Ölümü Unutmak Yarını Unutmaktır
30 Ağustos 2021, Pazartesi 09:39Rabbimizin dünya imtihanında bizler için takdir ettiği kısa zaman dilimine ömür diyoruz. Allah’ın çok büyük bir armağan ve lütuf olarak ihsan ettiği bu ömür, bizler için son derece anlamlı ve değerlidir. Ancak bunu anlamlı kılan şey, bu dünyada yaşarken ölüm sonrası hayatı düşünerek hareket etmek, yani ahirete inanmak ve bunun için hazırlık yapmak, gaflette bulunmamaktır.
Bizlere bahşedilen bu kıymetli zaman dilimini, iyilik ve güzelliklerle geçirildiği vakit ebedi kazanç elde etmiş oluruz. Fani olan dünya hayatını, Allah’a iman ve salih amellerle donatılmışsa ömür mamur edilmiş demektir. Ancak beyhude geçirilmiş bir hayata ömür denilemez. Ancak bu kısacık hayat, emanet ve sorumluluk bilinciyle Allah’ın razı olacağı şekilde yaşanmışsa bereketlenmiş demektir.
Her bir anımız, her bir saniyemiz aslında en kıymetli sermayemizdir. Hayat, bu sermayenin ya kazanıma dönüştürülmesi ya da beyhude geçirilerek heba edilmesidir. Şüphesiz, iyi ve güzel işler yaparak sorumluluk bilinciyle geçirilen bir ömür, Allah katında kazanca dönüştürülmüş bir ömürdür. Haramların, kötülüklerin esaretinde tüketilmiş bir ömür ise boşa geçmiş ve heba edilmiş bir ömürdür.
Yüce Rabbimiz, ömrümüzü daha anlamlı ve bereketli kılabilmemiz için fırsatlar sunar her birimize. Bu fırsat, kendimizi hesaba çekmemiz, hatalarımızı gözden geçirip düzeltmemiz ve günahlarımıza tövbe etmemiz içindir.
Her canlı ölümü tadacaktır. Yüce Allah’ın bize verdiği hayat elbette geçicidir. Allah’tan geldik ve neticede her birimiz tekrar O’na döneceğiz. İster inansın, ister inanmasın herkes, ölüm gerçeğini mutlaka tadacak ve kıyamet günü yüce Yaratıcının huzurunda hesap verecektir.
İnsanın varlığı bir bitki gibi yalnız dünya hayatı ile sınırlı değildir. İnsan hayatı ile dünyanın varlığı ancak, sonunda bütün yapılanların sorgulanacağı bir ahiret hayatının olmasıyla bir anlam kazanır. Aksi takdirde hayatın ve dünyanın hiçbir anlamı olmadan inananın hayatına tam bir ümitsizlik hâli hâkim olur.
Yaşam, sadece dünya hayatından ibaret olmadığı gibi, bu hayatın son bulduğu ölüm de, bir yok oluş değildir; yeni ve ebedi bir hayatın başlangıcıdır.
Ahiret, iyi ya da kötü, dünyada yapılan her davranışın hesabının verileceği ve sonuçta hak edilen sonuca göre, bir hayata sahip olunacağı bir yerdir. Onun için Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.): “Akıllı insan, nefsini hesaba çeken ve ölümden sonrası için hazırlık yapan kimsedir.” buyurdu.
Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:
“İnsan başıboş bırakılacağını mı sanır?” (Kıyâme, 36)
“Bizim sizi boş yere, bir oyun ve eğlence olarak yarattığımızı ve sizin bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?” (Mü’minûn, 115)
Rabbimiz, bu ayetlerle kullarını ebedî hayata hazırlamakta, dünya hayatının geçici olduğunu hatırlatıp, müminleri salih amel işlemeye teşvik etmektedir.
Bir sahabi, bir ev inşa etmektedir. Hz. Peygamber (s.a.v.) de oradan geçerken der ki: “Dikkat edin, ölüm size yapmakta olduğunuz bu evden daha yakındır” buyurur. Yani siz bu evi bitirmeden, ölüm sizin dünya hayatınızı bitirebilir.
Sahabi, elbette ev yapmayı bırakmıyor; alması gereken doğru mesajı alıyor: Hayatın en acil ihtiyacını karşılarken, ölümü unutmayın. Burada bir iş yaparken, aynı zamanda ahiretinizi de inşa ettiğinizi hatırlayın ve ona göre yaşayın mesajını alıyor.
İşte ölümü unutmak yarını unutmaktır. Yarını unutan bugünü de kaybetmiş demektir. Ölümü hatırlamak ise insana bir şey kaybettirmez; aksine kazandırır.
Ahirete iman, insana sonsuzluğun yolunu açarken, ölümün de bir son olmadığını bildirmektedir. Bizler dünyaya ebedî kalmak için gelmedik. Yaratılışımızın bir gayesi vardır. Allah Teâla ölümü ve hayatı hangimizin daha güzel ve hayırlı işler yapıp yapmayacağımızı denemek için yaratmış ve dünyada bize sayılamayacak kadar çok nimet vermiştir.
O halde amel defterimizi salih amellerle doldurmaya çalışmalı ve hesaba çekilmeden önce nefsimizi hesaba çekmeliyiz.
Yüce Rabbimiz, ömrümüzün kalan kısmını geçen kısmından daha hayırlı ve bereketli yaşayabilmeyi bizlere nasip eylesin. Hesabını veremeyeceğimiz bir hayat yaşamaktan hepimizi muhafaza eylesin. Gönülden Muhabbetlerimle…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.