ÖLMEDE, NE YAPARSAN YAP MI?

Bugün hafta sonu olmasına rağmen sıkıntılı bir konu ile yazımıza başlamak zorundayız.

Çünkü yine tehlike çanları bizler için çalıyor.

Hem de ne çalma.

Eğri oturup doğru konuşalım.

Pandemi bütün dünyaya diz çöktürdü.

Pek çok ülkeye göre başarılı olsak da bizde diz çöktük.

Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere bütün yetkili ve etkili isimler ilk günden bu yana söylenebilecekleri söylediler.

Uyarılar.

Örnek olmaya çalıştılar.

Hala gözümün önünde Cumhurbaşkanı kameraların önünde ellerimizi nasıl yıkayacağımızı dahi defalarca gösterdi.

Ve görünmeyen düşmanla savaş başladı.

Sağlık çalışanları ölümüne çalıştılar.

Gerçekten de ölümüne mücadele verdiler.

Ve bu mücadelede hayatlarını kaybedenler oldu. 

Ardından polis devreye girdi.

Zabıta devreye girdi.

İnsanlar yeter ki evlerinden çıkmasınlar diye, polis yaş pasta isteyenin evine kadar pasta dahi götürdü.

Bir süre ölüm korkusu ile işi millet olarak sıkı tuttuk.

Sonra sıkılmaya başladık.

Yasakları nasıl deleriz diye iğne deliğinden geçmeye başladık.

Ölümler arttı.

Vakalar tavan yaptı.

Yöneticiler ne zaman kapıyı biraz olsun araladılar birinci pik, ikinci pik, üçüncü pikleri gördük.

Sanayi üretim hiç durmadı.

Ve turizm sezonu ile yönetenlerde yönetilenlerde her şey serbest, her şey mubah ama “Kolla kendini” dediler.

Başta Ruslar olmak üzere sahilleri yine çakma insancıklarla doldurduk.

Tabii bu arada Çin’inden Alman’ına aşılar vurulmaya başlandı.

……………..

Geldik bugüne.

Kimse dördüncü pik demiyor ama ne haldeyiz gerçekten bilen var mı?

Ben size söyleyeyim.

Hiçbir yerde corona hastalarına yatak yok.

Paranız varsa özelde bile yatak yok.

Torpiliniz yoksa zaten hiçbir şey yok.

Evine git öl.

……………..

Sağlık Bakanlığının açıkladığı rakamlar her ne kadar açıklansa da buna bende dahil hiç kimse ne Sayın Bakana ne de rakamlara inanıyor.

Herkes artık şunu söylüyor “Rakamlarla değil bizimle oynuyorlar”

……………..

Ve Sayın Cumhurbaşkanımız eğitimin yüz yüze olacağını resmen ilan etti.

İlkokul çocukları okula gidecek de üniversite öğrencileri gitmeyecek mi?

Selçuk Üniversitesi ilk açıklamayı yaptı.

Selçuk’ta da yüz yüze eğitim olacak.

Zaten hepsi yüz yüze olacak.

Yarın bir gün tüm üniversiteler açıklar.

…………..

Aşı işi korkulan gibi olmadı.

Gerçekten iyi gidiyor.

Maşallah diyelim böyle sonuna kadar gitsin inşallah.

………….

Şimdi gelelim ağızımızda ki baklayı çıkarmaya.

Hani toplum içerisinde “aşı karşıtı” diye dışlananların söylediklerinde yazdıklarında iddialarında hiç mi haklılık payı yok?

İki Alman aşısını yaptırmış, ailesinde tüm fertler aşı olmuş bir insan olarak ben aşı karşıtlarına yüzde yüz hak veriyorum. (!)

…………..

Yok öyle şaşırmaca.

Bana bir tek bilim adamı gelecek ve “gönüllü olarak” vurdurduğum aşıların üç yıl sonra vücudunda nasıl bir etki yapacağına ya da hiçbir şey yapmayacağının garantisini verecek.

Ben diyeyim elli siz deyin 100 kişiyle tartıştım.

Kardeşim vurdurduğum aşının bana hiçbir zararı olmayacağının garantisini söyleyin ne olur.

Sadece günü kurtardık.

Ya yarın!!!

Daha durun bakalım işin A sında değiliz.

Ama iki aşısını yaptırdığı halde kalbine pıhtı atandan, beynine pıhtı atana.

Bunlarda yetmiyor bağışıklık sistemi çökünce bilmem şu organına vuranlarımıza kadar insanlarımızın hali necidir?

Çevrenize iyi bakın.

Sosyal medyayı iyi tarayın.

Bu kadar ölüm, bu kadar hastalık neyin nesi?

…………

Tekrar yazıyorum.

Kimse dananın altında buzağı aramasın.

Hiç aşı karşıtı olmadım.

Ama aşı karşıtlarını asla ama asla hain ilan etmedim.

Edemem.

Çünkü iki alman aşısını takviminde yaptıran bir insan olarak birebir aşılı insanların yaşadığı rahatsızlıklardan ürkmüş durumdayım.

Hiçbir hekim konuştuğunu yazıya dökemiyor.

Niye “…. korkusundan”.

Bunlar asla kayıtlara girmez. Giremez.

Ama bize girenlerin nasıl çıkacağını açıklayan tek bir bilim adamı yok.

Coronadan ölmediysek aşıdan hasta mı olacağız?

………….

Tekrar söylüyorum.

Konya’da vakalar patladı.

Sarı kırmızı mavi hiçbir rengi bilmem.

Renklere de inancım kalmadı zaten.

Sağlıkçılar perişan.

İnanın bu insanların gardları düşmüş durumda.

……………

İlk satırdan bu satıra kadar ne mi demek istedim?

Demek istediklerimi yazamıyorum ki.

Sadece şunu yazalım o zaman;

“Damdan düşen yanıma gelsin”

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Allah’a emanet edilenlerden olun. Allah’a havale edilenlerin vay haline.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?      

Bir şey sorulmadan cevap vermeye çalışmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.