ORUÇ VE RAMAZAN AYI (3)
23 Mayıs 2018, Çarşamba 07:55Gerçi mümin ibadet ve taatlarında maddi menfaat ve maksat gözetmeyip, sadece ve sadece Allah rızasını talep etmesi ve onun için ibadet etmesi gerekir. Gerçek ecir ve mükâfat da bu şekilde elde edilebilir. Rivayetlere göre Râbiatül Adeviye bir gün bir elinde su dolu bir kova, bir elinde de bir meşale olduğu halde kalabalık bir yerden hızla giderken, görenler;
“Ya Râbia böyle acele acele nereye?” diye sormuşlar. O: “Şu su ile cehennemi söndüreceğim. Şu ateş ile de Cenneti yakacağım. Ta ki insanlar ateşten korktukları veya cennet umdukları için değil, sadece ve sadece Allah rızası için ibadet edebilsinler” diye çok manidar bir cevap vermiştir.
Aşık İbrahim Tennûrî bu gerçeği ne güzel dile getirir:
Cana cefa kıl ya vefa
Kahrın da hoş lütfun da hoş
Ya dert gönder yahut deva
Kahrın da hoş, lütfun da hoş.
Ama pragmatik bir felsefeye sahip günümüz insanı, yaptıklarında maddi faideler de aramaktan kendini alamıyor. Bu sebeple ibadetlerin bu yönünün de dile getirilmesinde fayda vardır. Bu misallerde olduğu gibi Oruç ibadetinin de bizler için hem maddi hem de manevi faydaları vardır.
Orucun Manevi Faydaları:
Oruç çok farklı, çok özel bir ibadet türüdür. Dinimizin beş temel esasından biridir. Başka ibadetlerde riya bulunabilir. Namaz kılan, hacca giden, zekât veren başkaları tarafından görülür. İnsanların duruma vakıf olmalarına mani olunamaz. Yani içine riya girmesi mümkündür. Ama oruç böyle değildir. Kimin oruç olup, kimin olmadığını kişinin kendinden ve Allah’tan başka kimse bilemez. Yani orucun içine kolay kolay riya giremez. Bundan dolayı da bunun ecri, bunun mükâfatı çok farklıdır. Hatta buna had, hudut ve sınır yoktur. Bir hadis-i Kudsi’de Yüce Allah: “Oruç benim içindir, onun karşılığını da ancak ben takdir edip vereceğim”(1) buyurur. Yine Samimi bir şekilde sadece ve sadece: “Allah rızası için oruç tutan kişinin geçmişgünahlarının affedileceği”(2) müjdeleniyor. Yine Peygamberimiz Efendimiz: “Adil amirin, mazlumun, misafirin ve oruçlunun duasının ret olunmayacağını, Allah tarafından kabul ve makbul edileceğini”(3) haber veriyor.
Ramazan: kelimesinin lügat manalarının içinde pota, madenlerin eritildiği fırın gibi manalarda var. Nasıl ki, madenler bu yüksek ısılı fırınlarda pisliklerinden, posalarından, atık maddelerinden arınır, saf maden haline gelirse, mümin de, ramazan ayında tuttuğu oruçla, ve yaptığı ibadetlerle rahmet fırınlarında yanıp tertemiz hale geliyor, günah ve cürümlerinden temizleniyor denebilir.
Zekât: temizleme manasınadır. Malın zekatı dendiğinde: Kişi malının içine bilmediği yollardan ve mecralardan haram, yani manevi pislik karışmış ise bunu temizler. (Bilerek karıştırırsa o kul hakkına girer ve temizlenmez). Şu hadis-i şerif ne kadar manidar:
“Her şeyin bir zekâtı (temizleyicisi) vardır. Bedenin zekatı da oruçtur”(4) Oruç bedeni maddi ve manevi kirlilikten temizler ve Ramazan ayı hakkıyla ihya edilebilirse müminler bayram sabahına tertemiz bir amel defteri ile çıkabilir.
Oruç Ruhun Gıdasıdır:
İslâm’a göre insan iki unsurdan yaratılmıştır; Madde ve Ruh. Kur’an-ı Kerimde ruhla ilgili birçok ayet vardır. Ruh manevi bir güçtür. İnsan ancak ruhuyla insandır. Ruhsuz bir beden ölüdür, işe yaramaz, kuşla kafesi misali veya elmasla kutusu misali. Yüz sene yaşasa bir şey olmayan beden, Bu kuş uçup gittiği takdirde birkaç saat içinde kokuşur ve yanında durulmaz hale gelir. Onun için şair şöyle demiştir:
“Nefse hâkim ol ve onun faziletlerini tamamlayıp geliştir. Çünkü sen bedeninle değil, ruhunla insansın.(5)
Dipnotlar:
1- Buhârî Kitabüs Savm.
2- Beyhaki, Terğıb ve Terhib, c. 2, s. 428.
3- Tirmizî, “Terğıb ve Terhib Tercümesi”,c. 2, s. 420.
4- İbni Mace, “Terğıb ve Terhib Tercümesi”, c. 2, s. 414.
5- Ferit Kam, “Dinî Felsefî Sohbetler”, DİB Yay. Ank. Tarihsiz, s. 113. (Burada kaynak
gösterilmemiş ama; beyit, Afganistanlı şair Ebül Feth el-Büstî (330-400 H.) nin
“Kaside-i Nuriye” üzrine yazdığı şerhten alınmıştır.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.