ÖMER ATİKER, HİLMİ KULLUK, KÜÇÜKBAKIRCI EKREM ÇOŞKUN, CELALETTİN ÇAKICI VE DİĞER İSİMLER
07 Mart 2023, Salı 00:00Konya olarak son deprem felaketinde küçük büyük demeden yine üzerimize düşeni insan olarak fazlası ile yerine getirdik ve getirmeye de devam ediyoruz.
İnsanlarımız karınca kaderince önce paralarını bölgeye gönderdiler.
En garibimiz işsiz olanlarımız bile mesaj yolu ile ekmeğini depremzedeler ile paylaşmaya çalıştı.
Emeklilerimiz ya mesaj attılar ya da gönüllerinden kopanlarını bölgede faaliyet gösteren kurumlara verdiler.
İnsanlarımız evlerini, yazlıklarını, bağ evlerini depremzedelere verdiler.
Onlarda yetmedi bu evlere havlu, çamaşırdan tutunda da mobilya, yatak, baza, yastık, battaniyeye kadar ne varsa verdiler.
Zenginlerimiz ise parasını pulunu sormadan, maliyet hesabı yapmadan adeta bölgeye ne istenirse verdiler, yaptırdılar ve hala da yapıyorlar.
Tabii bunlar sadece benim bildiklerim, duyduklarım.
Belgeli, fotoğraflı, görüntülü olanlar.
İnanın bazı isimleri burada yazarken unuttuklarım olacak diye korkuyorum.
Allah bu gönül dostu insanlardan Allah razı olsun
ÖMER ATİKER
HİLMİ KULLUK
EROL KÜÇÜKBAKIRCI
EKREM ÇOŞKUN
FATİH KÜÇÜKBAKIRCI
YUSUF KÜÇÜKBAKIRCI
SÜLEYMAN IŞIKÇEVİREN
MUSTAFA ŞENYİĞİT
YUNUS DEREBAĞ
SELÇUK AYDINALP
CELALETTİN ÇAKICI
HABİB AKYOL
AHMET ÇAKICI
ANDAÇ ARSLAN
CEM ÜNLÜER
SERKAN KULLUK
VAHDİ KARACAOĞLU
BEMS HOME ALMANYA
NAGİHAN YILMAZ
YAVUZ KIRANDA
ŞÜKRAN-TANER ŞANSAL
MEHMET ÖZDAĞ
CANER UZUNOĞLU
RAMAZAN BABAT
MUSTAFA BOZDAĞ
FERHAT ÖLÇÜM
NURSAVAŞ DİNÇ
SERKAN AŞIRIOĞLU
İBRAHİM HALİL EROL
………….
Bu insanların benim için farklı bir ayrıcalıkları var.
Çünkü bu insanlar bulundukları odaların, vakıfların, derneklerin, kurumların, kuruluşların parası ile bölgeye yardım yapmadılar.
Bizzat kendi ceplerinden, kendi kasalarından, kendi fabrikalarından, iş yerlerinden kazandıklarını gözü kapalı bölgeye depremzedelere verdiler.
Konya sadece Hatay’da değildi ki.
Kahramanmaraş’ta Okçular Tepesindeki ilk konteyner evler Hilmi Kulluk ve arkadaşlarının, dostlarının gönderdiği evler ile oluştu.
……………
Mesela Hatay’a giden ilk mobil mutfak, tuvalet, banyo için tırlar yola çıkarken Ömer Atiker Bey’den rica, minnet, bilgi ve fotoğraf alabiliyordum.
Çünkü bu insanlar aynı zamanda mütevazi ve olgun insanlardı.
Hilmi Kulluk, Ekrem Çoşkun ….
Hepsi ama hepsi aynı şekilde idi.
Verdiklerini, yaptırdıklarını kimseye söylemek göstermek istemiyorlardı.
Biz ise ısrarla bunları istiyorduk.
Niye biz bu güzel seferberliği kamuoyu ile paylaşalım ki diğer insanlarımıza da örnek olsunlar
Ve bu iş yayıla yayıla, büyüye büyüye kar topu misali bir gönül çığı oluyordu.
…………….
Bölgeye hala maddi manevi ve depremzedelerin ihtiyacını karşılama amaçlı eksik ne ise aralıksız devam ediyor.
Şehrimize gelen depremzedeler için insanlarımız yüreklerini açmış durumdalar.
Kaybettiklerimiz dışında bu yara sarılacak.
Hiç kimsenin kuşkusu, şüphesi olmasın.
Ve Allah bence bu ceplerinden veren insanlarımıza çok daha fazlasını versin.
DEPREM VE SİYASET GERÇEĞİ
Bu şehirde yaşanılan bir olayı hala içimizde olan yaşayan efsane isimlerden bir abim Ali Kemal Başaran şöyle bir örnekle bize anlatıyordu;
………….
İNŞAAT SEKTÖRÜ, BELEDİYE, MİMAR, MÜHENDİS, YAPI DENETİM SİSTEMİN ÇARPIK MİZAHİ ANLATIMI:
X Şahsının deprem bölgesindeki bir şehirde önceki yıllarda bir arsası vardı. Arsaya 5 katlı ve on daireli bir apartman yapmayı düşünüyordu. Ancak imar durumu 2 kat olmasına izin veriliyordu. Çünkü bu bölge deprem kuşağında ve fay hattına çok yakındı.
Bunun için düşündüğünü yapmak için belediye meclisinden olan ve tanıdığı birine gitti. İmar planında bir değişiklik yapılması için ne yapması gerekenleri ile bu düşüncesini gerçekleştireceği yöntemi ve yolu öğrendi.
SİYASET:
Meclis üyesi, kendisine seçimlerde çok destek veren, Ankara’da nüfuzlu tanıdıkları olan, şehrin önemli ismi X şahsın bu talebini Belediye başkanına iletti.
Belediye Başkan seçilmesinde emeği olan X kişisi için yetkili ve görevli olan kişilere bir hal çaresine bakın dedi.
X kişinin arsası için imar planında değişiklik için mecliste muhalefetin desteğine ihtiyaç vardı.
Onların da bekleyen dosyalarından biri kabul edildi ve iki dosyanın imar planı mecliste oylama ile değiştirildi.
“Zemin bakımından risk taşıyan bölgede x kişisine bilimsel olmayan düşüncesine göre sağlam bina yapınca bir şey olmaz” diye herkes ikna edildi.
O gün belediye meclisindeki üyelerin, başkanın ve X kişinin içinde tuhaf bir şey oldu ama ne olduğunu anlayamadılar.
EHLİYET:
X kişisi “Riskli ama onaylanan imar planı değişikliği ile imar durumun askıdan inmesi sonucunda arsanın imar durumun belgesini alarak 5 katlı binası için bir yeminli ve yetkili harita mühendisine gidip aplikasyon aldı. Bu belgelerle mimara gitti.
Tecrübeli mimarlarınücreti çok yüksekti, bu yüzden geçen sene mezun olmuş genç bir mimarla anlaştı.
Genç mimar mevcut belgelere göre 5 katlı bina için bir uygulama projesi çizip, bunu inşaat mühendisine gönderdi.
Yeni mezun olan ama imza yetkisi olan inşaat mühendisi zemin etüdü raporunu bekledi.
Zemin etüdü yapan şirket orada sıvılaşma olduğunu tespit etti ve öyle rapor yazdı.
X kişisi başka bir zemin etüdü yapan şirket buldu ve ricayla biraz daha “zeminin sınıfına uygun” zemin etüt raporunu aldı. Böylece inşaat zemin ıslahı yapılmadan daha az maliyete yapılacaktı.
Raporda jeoloji mühendisi, jeofizik mühendisi ve inşaat mühendislerinin imzası vardı.
Rapor belediyeye gitti, ilgili jeoloji mühendisi ve birim amiri başkanlık katından gelen “rica” doğrultusunda raporu çok detaylı incelemeden onayladı.
Zemin etüdü yapan şirket sahibinin, mühendislerin, belediyedeki amirin içlerinde tuhaf bir şey oldu fakat ne olduğunu bilemediler.
LİYAKAT:
Yeni mezun deneyimsiz inşaat mühendisi bu zemin etüdüne göre uygulama projesine uygun olarak betonarme projesi statik hesaplarını aldığı hazır paket program hesaplayıp uygula betonarme projesini çizmeye başladı.
Sıvılaşma olan zemine dikkat kesilmesi gerekirken, genç deneyimsiz mühendisin paket programı seçerken en az maliyeti çıkaracak olanı alarak ve buna güvenerek statik projede en çok dikkat ettiği şey, en ucuz maliyetle bunu nasıl gerçekleştirebilirim kısmı oldu.
Statik hesapları hazır paket programla ve betonarme projesini tamamladı, buna göre mekanik projesi, elektrik projesi, ısıtma projesi, ısı yalıtım hesapları, asansör projesi de çizildi.
Şimdi yapı denetim şirketi bulunacaktı.
İki sene önce olsa tanıdık yapı denetimi şirketini seçerlerdi. Kanun değiştiği için şimdi belediyeye gidildi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı sisteminden otomatik bir yapı denetim şirketi atandı.
DÜRÜSTLÜK:
Yapı denetim şirketi daha önce bildikleri bu alanda zemin sıvılaşması olduğu ve buraya uygun plan çizilmediğini söyleyerek bu projeyi kabul etmedi.
X kişisi bunun üzerine ilgili belediyeye bir dilekçe verdi ve “Ben binayı yapmaktan vazgeçtim” dedi.
Böylece ilk yapı denetim şirketi sistemden otomatik olarak düştü.
Kısa süre sonra X kişisi tekrar dilekçe verip, binayı yapmak istediğini söyledi.
Böylece yeni bir yapı denetim şirketi otomatik olarak atandı. Bu taktiği yakın zamanda ev yaptıran komşusundan ve çevresinde yaptığı araştırmada öğrenmişti.
X kişisi yeni yapı denetim şirketini tanıyan birini buldu. Onların ricasıyla tüm projeler onaylandı.
ADALET:
X kişisi daha önce market işleten ama çok para var diye Çevre ve Şehircilik Bakanlığından yeni müteahhitlik belgesi alan bir tanıdığına gitti.
Eski marketçi yeni müteahhit, inşaatı yapmak için pazarlıkla X kişi ile bir rakamda el sıkıştılar.
Müteahhit, kanuni zorunluluk gereği şantiye şefi olarak bir mühendisle anlaştı. Şantiye şefi inşaatın başında durmayacak, sadece şantiye şefliği için ilgili belgeler ile yapı ruhsatına imza atacaktı. Şantiye şefi tekniker idi.
Bu nedenle ücreti uygundu.
Bu isimlerle birlikte proje tekrar belediyeye gitti. İnşaat ruhsatı kolayca alındı.
Böylece inşaat başladı.
HAKKANİYET:
Müteahhit inşaatı yapması için bir kalfa buldu. Kalfa da yevmiye usulü demirci ve kalıpçılarla anlaştı.
İnşaatın temeli, kolonları yapılmaya başlandı.
Betonarme projesine göre inşaat demirin montajı yapılması gerekirken müteahhit “Bir şey olmaz diyerek” işi umursamadı hatta demir montajındaki gerekli olanların fazla olduğunu söyleyen demirci ustalarını dinledi. Onlarla aynı görüşte olduğu için eksik sayıda inşaat demirini montajını kabul etti. Çünkü az para kazandığını düşünüyordu.
Kalfa zaten adamı olduğundan ses çıkarmadı. Gerçi durumu pek anlayacak bilgisi de yoktu. Bu kez kalfa fazla yevmiye ödememek için dikey taşıyıcı olan kolonlardaki dikey inşaat demirini, yatay etriyeleri, deprem çirozlarını tasdikli uygulama betonarme projesindeki sayılara ve aralığa göre yapmadı böylece inşaat demirindeki işçiliği azaltmış oldu.
X kişisinin istediğini dolaylı olarak yaparak onu ekonomik kar sağladı. Bu eksik yapılan inşat demiri demir montajı deprem etkisinde düşey taşıyıcı olan kolonun parçalanmasını önlüyordu. Müteahhit bu inşaat demirlerin adet ve montaj aralığının ne işe yaradığını bilmediğinden herhangi bir şey anlamadı.
İnşaat demir işçileri de yeterli bilgiye sahip olmadığı için standart sayıları ve aralıklarının ve bağlama usullerini yanlış yaptılar ama kalfa “Bir şey olmaz” diyerek işin iki gün erken bitirilmesine sevindi.
İnşaat demirlerin döşenmesinden sonra yapı denetim şirketinin elamanları geldi.
Gelen tecrübesiz yardımcı eleman olarak alınan teknik eleman (daha az maaş verildiği için bu şirket de yeni mühendisleri tercih ediyordu) betonarme uygulama projesindeki inşaat demirin sayısını, bağlama şeklini doğru tespit edemediği için beton dökümüne uygundur dedi.
Şantiye şefi de inşaatı görmeden ofisinde buna imza attı.
MESLEKİ NAMUS:
Müteahhit, inşaata dökülecek beton için bir firma ile anlaştı. Bu betonu denetleyen bir de laboratuvar firması bulundu.
Bu firmayı beton şirket önerdi.
Beton dökülürken mikserden numune alındı.
Bunlar laboratuvarda incelemeye götürüldü.
Beton firması ile laboratuvar şirketi yakın dost olduğundan, numunelere kolayca “uygun” raporu verildi.
Oysa mikser şoförü betonu aldıktan sonra üç saat oyalanmış ve beton oranı C 30 olması gerekirken C25 ’e düşmüştü.
Bu yetmezmiş gibi beton dökülürken, kalfa biraz daha işler kolay olsun diye betona ilave su katılmasını istedi. Beton mikser şoförü ve Pompacı kabul etmedi. Kalfa sevk irsaliyesine suyun katılmasından sorumluluğu aldığını belirterek irsaliye imza attı. Böylece beton mukavemeti C 15’ e indi.
Mikser şoförü, kalfa ve müteahhit bu durumu sigara içerken gayet normal karşıladı. Üçü de
“Bir şey olmaz” dedi içlerinden.
O esnada içlerinde olan garip şeyin geçici bir rahatsızlık olduğunu düşündüler.
EMSAL:
İnşaat projesi, yapı denetim raporları, zemin etütlerinin tümü Çevre Şehircilik Bakanlığına “bilgi” amaçlı gönderildi. Lakin bu deprem bölgesinden gelen projeleri detaylı inceleyen olmadı.
X kişisi kısa sürede 5 katlı binasına kavuştuğu için, müteahhit bir iş bitirme daha dosyasına eklendiği için, kalfa fazla yevmiye vermediği için, şantiye şefi oturduğu yerden para kazandığı için, zemin ve beton analizi yapan şirketler fatura kestiği için, işçiler bugün de ekmek çıktığı için çok mutluydular...
X kişisi 5 katlı binasını gören yan arsanın sahibi, emsal oluştuğu için kendisine de aynı imar izni verilmesini talep etti belediyeden. Sonra diğer arsa sahibi, sonra diğerleri...
Tartışma çıktı ve bundan yerel bir yerel medya haberdar oldu. Belediye başkanı bu kargaşanın büyümemesi ve yapılan torpilin ortaya çıkmaması için muhalefetle birlikte o bölgedeki imar durumunu tümden değiştirdi ve herkese 5 kat izni verildi.
Böylece yaklaşan seçimler öncesi tatsız bir durum çıkmadı. Başkan yerel medya sahibine selamlarını gönderdi ve o gazete de başkanı kırmayarak haber yapmadı. Seçimlerde alınacak reklamların sayısı böylece arttı.
Herkes zemin sıvılaşması olan yere inşaatını yaparken, üçüncü arasının sahibi üstüne bir de kaçak kat çıktı. Şikâyet üzerine belediye ceza kesti ama kaçak kat yıkılmadı.
Böylece o bölgede artan yapılaşmada kaçak katların sayısı daha da çoğaldı.
Eski marketçi, yeni müteahhit bu sürede 8 apartman daha yaptı. Böylece iş bitirmesi arttığı için binlerce metrekarelik binalar yapma yetkisi olan C sınıfı müteahhitlik belgesi almaya hak kazandı. Aynı kalfa ve aynı işçilerle çalıştı.
Kazancını gören …………… mağazası sahibi amcaoğlu da müteahhit olmaya karar verdi.
POPÜLİZM:
Artan kaçak yapılaşmalar, süren mahkemeler, biriken dosyalar insanları canından bezdirdi.
Sonunda yerel yönetim, bu durumdan kurtulmak için merkezi hükümete sürekli baskı yapmaya başladı. Merkezi hükümet kaçak yapıları yıkmadığı ve yıkamayacağı için tümünü bir seferlik affetmeyi, bütçeye de hatırı sayılır bir gelir kazandırmayı daha münasip gördü. Zaten seçimler de yaklaşmıştı.
Böylece o zeminde yanlış yapılan, kaçak katları olan tüm yapılar affedildi ve legalleşti.
Herkesten hayır duası aldılar!
Şehrin bir deprem beklediğini, buradaki zeminlerin sorunlu olduğunu, binaları acemi ve bilgisiz insanların yaptığını, kaçak katların binaları daha da kötü duruma soktuğunu anlatan işinin ehli mühendisler, bilim insanları, yetkililer ekranlarda konuşurken, X kişisi yeni evinde çay içerek onları izleyip, “Allah’ın izniyle bir şey olmaz” diyordu içinden.
AHLAK:
Bir gün o beklenen deprem oldu.
X kişisi ve diğer arsa sakinlerinin yaptığı tüm evler yıkıldı. Çoğunun kolonları patlamıştı.
Şehrin yamaçlarına evlerini kuran, tecrübeli müteahhitler, yetkin inşaat mühendisleri, dürüst denetim şirketleriyle çalışan insanların evi yıkılmamıştı. Koşup enkazın başına yardıma geldiler...
Enkaz kaldırma çalışmaları yapılırken televizyon ekranlarında, bu büyük yıkımın nedeni nedir diye soruldu sürekli.
Ömrünü teknik üniversitede öğrenci yetiştirmeye harcamış bir bilge hoca şöyle dedi:
“Aslında ahlak çöktüğü için bu büyük enkaz oluştu.”
Kanaatkar ev sahipleri, işinin ehli namuslu müteahhitler, liyakat sahibi Mimar, inşaat, jeoloji, jeofizik mühendisleri, saygın denetim şirketleri, hakkaniyetli ustalar, kalfalar, işçiler, mikser şoförleri, dürüst siyasetçiler, gazeteciler ekran karşısında bir yandan ölen vatandaşlara göz yaşı dökerken, bir yandan hocanın bu sözüne hak verdiler.
“Bir şey olmaz” diyen aç gözlü ev sahibi, usulsüzlük yapan belediye yöneticileri, malzemeden çalan müteahhit, işini iyi yapmayan mühendisler, denetim şirketleri, kalfalar, işçiler, mikser şoförü, durumu görmezden gelen gazeteci, imar affı çıkartan siyasetçiler, bürokratlar içlerinde meydana gelen tuhaf durumun ne olduğunu o zaman anladılar.
İçlerinde insanlığın ve ahlakın fay hattını bu işleri yaparken kırmış olduklarını hala anlamamış olduklarından her şeyi yaptıklarını sanıyorlardı. Oysa yaptıkların sonucunda deprem etkisi ile bu kadar yıkımların olduğunu, bu oluşan can ve mal kaybında kendilerinin sorumlu oldukları hala anlamadıkları gibi olan depremin çok büyük olduğunu savunarak çok büyük olan yıkımlardan kendilerinin yaptıklarıyla hesaplanmayı adalet önünde olacağının hesabını kim soracak. Onlar herkesi hatta kendilerini kandırdılar, fakat doğa kanunu asla kandıramazlar. Deprem gelip bu yaptıkların hesabını bir şamar tokattı gibi yaptıklarına attı. O takat izi onların olsun. Kaybolan canlara, mallara, yaşamları kim onlara soracak?
MİZAHİ SİSTEME AĞLAR MISIN GÜLER MİSİN SİZ KARAR VERİN?
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Cehalet öğrenmez sadece hep inanır
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Muhacir Pazarı Balık Hali bölgesinde trafik akışını düzenli ve yasal sağlayabildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Dagli
07-03-2023 14:40Birilerinin reklamını yapmak isim isim yazmak hayır işlerini alenen burada haber diye yazmak son derece yanlış artik birilerine methiye yazmak size ne kazanıdiriyor hala anlamış değilim şu yalan dunya da neyin kimin reklamını yapıyorsunuz binlerce insanımız vefat etti ben deprem bölgesinden yeni geldim nice isimsiz kahraman var Allah onlardan razı olsun depremi bahane edip reklam yapmak çok ayıp bu arada deprem bolgesinde ugur ibrahim altay bey gönüllerde taht kurdu bunuda yazmadan edemedim iste gerçek bir kahraman
VATANDAŞ
07-03-2023 11:14Bizim vatandaşımız reklam olmadan ne hayır yapar nede başka birşey. Onun için hayır yapıların açıklanması yapmayanlara örnek teşkil eder. Yadeyse açlıktan ve yokluktan millet ölür. Barime bu sayede birşeyler alır
VATANDAŞ
07-03-2023 11:14Bizim vatandaşımız reklam olmadan ne hayır yapar nede başka birşey. Onun için hayır yapıların açıklanması yapmayanlara örnek teşkil eder. Yadeyse açlıktan ve yokluktan millet ölür. Barime bu sayede birşeyler alır
meczubun biri
07-03-2023 09:55valla imar işinin nasıl halledildiğini çok güzel özetleyen abimize en derin şükranlarımı sunuyorum.eksiği var fazlası yok hay Allah razı olsun.
Caner
07-03-2023 09:50Maalesef işini doğru yapan yetkin mühendis ile işten bihaber eski marketçi yeni müteahhit aynı piyasada rekabet ediyor. Kimse diplomasız avukatlık, doktorluk, berberlik yapamaz. İnşaat işi ciddi teknik bilgi ister ama rant var diye herkes inşaatcı olmuş memlekette.
Oguz Oguz
07-03-2023 09:37etli butlu konulara girmişssiniz yine... et fiyatları çok yüksek, kasaplar kapansın...
KONYALI HASAN
07-03-2023 09:36ELİNİZE SAĞLIK GÜZEL BİR YAZI OLMUŞ. ELBETTE YENİ MEZUN BİR MİMAR VE MÜHENDİSİN İMZA YETKİSİ OLMAMASI LAZIM. NASIL EHLİYET OLAN BİR KİŞİ HEMEN OTOBÜS ŞOFÖRÜ OLAMIYORSA, BİNA DA YAPMAMALI. DEVLETİMİZİN YETKİLİ KURUMLARI ELBETTE BUNUN İÇİN BİR ÇÖZÜM ÜRETECEKLER VE ÖNÜNE GELEN BİNA, MESKEN YAPAMAYACAKTIR.
Caner
07-03-2023 09:32Maalesef işini doğru yapan yetkin mühendis ile işten bihaber eski marketçi yeni müteahhit aynı piyasada rekabet ediyor. Kimse diplomasız avukatlık, doktorluk, berberlik yapamaz. İnşaat işi ciddi teknik bilgi ister ama rant var diye herkes inşaatcı olmuş memlekette.
Dagli
07-03-2023 08:14Allah Rızası için yapılan yardımlar hiçbir zaman reklam için kullanılmaması lazım sağ elin verdiğini sol elin görmemesi lazım birileri çıkıp deprem için yaptıklarını boy boy fotoğraf verip bunu kendi menfaatleri için kullanıyorsa bu samimiyet değildir