Onur ? Şeref (2)
10 Nisan 2016, Pazar 11:46Cihanda kelle sağ olsun külah eksik değil merde
Sultan III.Ahmet
Ne dünyadan sefa bulduk, ne ehlinden recamız var
Ne dergâh-ı Hüdadan maada bir ilticamız var
Nef’î
Ali Rıza Paşa Manastır Valisidir. Ruslarla aramızda son derece bozuktur. Baklan Savaşı arifesindeki günlerde Nöbet bekleyen Halim Onbaşının önünden Rus konsolosu geçer. Onbaşı selama durmamış, buna sinirlenen konsolos üzerine yürür ve kırbaçla vurmaya başlar, onbaşı da çeker silahını konsolosu vurur. Osmanlının zor günleri olduğu için onbaşı divan-ı harbe verilir. “Tanıyamadım” de de kurtul diye akıl verenlere itibar etmez, yalan söylemez; “devletime ve milletime bu kadar zulmeden Moskof’un temsilcisine bile bile selâm vermedim der.”
Ama onun gösterdiği şecaat ve celadeti devlet temsilcileri gösteremez ve onbaşı idam edilir.([1])
Yıl 1924. Kars’ta deprem olur. Atatürk oraları denetlemeye gider. Bazı eksiklikler görmüş ve akşam yemeğinde, devlet ricalinin önünde Vali İbrahim Etem Aykut’u eleştirir. Vali söz ister ve şöyle der: “Bir kurtarıcımız, bir devlet başkanımız olarak size saygım sonsuzdur. Ama ben burada devleti temsil ediyorum. İmkânsızlıklardan doğan bazı eksiklerim, hatalarım olabilir ama emrim altındaki insanlar önünde beni böyle tenkit edip küçük düşüremezsiniz. Edecekseniz görevden alın ondan sonra edin...” der.
Bu arada Vali Bey’in hanımı Hacer Hanım da: “Aferin Etem. Çamaşırcılık yapar geçimimizi yine temin ederim. Alırlarsa alsınlar” ([2]) der.
Atatürk memnun olur. Bu onurlu ve devlet onurunu düşünen insanları görevden almaz, bilâkis daha sonra devletin daha üst kademelerinde onları değerlendirir.
Efe geçinen, efelik taslayan, cahil ve bağnaz birisi varmış. Kendisi çalışmaz, ev işini, dağ işini, bağ işini hanıma yaptırırmış. Bir gün hanım tedirgin vaziyette gelmiş, Efe! Sebebini sormuş, kadıncağız; “ne olacak, eşkıyalar geldi, kimin hanımı olduğumu sordular, söyleyince, öldürmediler ama namusuma el uzattılar” deyince beriki şerefsiz; “eh hanım ben sana her zaman söylerdim de inanmazdın, efeliğin de bir şerefi var diye, gördün mü bak seni öldürmemişler!..” demiş.
Dipnotlar:
1- A.Ragıp Akyavaş, “Üstad-ı Hayat-1”, TDV Yay, Ankara 2005, c, 1, s. 313
2- Hasan Pulur, Milliyet Gazetesi, 13. 02. 2000.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.