ÖNEMLİ BİR KONU
25 Ekim 2021, Pazartesi 08:02Geçen haftanın önemli konu başlıkları arasında, Su Şurası da vardı.
Faizin düşmesi, dövizin fırlaması ve zamlar kadar toplumda dikkati çekmemiş olsa da, gene de çok önemliydi Su Şurası.
Su zengini olmayan Türkiye’nin su kaynakları tükeniyor çünkü.
Sulama, temizlik ve içme suyu ihtiyacı artarken, su temini de her geçen gün artan bir şekilde güçleşmeye başladı.
Önemliler sıralamasında, en önemli olanı su konusu olmalı.
Diğer önemliler mesela faiz, döviz, zam ve daha başkaları bir şekilde çözülebilir.
Su öyle değil.
Çevremizde kuruyan göller var.
Ülkenin büyük göllerinden olan Akşehir Gölü tamamen kurudu.
Ülkenin 3. Büyük Gölü olan Beyşehir Gölü ha kurudu, ha kuruyacak.
Ülkenin diğer bölgelerindeki kuruyan ve su seviyeleri hızla çekilen göller var.
Aynı şekilde baraj göllerinde de su seviyesi düşüyor.
Yanı başımızda bulunan ve şehrin içme suyu ihtiyacını büyük oranda karşılayan Altınapa Barajı’nda su seviyesi düşmüş vaziyette.
Suları çekilen baraj göllerinin altında kalan köy ve hanların kalıntıları çıkıyor ortaya.
Yapılan çalışmalar yıllık 1340 metreküp olan kullanılabilir su miktarının, 1116 metreküpe düşeceğini gösteriyor.
İklim değişiklikleri dünyanın bir çok noktasında olduğu gibi, ülkemizde de yağış rejimini olumsuz etkiledi.
Eskisi kadar kar yağmıyor.
Yağmur da yağmıyor geçmiş yıllarda olduğu kadar.
Yağış olmadığı için göller ve barajlar da beslenemiyor.
Yağış olmadığı için yer altı sularımızda her yıl metrelerce aşağıya düşmeye başladı.
Kuraklığın bir 5-10 yıl daha sürmesi halinde, en başta temizlik ve içme suyu ihtiyacının karşılanmasının oldukça güçleşeceğine dikkat çekiyor bilim insanları.
Su, öteki önemliler arasında işte en önemli olanı bu sebeplerden dolayı.
Sonra birkaç yılda çözülebilecek bir konuda değil, su konusu.
Yöneticilerin 20-30 yıl hatta daha uzun yıllarda çözebileceği ya da çözemeyeceği bir büyük sorun, su konusu.
Bir takım lokal tedbirler söz konusu oldu geçmişten, günümüze.
Devlet marifetiyle bir takım önemli yatırımlar yapıldı su kayıplarının önlenmesi ve yeni su kaynaklarının temini maksadıyla. Yağış olmadığı için yeterli olmadı bu yatırımların hiç birisi. Sularımız tükenirken toplumda su bilincinin yaratılması gerekiyordu. Bu yapılmadı, yapıldıysa da başarılı olunmadığı ortada. Oysa insanların hafızalarına çakılması gerekirdi suyun tarihsel süreçteki seyri ve serüveninin.
İlgili bakanlıklar yapmalıydı en başta bunu.
O bakanlıkların taşrada görevli kurum ve kuruluşları yapmalıydı.
Sonra belediyeler yapmalıydı.
Üniversiteler yapmalıydı.
STK’lar yapmalıydı.
Yapabileceği az olsa da, basın kuruluşları yapmalıydı.
E, yapılmadı tabi.
Beyanat ya da açıklamalar yapıldı ara sıra.
Geçiniz onları.
İş değil konuşmak.
Çok daha başka ve somut faaliyetler gerekiyor toplumda su bilinci yaratmak için.
Bakınız ülkede geçen haftanın önemli konu başlıkları arasında, Su Şurası da vardı.
Sayın Cumhurbaşkanı o şuraya katıldı
Şurada yaptığı konuşmada..
“Su kaynaklarımızı tükenme sınırına ulaşmadan korumak ve doğru yönetmek artık tercih olmaktan çıkıp, zorunlu hale gelmiştir” diyen Cumhurbaşkanı, suyun ne kadar önemli bir sorun haline geldiğinin altını çizdi.
Yine o toplantıda Cumhurbaşkanı “ 2050 yılında 6 milyar kişi yeterli temiz suya ulaşamayacak” dedi.
Dünyanın nüfusu bugün 8 milyar.
2050 yılına 30 yıl kaldı.
30 yıl sonra dünya nüfusunun 12 milyar olacağı öngörüsünde bulunulduğunda, bu bilgiye göre nüfusun yarısının temiz suya ulaşamayacağı düşünülebilir.
Öte yandan su darlığı temizlik ve içme suyunda olduğu gibi, tarımı da çok etkiliyor.
Su Şurası’nın sonuç bildirgesinde, 28 maddelik Su Eylem Planı açıklandı.
Su, çözümü yıllar alacak bir konu tabi o da çözülebilirse.
Canlıları, doğayı ve medeniyeti ilgilendiren böylesine önemli bir konu karşısında insanların ve kurumların göstereceği bir refleks mutlaka olmalı.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.