NE DİYORDUK
18 Kasım 2015, Çarşamba 00:00Bizler terörden çok çeken ve hâlâ da çekmekte olan bir ülke olarak canımız çok yandığından sürekli olarak terör belâsı konusunda toplumsal hatta ruhsal yönden bile etkileyen sıkıntıları konusunda yaşadıklarımızı beyan ederken, bizim açıklamalarımız bunları besleyip büyüten ve dahi üzerimize salanlara karşı pek de önemli gelmiyordu.
Onlar başta PKK terörü olmak üzere bizzat kendilerinin alt yapısını kurup oluşturdukları organize ettikleri sevk ve idaresini temin ettikleri lojistik destek sağladıkları adı sözde İslam’ı çağrıştıran ama gerçekte İslam’ın öngördükleri ile uzaktan yakından alakası olmayan benimsemediği reddettiği terörü tıpışlayıp kundağından çıkarıp üzerimize salarken kıs kıs gülmenin ve bizlere çelme takmanın heyecanını kursaklarında yaşıyorlardı.
Ne zamanki yaptıkları ayaklarına dolaşmaya başladı, işte o zaman bizim haklı olan gür sesimize kulak vermeye başladılar. Aslındaonlarda biliyorlardı. Terörün ne menem bir bela olduğunu, âmâ nedense vazgeçmiyorlardı. Vazgeçemezlerdi çünkü sömürü düzenlerinin çarkında bir ülkeyi güçsüz duruma düşürmek için mutlaka taşeronlarını kullanmak durumundaydılar. Nitekim ermeni asala terör örgütüne bir nevi yardım ve yataklık eden bunlar değil miydi? Bir zamanlar bizim hariciye mensuplarımızı dünyanın çeşitli ülkelerinde büyükelçiliklerde suçsuz ve masum insanlarımızı öldürmeye yemin etmiş ermeni çetecilerini koruyan ve kollayan ve destekleyen kimlerdi? Elbet bu ikiyüzlü Avrupalı şımarık ülkelerdi.
Bakın gün gelecek Almanya da aynı şekilde terörden muzdarip olacak. Rüzgâr eken fırtına biçiyor. Kim ne yaptıysa teröre yardım ve yataklık ettiyse gün geliyor bu yaptıkları aynen bumerang gibi kendilerine dönüyor. Çünkü haksızlık eden ikiyüzlü davranan bunun karşılığını bir şekilde ödüyor.
Bizler terör belasının katilliği ve çirkinliği konusunda yıllarca sıkıntısını çekmiş ve bize milyar dolarlar kaybettirmiş, ülkemizin kalkınmasına engel olmuş canı yanmış anaları ağlamış bir ülkenin evlatları/insanları olarak canhıraş ederken bize kıs kıs gülenler şimdi gerçekle yüzleşmek zorundalar.
İşte batı böyle ikiyüzlü ve vurdumduymaz bir insan canavarıdır. Zamanında bizim ve buna benzer aynı saldırılara maruz kalan diğer ülkelerin feryatlarına kulak asmayanlar bugün: teröre karşı merhametli olmayacağız diyebiliyorlar. Halbuki; O ülke ki; Cezayir’de akıl almaz katliamlar yapan ve Müslümanları katleden, sömürü düzenin devamı için gözünü kırpmadan vahşet saçan. Bu batılı ülkeler ki; Sırpadileri binlerce insanı katlederken sessiz kaldılar. Kadınların uğradıkları tacizleri umursamadılar. Çocuklar anasız babasız kaldı kıllarını kıpırdatmadılar. Ve yine PKK terörü hâlâ bizim ülkemizde her gün asker polisimizin şehit olmasına, ülkeyi yıkma çabalarına devam etmesine rağmen hangi Avrupa ülkesi çıkıp ta bir kelam laf etti akıllıca. Hep terör odaklı yan tutarak daha doğrusu PKK terörünü sözde kınayıp gerçekte destekleyerek hareket ettiler.
Biz terörü kim yaparsa yapsın kimden gelirse gelsin karşıyız. Çoluk çocuk insan masum katleden yurt yuva yıkan insanları korkutan devlet ve toplumun birlik ve düzenini bozmaya yönelik insanlık dışı tüm hareketlere karşıyız.
Hele de günümüzde İslam adını kullanarak gerçekte batılıların tezgâhından ve tornasından geçmiş daiş/işid gibi isimlerle İslam ve insanlığın yüz karası bir uygulamayı kökten kınıyor ve bunların batılıların bir oyunu olduğunu, maksatlı olduğunu bu hareketlerin altında İslam düşmanlığı yattığını ve İslam düşmanlarının, böylece kendi çaplarındayeryüzünden İslam’ısilmeye çalıştıklarını, gerçekteİslam’ın asla terörle işi olmadığını bilmekteyiz. Ne işid/daiş ne boko haram ne de saf bazı kitlelerin desteklediği PKK’nın asla ve kata insani bir yönü yoktur ve bunlar terörle ayakta duran kan emici vampir ve taşeron örgütlerdir. İnsan ve insanlığın katilidirler kısaca.
Ha şunu da unutmamak gerek. Bu batılılar var ya bu batılılar; kendi sömürgeci kan emici ruhu bozuk ve insanlığın yüz karası sistemlerinin ayakta kalması ve devamı için her şeyi yaparlar. Bunun niye söylüyorum biliyor musunuz? Hani ABD’de 11 Eylülsaldırıları olmuştu ya hâlâ muammalı ve o gün oraya hiçbir Yahudi’ningitmediği! Ve meydana gelen saldırılarla tüm dünyanın irkildiği o olay var ya; İşte o olay öyle kuşku uyandırıcı ki; bugünAvrupa’da meydana gelen bu tür ses getirici hareketlerin temelinde hep böyle kuşkulu yaklaşımlar ister istemezde insanın aklına gelebiliyor. İkiyüzlü ve vicdanını sömürge cüzdanına sıkıştıran bir güruh ve anlayıştan her şey beklenmez mi?
Kendi sistemini ithal ettiği ülkelerde meşrulaştırmak için gerekirse kan döken ve vahşete davetiye çıkaran uygulamalarıyla batıyı ve batılıyı tekrardan gözden geçirmek gerekir diyorum. Çirkinliklerin ve ahlaksızlık furyasının temelinde akıl almaz ve doymak bilmez dünyevi kaygı ve şehevi duyguları yatan bir anlayış asla insanlığa/ruhaniyete bir şey kazandırmaz sadece eza ve cefa çektirir. Bugün batının kendi insanı da memnun değildir kendi inanç ve sistemlerinden. Nitekim bir arayış ve sorgulama bir bunalımdan çıkıp kurtuluşa erme mesabesinde birçok insanın İslam’a sarıldığını ve Müslümanlığı seçtiğini görmekteyiz.
Çünkü bizler Fırat kenarında bir kuzuyu bir kurt kapmışsa bunun endişesini duyacak/yaşayacak bir ruh olgunluğuna/hasletine ve muhataplığına sahibiz. Kendimizi bundan sorumlu tutar veballi hissederiz. Öyleyse batının ve batılın tüm karalamalarına karşı; atalarımızın dört elle sarıldığı ve bizi yaşatan ayakta tutan gerçek kardeşlik olarak İslam kardeşliğine ve adaletine sarılmanın zamanı. Dünya zaten büyük bir ivme ile koşarak İslam’a doğru kayıp gidiyor. Çünkü gerçek kurtuluş ondadır.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.