Ne Müsriflik, Ne de Cimrilik
12 Ocak 2022, Çarşamba 09:09Rahmetli anneannem, bahçede yetişen domatesten kahvaltıda üç kızının önüne bir adet koyar ve “paylaşmayı öğrenin” dermiş. Çocukluğumda buzdolabımızın olmadığı dönemde bodrum katta tahtanın üzerine dizilirdi domates ve salatalıklar sonra üzerleri ıslak bezle örtülürdü daha uzun dayansınlar diye sanırım. Çocukluğumuzda tabağa alınan yemek mutlaka bitirilirdi. Babam kullanılmış zarfların boş kısımlarını keser ve notlar için onları kullanırdı. Küçülen kurşun kalemler için kullanımını sağlayan plastik başlıklar vardı. Ütünün sonlarına doğru annem ütüyü prizden çeker ve küçük eşyalar ile kumaş mendiller ütü soğurken ütülenirdi. Lambalarımız floresandı. Devir hesap devriydi.“Lüzumsuzsa söndür” anlayışı sadece askeriyede değil, evlerde de geçerliydi. Bir ürünün değişmesi için kullanılamaz ve tamir edilemez duruma gelmesi gerekirdi.
Bizler ebeveynlerimize göre daha kolay eriştik her şeye ve onlara göre daha müsriftik. Zaman içinde unuttuk tutumluluğu, boşa götürmemeyi, israftan kaçınmayı. Bizlerden sonra açık büfe kahvaltı çocukları geldi. Bizler sarı,samanlı diye tabir edilen kağıda not alırken bugün artık A 4 kağıtlar karalamada kullanılıyor. Bugün pişen ertesi gün yenmiyor genelde, artanlar atılıyor başka bir türlü değerlendirilmeden. Resmi kurumlarımızda öğlen molasına giderken bile odadaki ışıklar söndürülmüyor genellikle. Oda sıcaklığı kalorifer peteğinden ayarlanabilen binalarda sıcak geliyorsa ortam radyatörünün derecesi kısılmıyor, pencereler açılıyor. Devletin zirvesi değil, ilçe Belediye Başkanları bile isterlerse 3000 motor hacminden aşağı araçlara binmiyor . Resmi araç satın alınamazsa bile fark etmez, kiralama yolu serbest yol yordam bilene. Hatta en lüks aracı bile itfaiye ön aracı adı altında vergisiz daha ucuza da alabiliyorsunuz. Kısaca günlük yaşamda evlerimizde de kurumlarımızda da israfın bin türlü yolu var maalesef. İthal yakıtlarla mantolamasız binalarda havayı ısıtıyoruz; kafe v.b. mekanlarda insanlar dışarıda sigara içerek oturabilsinler diye ısıtıcılarla gökyüzüne sıcak hava salıyoruz. Damlasının ziyan edilmemesi gereken suda dağıtım şebekesindeki kaybımız % 25-40.
Gıda çok değerli hale geliyor. Tarladan soframıza gelirken yolda üretimin % 50’sine yakınını kaybettiğimiz belirleneli yıllar oldu, kaybı önlemek için soğutuculu taşıma hep gündeme geldi ancak uygulamaya geçilemedi nedense. Fiyat ayarlaması için ürünü çöpe dökmek sık rastlanılan bir vicdansız uygulama oldu. Hepimiz, her kademede israfın içindeyiz maalesef.
İsraf rakamları korkunç. Birleşmiş Milletler Gıda İsrafı Endeksi rakamları 11.3 milyon tonun üzerinde gıda israfı belirlemiş. Bu bedel 821 milyon aç insanı 4 kez doyurabilecek bir bedel. Ülkemde milli gelirin yüzde 15’i israf ediliyor. Hesaplara göre 555-750 milyar lira israf bedelimiz tespit edilmiş. 3.6 milyon ekmek yılda atılıyor. Enerji tüketimimizin yüzde 25’inin tasarruf edilebileceği belirlenmiş. Bu miktar 11.500.000 ton petrole eşdeğer. Resmi kurumların ışıklı tabelalarının gerekliliği bile değerlendirilmeli bence enerjiye ciddi bedel ödeyen ülkemde.
Dinimizin israfa bakışı belli ancak ne kadar hazindir ki gıda israfını önleme çalışmalarına bir Amerikan firması Procter&Gamble sponsorluk yapıyor.(Boşa harcama) İsrafla mücadele eğitimi aileden başlamalı, ana okulları dahil eğitimde devam etmeli. Kamu çalışanlarına da yaşlarına ,eğitimlerine bakılmadan bu konuda eğitim verilmeli
Konya Büyükşehir Belediyemiz Aralık 2021 Meclis gündeminde İsrafla Mücadele Cemiyeti Derneği ile ortak çalışma yapmak içim Belediye Başkanımıza yetki verdi. Bu sözleşme herhalde son şeklini almıştır. Keşke açıklansa paydaşların neler yapacağı, ne zaman projenin aktifleşeceği. İsraf konusunda farkındalık, bilinçlendirme ve israfı önleme çalışmaları acilen gündeme alınmalı. Böyle geldi, böyle gitmemeli . Yazıktır, günahtır. Saygıyla
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.