Osmanlıda Hayvan Sevgisi ve Hayvan Vakıfları (1)
27 Kasım 2017, Pazartesi 07:12Osmanlı vakıflarını, kendi başlığı altında inceleyeceğiz ama burada da hayvanlar hususunda birçok vakıflar kurulduğunu söyleyelim: Kışın aç kalan kurtlara ve yabani hayvanlara yiyecek yardımı yapan, onları besleyen vakıflar kurulmuş. Hasta ve yaralı kuşlara bakan, onları tedavi eden, ettiren vakıflar kurulmuş. Sokak köpeklerini ve kedilerini himâye eden, onları doyuran, zaman zaman kasaplardan et alıp onlara dağıtan vakıflar kurulmuş.(1)
Hayvanlara haddinden fazla yük yükleyenleri, takatlerinin üstünde iş yaptıranları tâkip edip, ilgili yerlere ve mercilere bildiren elemanlar çalıştıran vakıflar kurulmuş.(2) Kuş evleri, hayvan barınakları, hayvan hastaneleri yaptıran vakıflar kurulmuş.(3) Velhasıl; “Osmanlı Medeniyeti bir vakıf medeniyetidir”, sözünü haklı olarak söyletmiş ve akla gelebilecek her hususta vakıflar ortaya konmuştur.(4)
İzmir’den karaya çıkıp Anadolu içlerine kadar seyahat edip “Küçük Asya’ya Seyahat” ismiyle hatıralarını yazan Firederik Sarre’de Türklerin hayvan sevgilerine hayret ediyor ve Karapınar Ovasında koca koca kartalların, akbabaların bile insanlardan kaçmayıp, birkaç metre önlerinde yiyecek aradıklarını dile getirir.(5)
Hayvanların yükünü indirmeden sokakları gezdirerek satılıcılık yapanlara İstanbul Kadısı Osman Bey râzı olmaz ve i’kazlara, uymayanlara ceza verirmiş.(6)
Sultan 4. Mehmed bir sefer esnasında Dimetoka da kendisi için hazırlanan Otağın içine bir kırlangıcın yuva yaptığını görür, hayvan rahatsız olmasın diye otağa yerleşmez ve adamlarına “kırlangıç yavrusunu büyütüp uçuruncaya kadar otağı sökmemelerini” ferman eder.(7)
Süleymaniye yapılırken Kanûnî Sultan Süleyman bahar döneminde hayvanların çayırının aldırılması için bir gün bir gurubun çalışmasını, diğer gurubun otlatılmasını, böylece hayvanların çayırının aldırılmasını, karınlarının doyurulmasını, ne insan, ne de hayvan haklarının kendi üzerine geçmemesini ferman buyurmuştur.(8)
Osmanlı halkının ve idârecilerinin hayvan sevgisini en güzel şekilde tebarüz ettiren şu olayda çok çarpıcıdır: Kanûnî Sultan Süleyman sarayın bahçesinde gezerken, dünyanın dört bir yanından getirilen o nadide ağaç ve çiçeklere karıncaların musallat olduğunu, onlara zarar verdiklerini görünce bir kâğıda:
Dırahta zarar verir ise karınca
Zarar varmıdır anı kırınca
Diye yazıp, Şeyhülislâm Ebussuud Efendiye gönderir ve fetva ister. Şeyhülislâm aynı kâğıdın altına:
Yarın Hakk’ın divanına varınca
Süleyman’dan hakkın alır karınca
Diye fetvasını yazıp pâdişaha geri gönderir. Dedelerimiz böyle oldukları için 600 sene, dünyayı namla, şanla, şerefle idâre imkânını Allah onlara lütfetmiştir.
Kanûnî 1526’da Mohaç Meydan Muhârebesini kazanmış, ordusu ile beraber toprak öpüp, şükür secdesi yapıp, şehitlere dua ettikleri bir sırada gelen haber bütün orduya yasa boğmuştur. Balkanlarda şanı şöhreti herkes tarafından bilinen, yüzlerce akına katılan akıncı Alpereni Gül Baba şehit düşmüştür.
Yüz binden fazla Osmanlı ordusunun iştirak ettiği cenaze namazını Ebussuud Efendi kıldırır. Burada konumuzla ilgili olan durum; bu namaz esnasında ordudaki atlardan, katırlardan, kadanalardan, manda ve öküzlerden hiç ses çıkmaması, sanki yoklarmış gibi büyük bir sessizlikle bu büyük velinin şahadetinin matemine iştirak etmeleridir. Bunu sâdece bizim târihler değil, Zuzef Tökeli gibi Macar târihçilerin de dile getirmeleri çok enteresan bulunmaktadır. Osmanlı hayvanlarla öyle bir ilgi ve iletişim kurmuştur ki, sevinç ve kederlerine iştirak etmişlerdir.(9)
Hayvan sevgisi Osman oğullarının genlerine işlenmiş olacak ki; en zor dönemlerinde bile onlarla irtibatı kesmemişlerdir. Hânedan sürgün edildikten sonra Sultan 2. Abdülhamid’in oğlu New York’da bir hayvan rehabilite evi kurmuş ve hayvanları tedavi etmiştir.(10)
Şâir Kandî diye birisi varmış, köpekleri çok sever, onları doyurmaya çalışır, onlarla samimi bir dostluk kurmuş. Ölünce mezarlık yakınındaki köpeklere “Kandî’nin mezarı nerde?” diye soranların önlerine köpekler düşer şâirin mezarının başına götürürlermiş. Hayvanlarla insanlar arasında oluşan dostluğa daha birçok misaller verilebilir. Sevgi hayvanlara bile neler yaptırıyor.(11)
Meşhur romancımız Hüseyin Rahmi Gürpınar her mevsimde mikrop bulaşır diye beyaz Eldiven takar ama evinde onlarca kedi beslermiş ve ölürken son sözleri “Kedilerimi iyi doyurun” olmuştur. Öldüğünde evinden 100 den fazla eldiven çıkmıştır.(12)
Dipnotlar:
1- İsmail Hâmi Dânişmend,“Târihi Hakikatler”,Tercüman Gazetesi Yay.1979, c. 2, s. 253.
2- Ahmed Refik, “Onuncu Asr-ı Hicrî’de İstanbul Hayatı” a. g. e. s. 99.
3- Lady Montagu, “Türkiye Mektupları”, Tercüman 1001 Temel Eser. s. 70.
4- N.Kösoğlu,Türk Dünyası Târih ve Medeniyeti Üzerine Düşünceler,Ötük.Yay.Ank.1997,s.265.
5- Frederik Sarre, “Küçük Asya’ya Seyahat”, Pera Yay. İst. 1998. s. 90, 119.
6- İbrahim Refik, “Târih Şuuruna Doğru-4”, Albatros Yay. İst. 2004, s. 71.
7- Tekin Kılıç, “Osmanlıdan Torunlarına Hayat Düstûrları”, Gelenek Yay. İst. 2011, s. 175.
8- Celal Yıldırım, “İslâm Türk Târihinin Altın Sayfaları”, Hikmet Yay. İst. 1978, s.409; Ahmed Şimşirgil, “Kayı-4”, KTB Yay. İst. 2013, s. 297.
9- İlhan Bardakçı, Târih ve Düşünce Dergisi, İhlas Yay. 2001, sayı 2, s. 73.
10- Mustafa Armağan, “Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı-2, Timaş Yay. İst. 2009. s. 84.
11- İskender Pala, “Efsane Güzeller”, Kapı Yay. İst. 2004, s. 129.
12- Hikmet Feridun Es, “Tanımadığımız Meşhurlar”, Ötüken Yay. İst. 2009, Yay. Hazırlayan Selçuk Karakılıç, s. 27.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.