OBRUK HANI/BAL KABAĞI
08 Temmuz 2024, Pazartesi 00:54“Yıkmak insanlara yapmak kadar kıymet mi verir?
Onu en çolpa heriflerde emin ol becerir,
Sade sen gösteriver işte budur kubbe diye
İki ırgatla iner şimdi Süleymaniye
Ama gel kaldıralım dendi mi heyhat o zaman
Bir Süleyman daha lazım yeniden bir de Sinan”
Yıkmakla, yapmak arasındaki farkı anlatan bu dizeler Mehmet Akif Ersoy’a ait.
Özet.
Yıkmak kolay, yapmak zor.
Yapamayanlar, yıkmanın peşinde koşar.
İnsanın olduğu her yerde bu alafrangalığın çeşitli örnekleri olmakla birlikte, söz konusu görüşün esas zirve yaptığı alan, siyaset alanıdır. Birbirine rakip partiler hatta aynı parti mensupları arasında bir fikri ya da icraatı beğenmeme ve yıkım derecesine varan karşı çıkma ve itirazlar siyasetin doğasına hakim. Parti farkı olmaksızın siyasi figürler arasında da bu böyle.
Muhalefet mi bu?
Bizdeki muhalefet anlayışı böyle.
Aslında muhalif görüşler önemli zenginlik.
Muhalif görüşler sayesinde daha farklı ve kamuya faydalı hizmetlerin yapılması mümkün.
Mümkün de “Namaz geçtikten sonra şırlan yağını başına dök” demiş, geçmişte yaşayan feraset sahibi insanlar.
Kaldı ki hakim muhalif anlayışımız, bu örnekle izah edilebilecek bir anlayış da değil.
Muhalefetin sözleri çoğu zaman “Laf ola beri geri” Ya da “Laf söyledi bal kabağı” cinsinden sözler hükmünde.
Bu basiretsiz ve işi boş örneklere bir örnekte Saadet Partisi Karatay İlçe teşkilatında görevli birisi tarafından , Karatay Belediyesince restore edilerek dünya insanlığına nitelikli konseptle hizmete sunulan Obruk Hanı üzerinden eklendi.
O örnek şöyle.
Saadet Partili şahsiyet yapılan restorasyonla Obruk Hanı’nın “Tarihi, doğal ve kültürel zenginliklerinin yok edildiğini” açıklamış, kendi zihniyetine mensup bir gazetede.
Ona söylenecek söz: “Atma Recep din kardeşiyiz.”
“Bir çok yapı ve değer” dediğiniz ne”
Bu kadar abartı, kaç yapı mesela?
Bu derece tezvirat hangi kitaba sığar”
Sen kimsin, nesin, nerelisin de Obruk Hanı’nın bir çok tarihi değerine kıyıldığını söyleyebiliyorsun?
Bunu kimseye sorma, arama ve araştırmaya bile değer bulmadım.
O taraflardan bir yerlerdense söylediklerinin yalan, değilse bu sefer duyduklarının yalan olduğunu biliyorum. Obruk da Kur’an Kursunda okumuş olmak da, Obruk Hanı ve Kızören Gölü’nü, bir insanın anlıyor olmasına yetmez.
Hanının geçmişini anlayabilmek için aile büyüklerinin, küçük yaştaki çocuklara ve yakınlarına “Aman ha..Hanın içine girmeyin” uyarılarını yaşamış olmak, Kızören Gölü’nü anlayabilmek için de su seviyesinin yüksek olduğu 40-50 yıl önceki zamanlarda insanların göl suyu ile yün-yapağı ve çeşitli çamaşırlar yıkadıklarını, çocuk ve gençlerin gölün içinde korkarak çimdiklerini bilmek ve yaşamış olmak lazım.
800 yıllık tarihi miras Obruk Hanı yakın zamana kadar metruk ve mezbelelikti. Han, tükenmek üzereydi. Bir ilçe belediyesi olağan üstü bir cesaretle çeşitli iktidarın 100 yılda yapamadığını dört yılda yaptı.
Han restore edildi ve işlevsel hale getirildi.
Obruk’un imajı değişti.
Obruk’un değeri arttı.
Obruk’u dünyaya açıldı.
Muhalefet adına çolpa heriflerin yaptığını yapmamak lazım.
Çolpa!
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.