OSMANLIDA KADINA VERİLEN DEĞER VE HAKLAR
07 Mayıs 2018, Pazartesi 07:08İslâm’da Kadın:
Haçlılar ve Yahûdiler dünyaya, İslâm’ın kadını küçümsediği, evine hapsettiği, onun hak ve hukukuna yer vermediği imajını yaydılar. Tabiidir ki bu hilaf-ı hakikattir, aslâ doğru değildir. Bilakis İslâm kadını yüceltmiş, onurlandırmış, ana olarak cenneti onun ayakları altına sermiştir.(1) Yüce Rabbimiz şöyle buyurur:
“Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.”(2)
4 incilin tamamında kadın 30 yerde geçer, Kur’an’da ise 130 yerde geçer.(3) Kur’an’ın nüzulü yani İslâm’ın zuhuru esnasında dünyada kadının statüsü ve pozisyonuna bakıp, İslâm’ın ona verdiği haklarla kıyasladığımızda hakikat daha iyi anlaşılır.
Târihte Kadın:
Sümer Kralları öldüklerinde karısı ve sarayda kendisine hizmet eden her kim varsa birlikte toprağa girmek zorundaydı. Bunu da krallar öbür dünyada maiyet (yakınında bulunan insanlar) toplamak için zaman kaybetmemesi için yaparlarmış.(4) Eski Hint’te çok kötü bir yaratık olarak kabul edilen kadının evlilik, miras gibi hiçbir hukuki hakkı da yoktu. Eski İsrail’de erkekler sabah dualarında “Ezelî ilahımız, bizleri kadın yaratmadığın için sana hamd olsun” derlerdi.
Ailenin tek hâkimi olan erkek istediği zaman karısın boşayabilir veya kızını para ile satabilirdi. Eski İran’da kadın hiçbir hakka sahip değildi. Eski Çin’de kadına isim bile verilmez, 1, 2, 3 diye sayı ile çağrılırlardı. Eski Yunan ve Roma’da kadının görevi erkekleri tatmin etmek ve çocuk doğurmak olarak görülürdü. Filozof Eflatun’a göre kadın, cehennemin kapısıdır.
Yine filozof Aristo’ya göre kadın yaradılışta yarım kalmış bir erkektir. Roma’nın meşhur hatibi Çiçeron’a göre ise kadın, yeryüzünde erkek tanrılaşmasın diye yaratılmıştır. Eski İngiltere’de kirli bir varlık sayılan kadın İncil’e el süremezdi.
1500 yılı başlarında Kral 8. Henry kadınların İncil okuyabilmesi için parlamentodan karar çıkartmıştır. Cennetten kovulmaya sebep olduğu için kadın, Hıristiyanlarca hor görülmüştür. Eski Arabistan’da kadının durumu farklı değildi. Baba maddî bakımdan yük sayılan ve mânevî bakımdan bir utanç nedeni olan kızlarını diri diri toprağa gömerek öldürme hakkına sahip idi. Kadın, alınan, satılan, trampa edilen, miras olarak başkasına intikal eden bir meta durumunda idi. Kadına hak ettiği kıymet ve fazileti İslâm vermiştir.”(5)
Fanatik ve mutaassıp olmayan Yahûdi ve Hıristiyan ilim adamları İslâm’ın kadına verdiği hak ve salahiyetleri itiraf ederler: Stanley Lane-Poole:“Muhammedin kadınlara âit hususlarda yaptığı mühim değişiklikleri hiçbir büyük vâzı’ı kanun yapmamıştır” der.(6)
Gaudefroy-Demombynes de şöyle der: “Kadının son derece lehine olan Kur’an ahkâmı, nazari şekilde bile olsa, ona şimdiki Avrupa kanunlarının temin ettiği şeraitten daha müsâit bir vaziyet bahşetmiştir… İslâm’da kadın mihir alır, Avrupa’da yani Hıristiyanlıkta ise Dot veya ‘Drahoma adı altında erkek tarafa mihir verir. Avrupa’da meselâ Fransa’da bir kadına kendi malı üzerinde tasarruf hakkı 1907 yılında verilmiştir.”(7)
Dipnotlar:
1- Keşfül Hafâ, c.1, s.335, hadis no: 1078.
2- Rûm Sûresi, 21.
3- “İnsan Sevgisi”, DİB Yay. 2007 Panelleri, 2008 An. s. 57.
4- Târih ve Düşünce Dergisi, Mayıs 2002, sayı 28.
5- Esin Çelebi Bayru, “Mevlânâ ve İnsan”, Sempozyum, TDV Yay. 2008 Ank. s. 91.
6- İ. Hâmi Dânişmend, “Türk Irkı Niçin Müslüman Oldu?”, Milli Ülkü Yay. Konya 1978, s. 88.
7- İ. Hâmi Dânişmend, Türk Irkı Niçin Müslüman Oldu, Milli Ülkü Yay. Konya 1978, s. 95.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.