OLUMSUZ BİR İSLÂM İMAJI VE ALGISI ÜRETMEK İSTİYORLAR?
23 Kasım 2015, Pazartesi 08:48Sonsuz kudret sahibi olan yüce Allah, insanı gerçekten en güzel bir şekilde yaratmış,(1) şan ve şeref sahibi kılmış, güzel ve temiz şeylerden rızıklandırmış, yaratılanların bir çoğundan üstün kılmış,(2) kuru bir çamurdan ve şekillendirilmiş balçıktan yaratıp ona ruhundan üflemiş,(3) yeryüzünü ayaklarının altına sermiş(4) ve sayamayacağımız nice nimetleri(5) insanoğlunun emrine bahşetmiştir.
Yaratılış maksadına uygun olarak eğitilip yetiştirilen ve feraset sahibi olan bir insan; merhametli, sevecen ve geçimli hareket edip, başta ailesiyle olmak üzere içinde yaşadığı toplumla barış içinde yaşayan insandır.
İsminde selâmet ve barış mânâlarını taşıyan yüce dinimiz İslâm, her türlü terör ve anarşizme karşı tavrını ortaya koymuş ve daima kâfir olsun mü’min olsun bütün insanların, hayvanların, nabâtâtın ve hatta cansız varlıkların bile hak ve hukukunu gözetmeyi emretmiştir.
Bizi bizden çok daha iyi bilen ve iki cihanda da cennet hayatı yaşamamızı isteyen yüce yaratıcımız Cenab-ı Hak, yüce kitabımızda “…Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama! Şüphesiz ki Allah, bozguncuları sevmez.”(6) diye insanoğlunu uyarırken, kişilerin temel haklarına, can ve mal güvenliğine, toplumda huzur ve asayişin sağlanması için belirli kurallara uymasını istemiş, yeryüzünde bozgunculuk yapmayı, çevre ve kamu düzeninin ihlâl edilmesini ve eşkiyalık yapılmasını şiddetle yasaklamış ve bunun için dini, ahlâki ve cezai yaptırımlar getirmiş ve haksız yere bir kişiyi öldürmeyi bütün insanlığı öldürmek, bir kişiyi kurtarmayı da bütün insanlara hayat vermek olarak kabul etmiş,(7) haksız yere cana kıymayı haram kıldığı için cezasının ebedi kalınacak cehennem olduğunu bildirmiştir.(8)
Yer yüzündeki bütün canlılara merhamet ve şefkâtle yaklaşmayı öngören, Yaratandan ötürü yaratılanı hoş görmeyi prensip haline getiren yüce dinimizin, erkek-kadın, çocuk-yaşlı ayırmadan masum insan kanını akıtan terör hareketlerini hoş görmesi asla mümkün değildir. Harp hâlindeyken bile kadın, çocuk, yaşlı ve savaşa katılmayan erkeklerin öldürülmesine izin vermeyen İslâm, savaş hâricindeki masum insanları öldürmeye nasıl müsâade edebilir?
Sevgili peygamberimiz (s.a.v.) de Müslümanı; "Eli ve dili ile başkalarına zarar vermeyen ve şerrinden emin olunan kişi"(9) diye tarif etmiş, insanlara zarar vermeyi ve zulmetmeyi yasaklamış onlara merhametli ve şefkâtli olmayı emretmiş: "İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez"(10) diye buyurmuşlardır. Başka bir hadislerinde de sadece insanlara değil, yer yüzündeki bütün canlılara şefkâtle yaklaşmamızı emretmiş, Allah'ın rahmetine ulaşmak için, yer yüzündekilere merhamet etmemiz gerektiğini vurgulamıştır.(11)
Durum ve ahval böyle iken yüce dinimiz İslâmiyetle ve Müslümanlıkla alâkası olmayan Terör ve anarşizm, son yıllarda özellikle son dönemde cinayet şebekelerinin uyguladığı cürüm, saldırı, vahşet ve katliamlar ne yazık ki İslâm’la bir arada anılır hâle getirilmiştir.Tüm insafsızlığı, vicdansızlığı, adaletsizliği İslâm’a ve bir kesim Müslümanlara mâl edilmeye çalışarak,vicdanı ve insafı yok olmuş insanlarca terör ve vahşeti bir arada anarak olumsuz bir İslâm imajı ve algısı üretilmekte olup, dinimizi itibarsızlaştırılmaya ve insanların gönüllerinde bir endişe ve korku oluşturulmaya çalışılmaktadır.
Her hususta insanoğlunu ihyâ eden yüce dinimiz İslâm; insanlığı perişan eden ve ahlâk, şefkât, merhamet gibi ulvi duyguları hiç tanımayan terör ve anarşizm ile nasıl bir arada anılır.Tabi bunun nedenleri var.
İslâmiyetin hızla dünyaya yayılıyor olması, bazı ülkelerin petrol ihtiyaçlarının bir şekilde karşılanması, sömürgeciliğe alışmış devletlerin bu alışkanlıklarının devam etmesi, bazı ülkelerin gelir ve refah düzeylerinin hızla yükselip bazı ülkelerin geri kalmasını sağlayıp o ülkelere mecbur hâle gelmelerini ve onlara hizmetkâr olmalarını sağlamak gibi ve daha bir çok neden sayabiliriz.
Durum böyle olunca kendi ülkelerinde ki insanlarına masum gözükmek isteyen mâlüm ülkelerin yöneticileri, çeşitli isimler adı altında terör örgütlerini oluşturarak ve destekleyerek amaçlarına ulaşmak için masum insanlarıda kandırarak İslâm adına cihat yaptıklarını zannedip, İslâm’la alakası olmayan fiillerde bulunarak masum insanları öldürmekte ve bir kısmınıda yerlerinden ve yurtlarından etmektedirler.
O hâlde adı ne olursa olsun, terör, şiddet ve anarşinin İslâm’la yakından ve uzaktan hiçbir ilişkisi yoktur. Çünkü yüce dinimiz İslâm, her türlü anarşi, fesat, bozgunculuk, eziyet, işkence, kısaca terör ve şiddeti kesinlikle haram kılmıştır.
Nitekim Yüce Rabbimiz: "Ey iman edenler! Hep birden barışa girin. Sakın şeytanın peşinden gitmeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır"(12) buyurmaktadır.
Bilindiği gibi terör, insanlık için büyük bir belâdır. Öyle ki bugün üzülerek belirtelim ki bütün insanlığı etkileyecek ve üzebilecek bir boyuta ulaşmıştır. Böyle olunca; bizlere düşen görev: dinimizin buyruklarına sıkıca sarılmak, İslâmın terörü şiddetle reddettiği şuuru içerisinde bütünleşerek insanlığın huzur ve selameti için dua ve niyazda bulunarak Rabbimize sığınmaktır.
Yazıma son verirken, yüce dinimiz İslâm'ın her türlü terörü nefretle reddettiğini, kınadığını ve lanetlediğini belirtir birlik ve beraberliğimizin devamını Cenabı Hak'tan niyaz ederim.
Dipnotlar: 1-Tin,95/4. 2-İsra, 17/70. 3-Hicr, 15/29. 4-Mülk,67/15. 5-İbrahim, 14/34. 6-Kasas, 77 7-Maide, 32. 8-Nisa, 93. 9-Riyazussalihin, c.3, S.103, H.No.1541. 10-Riyazussalihin, I/272 H.No.225. 11-Taç, V/17. 12-Bakara 208.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.