Osmanlı?da Savaş Adâleti
23 Ocak 2017, Pazartesi 07:27Osmanlı savaş adâleti hususunda, dünyada daha önce görülmemiş, duyulmamış örnekler sergilemiştir. Bu âdil uygulamanın fetihlerdeki etkisi ve rolü çok büyük olmuştur. Aman dileyene kılıç kaldırmamışlar, kuşattığı veya almak istediği yerleri savaşsız teslim edenlere haksızlık yapılmamış, yağma ve zulüm uygulamamıştır. Dil, din, örf, âdet ve geleneklere müdahale edilmemiş, yaşam tarzına dayatmalar olmamıştır. Sâdece savaşla alınan yerlerde “kılıç hakkı” adı altında bazı kiliseler câmiye tebdil edilmiştir.
Halk serbest bırakılmış, isteyen her türlü emvâlini ya satıp ya yanına alıp gitmiş, isteyen de Osmanlı milleti içinde güvenle yaşamaya devam etmiştir.(1) Gidenlerden birçoğu, geride kalanların gönderdikleri kendi idârecileri döneminden daha huzurlu ve emniyetli oldukları(2) mealindeki haberler neticesi, tekrar geri dönmüşlerdir.(3)
Başta Alman Târihçi Von Hammer olmak üzere birçok yerli ve yabancı kaynak; Osmanlı ordusunun sefere giderken içinden geçtiği Hıristiyan belde halklarının yol kenarlarına dökülerek insan ve hayvan yiyeceklerini, genç kızların da ayran, şerbet gibi içecekleri askere sattıklarını ve hiç birinin canına, malına, namusuna zarar gelmediğini belirtirler.(4) Hammer; Kanûnî Sultan Süleyman’ın öz eniştesi Ferhat Paşa’yı adâletsizlik yaptığı için idam ettirdiğini yazar.(5)
Bozulma ve çöküş dönemleri hariç, Osmanlı ordusu sefere giderken kimsenin bağ ve bahçelerinden bir şey almaz, almak ve yemek mecburiyetinde kalırsa kıymetini fazlasıyla verir veya sâhibini bulamazlarsa asma veya ağaç dallarına asarlarmış.(6)
Kanûnî, Balkanlarda sefere giderken bir Yeniçerinin küffar bağlarından bedelsiz bir salkım üzüm yediğine muttali olmuş, askerin derhal ordudan atılmasını ve gereken cezanın verilmesini emretmiş ve “kursağında haram lokma olan leşkere Cenaba-ı Allah zafer nasip etmez” diye kükremiştir.(7) 1537 de bir Hıristiyan’ın evini yaktıkları için iki yeniçerinin idam edildiği yine târihî kayıtlardan anlaşılmaktadır.(8)
Nicolae Jorga (1871-1940), “Geschichte d. Osmanischen Reicher” isimli nefis eserinde Balkan milletlerinin Osmanlı ordusunun kendi topraklarından geçmesini ister ve geçtiği zaman sevinirlerdi. Çünkü hiçbir haksızlık olmadığı gibi, zengin Osmanlı askerlerinin, yol kenarlarına inen gayri Müslim kızlarından bol miktarda alış-veriş yaparlar ve yerli halk para kazanırmış.(9)
1. Dünya Savaşı yıllarında Arap isyanında, Osmanlı tren yollarının tahribinde en üst görevleri üstlenen Albay Newcombe Türklere esir olmuş, onlardan gördüğü insanî muâmele sayesinde son zamanlarda Türk dostu olmuş ve İstanbul’a gelmiştir.(10)
Dipnotlar:
1-Ahmed Şimşirgil, “Kayı-1”, KTB Yayınları İst. 2013, s. 54.
2-Yılmaz Öztuna, “Büyük Türkiye Târihi”, Ötüken Yay. 1977, c. 3, s. 361.
3-Mehmed Şeker, “Anadolu’da Birarada Yaşama Tecrübesi”, DİB yay. Ankara 2000, s. 102.
4-İsmail Hîmi Dânişmend, “Târihi Hakikatler”, c. 1, 394; Hammed a. g. e. c. 3, s. 45.
5-Hammer a. g. e. c. 3, s. 35.
6-Osmanlı askerleri Viyana seferi esnasında yedikleri üzemlerin paralarını asma dallarına asmaları olayı. Dursun Gürlek, “Mâziye Bir Bakıver”, Timaş Yay. İst. 2010, s. 280.
7-Celal Yıldırım, “İslâm Türk Târihinin Altın Sayfaları”, Hikmet Yay. İst. 1978, s. 408.
8-N.Kösoğlu,“Türk Dünyası Târihi ve Medeniyeti Üzerine Düşünceler”,Ötü.Yay.Ank.1997,s.230.
9-Yılmaz Öztuna, “Büyük Türkiye Târihi”, Ötüken Yay. 1977, c. 9, s. 268.
10-Feridun Kandemir, “Fahreddin Paşa’nın Medîne Müdafaası”, Yağmur Yay. İst. 2011, s. 115.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.