Nuşirvan Adaleti ve Yahudiler (3)
30 Aralık 2019, Pazartesi 08:50Hükümetlerin ölümleri hızlandırılacak. insanlık elem, ıstırap ve yoksulluk içine atılacak:
Osmanlının son dönemlerinde yani iktisadi hayatı zaafa uğrayıp, Yahudi’nin etki ve tesirinde kalındığı dönemlerde bu da uygulanmış. Sık sık Padişahlar, Sadrazamlar ve hükümetler değiştirilmiş, istikrar bozulmuştur. Meselâ Sultan Abdülaziz 15 yıl saltanatta kalmış, 16 Sadrazam (hükümet) değiştirmiş.(1) Yine Yahudi’nin etki ve tesirinin çoğaldığı son dönemlerdeki Sadrazamların ekseriyeti gayri müslimdir.(2)
1908-1914 yılları arasında 6 yılda 13 defa hükümet kurulmuştur. Yahudilerin etkisiyle İttihat ve Terakkinin eliyle Osmanlıyı Osmanlı yapan kadrolar hallaç pamuğu gibi atılmış, eski ve tecrübeli komutanların rütbeleri indirilmiş, yeni yetme subaylar hak etmedikleri halde kısa zamanda birkaç rütbe birden atlatılmış, savaş geliyorum dediği günlerde kışlalardan talimli ve tecrübeli askerler terhis edilmiş, siyasetin cıcığı çıkmış, kışlalar politik arenaya dönüştürülmüş ve neticede Osmanlı Tarihinin en acıklı olayı yani Balkan Savaşı hezimeti gerçekleşmiş, koskoca Osmanlı ordusu Bulgar ordusunun önünde dize gelmiş, Edirne Bulgarların işgaline uğramıştır.
Daha sonra hatıralarını yazan Bulgar Genel Kurmay Başkanı: “Biz Edirne’yi Osmanlı Meclisi Mebusanındaki Yahudi ve Rum yani Gayri Müslim vekillerin verdiği bilgiler sayesinde alıp işgal ettik” diye yazmıştır.(3)
Osmanlının son zamanlarındaki bütün olumsuzluklar araştırıldığında altından Yahudi oyunu ve parmağı çıkmaktadır. Çünkü Osmanlı durduğu müddetçe, Filistin’de bir Yahudi devleti kuramayacaklarını çok iyi anlamışlardır. Sultan Abdülhamid’in tutumu bunun en bariz delili olmuştur.
Birinci Dünya Savaşında Siyonist Yahudi birlikleri bizzat Osmanlı orduları karşısında Çanakkale ve başka cephelerde savaşmışlardır. Bunun mükâfatı olarak bu savaş günlerinde İsrail devletinin kurulma sözünü İngilizlerden aldıklarına dair tarihi rivayetler de vardır.(4)
Lozan Konferansına İsmet İnönü ile katılan ve Türkiye aleyhine birçok entrikalar çeviren Hahambaşı Hayim Naum , Hükümet erkanı ile arası çok iyi olmasına rağmen anlaşma imzalandıktan sonra: “Bu millete ve memlekete çok kötülük ettim, artık aralarında yaşayamam” diyerek Mısır’a gidip yerleşmiştir.(5)
Bugün ABD ve Avrupa’ya sırtını dayayıp, orta doğuda bu katliamları dünyanın gözü önünde ve Müslümanlarla alay ederek İsrail nasıl yapıyorsa, yarın aynı kabadayılara güvenerek Kıbrıs’ta veya Allah muhafaza Anadolu’da Müslüman Türk’e yapmayacaklarını kimse garanti edemez. Uygulamalar bunların olabileceğine işaret ediyor. Dikkat edelim ki, NATO ayakta iken, şimdi bir Avrupa Ordusu kurdular. Bizi buradan dışladılar. Bütün baskılarımızın neticesinde yine almadılar. Sonra dediler ki, alırız amma karar mekanizmasında siz olamazsınız. Yani ilerde Kıbrıs’a ve bir Müslüman devlete operasyon yapacak olursak, kararı biz vereceğiz, siz olmayacaksınız. Hatta sizin askerinizi de kullanacağız, siz karışamayacaksınız. Türkiye bu şartların bazılarını hafifleterek onay vermek durumunda kaldı maalesef ve maalesef. Adamların niyeti bu. Yirmi, otuz sene sonrasının hesaplarını yapıyorlar. Hani Rusya ayakta iken en büyük müttefik, en kıymetli dost Türkiye idi. Yıllarca bize sınır bekçiliği görevi yaptırdılar. Mayınlı tarlada çalıyı bize sürüttüler. Moskof düşmanı zayıflayıp, bize bağımlılıkları azalınca hemen gerçek yüzlerini gösterdiler. Onun için Bizlere çok büyük görevler düşüyor. Kendi yağımızla kavrulmamız, Kendi içimizde barışık olmamız, onlara muhtaç olmaktan kurtulmamız, her yönden güçlü olmamız, gece gündüz uyumayıp çok ama çok çalışmamız gerekir ama heyhat!
Sultan Abdülhamid ve Filistin:
Çünkü tarih ve günümüz şahittir ki; Müslümanların içinde gayri Müslimler binlerce sene huzur ve emniyet içinde yaşayabilirler ama,(6) gayri Müslimlerin içinde Müslümanlar asla. Ortadoğu Müslümanlar tarafından alınalı 1500 sene oldu hala yüz binlerce Hıristiyan, Rum ve Ermeni yaşamaktadır. Ama 820 sene Müslümanların elinde kalan İspanyada, 520 sene Osmanlının elinde kalan Balkanlarda kaç Müslüman var ve ne kadar huzurlu hayat sürebiliyorlar şöyle bir düşünelim. Hele hele Yahudi, dünyanın her bir yanından gelip vatanlarını işgal ettiği bir avuç Filistinliye hayat hakkı tanımıyor. Ey Müslümanlar ibret alalım. Ey Arap idarecileri! Sizlere yazıklar olsun, sizler tükürmeye bile değmezsiniz. Gazze’de İsrail Filistinliler üzerine tonlarca bomba yağdırırken, binlerce masumu katlederken, binlerce tüyü bitmedik bebek can verirken, sizler bu katliamların baş mimarı ve müsebbibi ABD dışişleri bakanı bayana, hakkıyla yaptığı görevi(!) yakında bırakacağı için, milyonlarca dolarlık takılar hediye etmekle meşgulsünüz.
Dipnotlar:
1-Ali Vehbi, Abdülhamit. s.83.
2-Tarih ve Medeniyet Dergisi, İhlas Yayınları. Sayı 36, s.45.
3-Türk Edebiyatı Dergisi, Ekim 2004, sayı 372, s.31.
4-Cengiz Özakıncı, “Türkiye’nin Siyasi İntiharı”, Otopsi Yay. 13. bas.İst. 2007, s.238. İbrahim Refik, “Tarih Şuuruna Doğru-4”, Albatros Yay. İst. 2004, s.89.
5-Tarih ve Düşünce Dergisi, Temmuz-Ağustos 2006, s.35.
6-Ahmet Refik, “Lâle Devri”, Timaş Yay. İst. 1997, s.83.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.