Oruç Sağlıktır
15 Mayıs 2019, Çarşamba 08:34İslâm Fıkhında “fıtra” hesap edilirken de günlük iki övün yemeğin nazar-ı dikkate alınması, insan fıtratının günlük iki övüne daha uygun olduğuna bir delildir.
Rahmetli Arif Etik hocamız şöyle bir hatırasını naklederdi: Mevla’na gösterileri münasebetiyle Paris’e gitmişler. Akşam gösteri geç saatte bitince, otobüslerini hatalı park ettikleri için arkasına birkaç taksi konmuş. Sahiplerini bulmak mümkün değil. Çıkmaları da şart. Son çare olarak taksileri bir kenara kaldırmak kalmış ve gençler tuttukları gibi çekivermişler. Buna şahit olan Parisliler“La Forte de Turce –Türk kuvveti” diye alkışlamışlar.
Londra Üniversitesi Prof. Elex Comferd, Dr. Alex Carel, ABD Cornelle Ünv. İlim adamları ve birçok klinikte ömrü uzatmak maksadıyla senelerdir çalışmalar ve değişik hayvanlar üzerinde deneyler yapılıyor ve netice olarak ömrü uzatmanın ancak az ve öz beslenme ile mümkün olabileceği gerçeği ile karşılaşıyorlar. Devlet yardımıyla çıkan TÜBİTAK’ın Bilim ve Teknik Dergisinde de: “Şimdiye kadar yapılan deneyler ve çalışmalar neticesinde canlıların ömrünü uzatmanın ancak aldıkları kaloriyi azaltmakla mümkün olabileceği hükmüne varıldı” denmektedir.(1)
Peygamberimiz: “Oruç tutun sıhhat bulursunuz”(2)hadisinin esprisi böylece daha iyi anlaşılabilmektedir. Plütark isimli filozof asırlarca önce “İnsanlar doktora gideceklerine oruç tutsalar ya” demiştir. Gerçekten İslâm'ın bu emri bugün Avrupa’nın bile kurtuluş reçetesi olmuştur. Meşhur Alman Dergisi PM: “Oruç dünyaya hızla yayılıyor. Şu anda Batı Almanya’da 29 klinikte oruçla tedavi yapılıyor. Araştırmalar vücutta biriken zehir, toksin ve pisliklerin oruçla dışarı atıldığını gösterdi. Oruç bıçağa gerek duyulmayan bir ameliyattır” diye yazıyor.
Dr. Buchinger: “On binlerce hasta üzerinde denedim. Orucun faydalı olmadığı hiçbir hastalık görmedim. Kendi tuttuğum oruçlarda şunu gözledim.
a-Çok iyi bir konsantrasyon.
b-Streslerden kurtulma.
c-Zihin ve bedende büyük bir hassasiyet. Gerçekten oruç duyuları hassaslaştırıyor. Bunu kendimizde gözlemleyebiliriz. Normal zamanlarda duymadığımız kesilen bir salatalığın, bir domatesin bile kokusunu çok iyi duyarız.”
Açlık bütün duyuları hassaslaştırdığı için, Peygamberler, veliler, kaşifler, ilim adamları... riyazat yapmışlar, yani fazla yememişler, açlıktan faydalanmışlardır.
Dr. Helga Bühler, oruç ile açlık grevi arasındaki farkı şöyle açıklar: “Oruç istek ve arzı ile olduğu için, niyetten hemen sonra mide asit salgısını keser. İnsan acıkmaz. Açlık grevi ise bir öfke ve gazap neticesi olduğu için, Bilâkis asit salgısı artar, kişi çok acıkır ve neticede ülser olur.(3)
Almanya’da 1000 hasta üzerinde yapılan araştırmaya göre, yılda 14 gün oruç tutan hastanın böbrek ve karaciğerinin 10 yıl gençleştiği ve hastalanma riskinin pazaldığı, vücudun zehirlerden temizlendiği tespit ediliyor.(4)
Mukaddime isimli meşhur eserin sahibi İbni Haldun:“İnsanlar hiçbir şey yemeden bir aydan fazla yaşar. İnsanları öldüren açlık değil, daha önce alıştıkları tokluktur”.(5) der. Ermenistan da vuku bulan bir depremden bir ay sonra 6 kişinin canlı çıkarılması,(6) Yine Seul de çöken bir binanın altından 16 gün sonra canlı kişilerin çıkarılması(7) bu sözlerin doğruluğunu ispat eder.
Ramazan ayında felç vakıalarının azalması da Allah Resûlü’nün yukarda zikredilen hadisinin en güzel teyididir. Şair ne güzel söylemiş:
Mide tehi ten dürüst
Kese tehi din dürüst (Tehi: boş.)
Atalarımız da: “Dolu turfandan yağ elde edilmez” demişler. Hakikaten tıka basa doldurulan turfandan tereyağı alınmaz. Onun için mideleri de tıka basa doldurmak hiç de akıllı işi değildir.
Çağımızın hastalığı şişmanlık ve ondan kaynaklanan kalp, damar, kollestrol, tansiyon ve benzerleridir. En çok ölümler bunlardan olmaktadır. Buda tabi ki, çok yemekten, oburluktan, aşırı beslenmekten ve az hareket etmektendir. Bazı hadislerden anlaşıldığı üzere Resûlullah şişmanlığa pek sıcak bakmamaktadır. Az ve öz yeme, doymadan kalkma ve fazla kilolu olmama hususunda birçok tavsiyeleri vardır.
“Az yiyiniz, hasta olmayınız”, “İnsanoğlunun bedenine midesinden daha zararlı bir uzuv yerleştirilmemiştir”, “Sofradan daha iştahınız varken kalkınız. Tıka basa midenizi doldurmayınız”(8), gibi tavsiyeleri vardır.
Dipnotlar:
1-Tercüman Gazetesi, 01. 11. 1971, Zafer Der. sayı: 90, s. 22, 113/10, TÜBİTAK Bilim
ve Teknik Dergisi, sayı: 400, s. 61.
2-El Makasıdül Hasen sh. 236, hadis no 549.
3-Zafer Dergisi, sayı: 125, s. 8.
4-BUNTE Dergisi 1994.
5-Zafer Dergisi, sayı: 237, s. 12.
6-12. 01. 1989, tarihli Gazeteler.
7-Milliyet Gazetesi, 16. 07. 1995.
8-Tirmizî, Zühd, 47 (2381); İbni Mâce, Et’ıme, 50 (3349).
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.