Ortaçağ İslâm ve Batı Bilimini Mukayese Eden Bir Film
19 Ocak 2021, Salı 08:58Tarafsız ve objektif bakmasını bilen Batılı yazarlar ve bilim adamları, Rönesans’ın temelinde, İslâm ilminin yattığını biliyorlar ve itiraf ediyorlar. Bunlardan R.C.V. Bodley; “Rönesans’ı İslâmiyet’e borçluyuz” demektedir.(1)
Bu gerçekleri Müslüman olup gûyâ aydın geçinen veya Müslümanların ortaçağdaki ilmi seviyelerini bilmeyen, okumayan insanlar kabul etmekte zorlanıyorlar. Ama realite (hakikat) budur. Bunu Batılı kabul ediyor ve gerçekleri çoğu zaman itiraf ediyor ama biz anlamamakta ısrar ediyoruz. Misaller çok ama bir filmle yetinelim. dünyâca Ünlü artist Kevin Costner’ın çevirdiği, Robin Hood isimli filmi dikkatli izlesek, kaç tane ibret ve itiraf levhası (karesi) görebiliriz.
Filmin kısa tanıtımı şöyle: Robin Houd Haçlı seferlerine katılır. Ama durum umdukları gibi gitmez. Ortadoğu’dan kaçmak durumunda kalırlar. Hapishâne de bir Müslüman mahkûm da, Onlarla berâber kaçarak, İngiltere’ye gider. Ama onların yokluklarında zâlim idâreciler tarafından, köylülerin toprakları ellerinden alınır. Shervood (Şervud) ormanında toplanıp mücâdeleye giren ve Robini de başkan seçen köylülerin mücâdelesinde bu Arap asıllı hapishâne kaçkını onlara yardımcı olur. Film dikkatli izlenirse, bu Müslüman asıllı kişi ile ilgili, bâzı enteresan şeyler görülür:
1- Bu Arap dürbün kullanıyor. Böyle bir şeyin varlığından bile haberdar olmayan Robin ve İngilizler, Onun dürbünüyle bakıp, beş km. ötedeki düşman atlıları gözlerinin önüne gelince, hemen kılıcını çekip, sağa-sola sallamaya başlıyorlar.
2- Yine bu yabancı, doğumdan ölmek üzere olan bir kadını, bugünkü sezaryen usulüne benzer bir usulle, çocuğu alıp anneyi ve yavrusunu kurtarıyor. Fakat aralarındaki papaz buna şiddetle itiraz ediyor, müdahale yaptırmak istemiyor ama ona rağmen kadını kurtarıyor.
3- Daha önce hiç görmedikleri ve kara toz dedikleri barutu onlara öğretiyor, düşmanlarınakarşı kullandırıyor. Bu, başarılı olmalarında büyük rol oynuyor.
4- Binlerce köylüye nutuk atıp, onları motive ederek, kendilerinin yarısı kadar bile olmayan askerlere karşı koymalarını sağlıyor. Daha birçok yardımlar etmesine ve bilmediklerini onlara öğretmesine rağmen, İngilizler yine de ona “Barbar” diye hitap ediyorlar.
Radikal olmayan gayr-i Müslimler bunu kabul ediyor. Bütün dünyâya satacakları filmlerine bunları yansıtıyor. Amerika kâşifi diye lanse ettikleri Krıstof Kolomb filminde bile, Ona yol gösterenin, Rodrigo isimli bir yabancının (Müslüman) olduğunu dile getiriyorlar, ekranda göstermekten çekinmiyorlar.
İlim ve insaf ehli bâzı Batılılar; Kâğıdı Müslümanlardan 400 sene sonra kullanmaya başladıklarını, tuvaletin İngiltere’ye 1810 yılında geldiğini, Avrupa’daki târihi sarayların hiç birinde tuvaletin ve banyonun olmadığını, kendileri yazıp yansıtmaktan çekinmiyorlar.(2) Rönesans hareketinin temel harcının, Endülüs Müslümanlarının bilgileri, tecrübeleri ve eserleri olduğunu açık açık söyleyip yazanlar var. Ama onlar Müslümanlardan öğrendikleri ile son sürat ilerlerken bu sefer biz yâni İslâm âlemi yatmaya başlamış ve ne yazık ki, matbaayı onlardan 275 sene sonra kullanmaya başlamışız.
Dipnotlar:
1-Ahmet Gürkan, a. g. e, s. 1.
2-Vild Life dergisinden iktibasla Zafer Dergisi, sayı: 105, s. 14.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.