OKULLAR AÇILIRKEN
19 Eylül 2018, Çarşamba 08:43Yeni bir ahengin yeni bir eğitim öğretim yılının daha içerisinde öğretmenler olarak mücadele ruhuyla yer alacağız inşallah. Ben bu sayfadan bütün öğretmenlerimize gösterecekleri özverili çalışmalarında yürekten başarılar diliyorum.
Bir milletin geleceğini yakından ilgilendiren eğitim sorunlarının çözümünde sadece devlet babadan bir şeyler beklemek bence akıl işi değildir.
Üniversite hayatından önce daha küçük yıllardan itibaren diyelim ki; kendisini öğretmenlik mesleği ile özdeşleştiren ve böyle nitelikli ve liyakatli bir mesleğin içinde hayalini elde etmek isteyen bir aday elbette böyle bir mesleğin kutsiyet ruhu ile hareket eder.Mesleğini sadece para kazanmak öğrenciye de para kazanmanın hedef kitlesi olarak gören bir zihniyetin açık ve net başarılı bir performans göstermesi mümkün değildir.Ben bu düşüncemi kazandığım 39 yıllık tecrübelerime dayanarak söylüyorum.
Bulunduğu ortamın hayat şartları ve coğrafi özelliklerini bilen ve böyle bir mahrumiyet özelikli bir yöremize ataması yapılmış ve görevine başlayan idealist bir öğretmenin başarılı olmaması mümkün değildir.
Kendini işine veren sorun üretmekten ziyade çözüm üreten ve öğrencilerini seven her tür güçlüğe karşı hazırlıklıdır. Evvela öğretmenlik aşkıyla beraber yürütülen vatan aşkı, millet - devlet aşkı ve geleceğimizin Türkiye sevdası buna mecbur kılar sorumluluk sahibi olmayı.
Sevdası vatan olanın değerlerine sahip çıkanın ve inancını icra edenin karşısında sorun diye bir şey bulunmaz. İnsan aklı ve zekâsı odaklanmışsa bir probleme eninde sonunda mutlaka olumlu bir sonuca kapı aralanacaktır. Şöyle düşünüyorum. Sorunlar mademki insan aklıyla ortada ise, sorunları çözmekte elbette insan aklı ve zekâsıyla mümkündür. O halde yapılması gereken eldekilerle istenilen başarı nasıl yakalanır, sorunlar hangisi ve nasıl akla mantığa uygun olarak çözümlenir alternatifler nelerdir bunlara odaklanmak lazım.
Sürekli olarak edilen şikâyetlerle bir yerlere varılması nasıl mümkün değilse işe odaklanmadan sorunlara kafa yormadan da sağlıklı bir çözüme kavuşmak elbette zordur.
Ben bunları romantizm olsun diye yazmıyorum. Bunca yıllık eğitim deneyimlerime istinaden vardığım sonuçlardır. Her türlü zorlukta görev yaptım fareli evlerde altı ahır olarak düzenlenmiş yerlerde tek başıma kaldığım zamanlarım bile oldu ama öğrencilerim ve okulum her türlü zorluğun üstünde bir sevdaydı benim için.
Aynı şeyleri okul yönetimleri içinde söylemek istiyorum. Yönetici arkadaşların gayretli çalışmaları ile okullarını en modern, en güvenilir, en dinamizmli, en başarılı en etkili, en çevreci ve tanınmış hale getirmeleri mümkündür. Her şey başarıya susamış, birlikte çalışmaya uyumlu adaptasyon eğitimini tamamlamış ve öğrencilerine güvenen ve ruhen seven bir ekipman işidir. Başarılı liyakatli bir lokomotifin özverili olmasıyla başlar/başlatılır her şey.
Arkadaş köy ortamında çalışıyor ama öyle ufku açık ki okulu şehir merkezindeki bir okuldan farkı yok yani fazlası var eksiği yok ve başarılar her alanda kendini gösteriyor. Peki, nasıl oluyor bu? Cevabı gayet basit. Ufku geniş ileri görüşlü bir müdür, çalışmaya susamış ve motivasyon sahibi liyakatli öğretmenler ki; bu ortamı sağlayan da okul müdürü ve yönetim çalışanlarıdır. Adil bir yaklaşım hoşgörülü bir iletişim ve güçlü bir birliktelik el ele kenetlenmek yapılanları çevreye örnek olmak ve veliyi de her zaman yanlarında bulabilmek ben inanıyorum ki eğitimde başarının gelmesinde bir büyük etkendir.
Veli konusunda istenilen noktaya gelebilmekte mümkündür. Hiç bir veli çocuğunun okuldan soğumasını devam etmemesini istemez. Ben taa küçüklüğümden beri bilirim ki velilerimizin hemen hepsinde şöyle bir bilinçaltı söz yatar: “Ben gerekirse ceketimi satarım ve çocuğumu okuturum.” Peki, bu sözü duymayan var mı?
Büyüklerinize sorun bakalım böyle bir sözü çocukları için zamanında söylemişler mi? Söylememişler mi?
Eminim ki söylemişlerdir. Belki diyeceklerdir efendim zaman değişti, devir değişti, teknoloji falan filan. Tamam, zaman, devir, çağ, teknoloji, alet edevat her neyse, kolay ulaşma çabuk elde etme doğru. Peki, bunların doğru zamanda ve doğru bir yerde kullanımı ile kim rehberlik edecek yavrulara? Anne-baba ve öğretmenler camiası değil mi? Anne babayı bu konuda aydınlatacak olan kim? Evde yanlış bir eğitim sürecinde doğruyu bulmaya ve velileri ikna etmeye yardımcı olması gereken kim? Öğretmenler idareciler yani bizler değil miyiz?
En haşarı, en haylaz, en hayta, en geçimsiz, en başıboş, en kavgacı bir öğrencinin gidin evine doğru bir dil kullanımı ve iletişimle onu kazanmamanız ve eğitimin içine çekmemeniz mümkün değildir. Öğretmeninin başını okşayıp moral kazandırdığı ismiyle hitap edip adam yerine koyduğu her öğrenci başarıya susamış bir cengâverdir. Onunda başarabileceği yetenekleri ve güzel işler yapacağı kendini geliştireceği özellikleri vardır.
Şımartmadan sorumluluk sahibi bireyler yetiştirmek ancak birlikte atılacak adımlarla mümkündür. Öğretmen Veli ve Çevre eğitimin üç önemli saç ayağı olup çocuklarımızı ve geleceğimizi yanlış kulvarda heba etmeyelim bir ikincisi de her suçu devlete yükleyip sorumluluk almamazlık etmeyelim.
Elbette güçlükler olacaktır. Lakin çözüm üretmek bizim aklımız, zekâmız, alanımız, elimizdeki imkânlar ve güçlü irademizle aşılır. İşin kolayına kaçıp ben dersime girer çıkarım anlayan anlar, okula gelen gelir derse çalışan çalışır bana ne? Diyemezsin. Vicdanın varsa sorumlusun. Kimse çocuğunu, duygusuz duyarsız kalsın, sokaklarda gezsin diye göndermiyor öğretmenim. Gerekirse veliyi okula getirmenin yolları da sende. Ki zaten gereklide. Veli olmadan çözüm olmaz. Bunu başaracak olan da sensin. Hep birlikte okul yani idare ve öğretmenler. Başarısızlık diye bir şey yoktur. Mühim olan çalışmayı kalıcı hale getirmek, yol ve yöntemini öğretmek ve güçlü bir geleceğe, güçlü bir iradeye sahip kılabilmenin yollarını öğretmektir. Balık tutmayı öğrenenin başkalarının balığına ihtiyacı olur mu? Hayatın şifrelerini çözen aç kalır mı? Ama yolun helal mi haram mı olduğunu sen öğreteceksin.
Sen kararlıysan sorunlara çare bulmak sana düşer. Bunu akılla çözmek senin işin. Başarılar diliyorum tüm eğitim camiasına. Parolamız “ insanı yaşat ki devlet yaşasın “ olsun. Sağlıcakla efendim.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.