003.
7-Milliyet Gazetesi, 03.11. 1999.
8-Milliyet Gazetesi, 20. 05. 1999.
9-Milliyet Gazetesi, 04. 08. 2004-09-28
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.