NOEL KUTLANAMAZ
04 Ocak 2025, Cumartesi 00:37Dünya ve içinde olan yanlış zihniyetler, oldum olası doğrunun tadını bilememiştir. Öyle ya nasıl bilsin ve anlasın ki, hep kötü, hep sapkın, hep yanlış olma rolü üstlenen bir akıl hep karanlıkta olmak zorundadır.
Kabul ettikleri akla bakan kimse bu köhne zihniyeti hemen anlar.
İsa aleyhisselâmın doğum tarihinin yıl olarak M.Ö dört ile altı yıl evvel olduğuna inanırlar, doğum günü olarak da Batı kiliseleri 25 Aralık gününü doğum tarihi olarak kabul edip kutlarlarken, Doğu kiliseleri ise bu tarihi 6 Ocak olarak kabul etmektedir.
Eflâtunun İsa “aleyhisselâma” zamanında yasadığı (Burhanı-ı katı’) kitabında yazılıdır. Avrupa kitaplarında, Eflâtunun, milattan, yani İsa aleyhisselâmın dünyayı teşrifinden [347] sene önce öldüğü yazılıdır. Platon ismi de verilen bu Yunan
Filozofunun dersleri meşhur olduğundan, ölüm zamanına inanılırsa da, İsa “aleyhisselâma”, gizli dünyaya gelip ve dünyada az kalıp, göğe çıkarıldığından ve kendisini ancak 12 havari tanıyıp, İseviler az ve asırlarca gizli yasadıklarından, milat yani Noel gecesi doğru bilinmemiştir.
Miladın, 1. kânun [Aralık] 25 veya ikinci kânun [ocak] altıncı veya başka gün olduğun sanıldığı gibi, bugünkü miladi senenin 5 sene fazla olduğu, çeşitli dillerdeki kitaplarda, meselâ Hasip Beyin 1333 [m. 1915] baskılı (Kozmografya) ve (Takvim-i Ebüzziyâ)da yazılıdır.
O hâlde, miladi sene, Müslümanların senesi olan hicrî sene gibi doğru ve kat’î değildir. Günü de, senesi de şüpheli ve yanlıştır. İmam-ı Rabbaninin “kuddise
sirruh” ve (Burhanı-ı katı’) ın bildirdiklerine göre, 300 seneden fazla olarak noksandır.
Muhammed Gazali, İmam-ı Rabbani ve daha birçok İslam büyükleri, Yunan felsefesini inceleyip, didik didik etmiş ve o felsefecilerin, ne kadar cahil, ahmak ve kâfir olduklarını bildirmişlerdir. Müslümanların, böyle kâfirleri beğenmemelerini, onlara aldanmamalarını, birçok kitaplarında yazmışlardır.
Aklı olmayan delidir. Aklını kullanmayan sefihtir. Akla uygun iş yapmamak sefahettir.
Aklı az olan da ahmaktır derler. Yalnız akla uyup, yalnız ona güvenip, aklın ermediği şeylerde yanılan kimseye de, felsefeci denir. Aklın erdiği şeylerde ona güvenen, aklın ermediği, yanıldığı yerlerde, Kur’an-ı kerimin ışığı altında akla doğruyu gösteren yüksek insanlar da, islim âlimleridir. O hâlde, İslamiyette felsefe yoktur, İslam felsefesi, İslam filozofu yoktur. Felsefenin üstünde olan İslam ilimleri ve felsefecilerin üstünde olan İslam âlimleri vardır.
(Bezzaziye) fetvasında diyor ki, (Nevruz günü, Mecusilerin bayramıdır. O gün, Mecusilerin yanına gidip, onların yaptıklarını yapmak küfrüdür. O gün, bayram yapan müslümanın imanı gider de haberi olmaz). Noel günü ve gecesinde ve kâfirlerin paskalya ve yortularında, onlar gibi bayram yapanın da kâfir olduğunu da bu fetvadan anlamalıdır.
(Birgivî vasiyetnamesi), (Mızraklı ilmihal), (Saadet-i Ebediyye) ve diğer İslam kitaplarında, “Tazim etmemiz emr olunan bir şeyi tahkir, tahkir etmemiz emr olunan bir şeyi de tazim etmek küfürdür.” Bunları yapanın imanı gider, kâfir olur. NOKTA.
NOT: İsa Aleyhisselâm insandır. İnsanların hidayete erişmesi için gönderilmiştir. Ona tapılmaz.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.