Osmanlı?da Tebaa Adâleti (2)
18 Ocak 2017, Çarşamba 07:54Osmanlı ise bir yeri alınca toprakların bir kısmını eski sahiplerine ve kiliseye verir, sâdece cüz’i bir vergi alırdı. Bir kısmını da fethe katılan sipahilere tımar olarak verirdi. Onun için Osmanlı tercih edilirdi. Kıbrısta bile böyle olmuş, Kıbrıs fethi esnasında yerli halk Ada’nın hakimi durumundaki Venediklilere yardım etmemiş, bilakis Osmanlı tarafını tutmuştur.(1)
Târihçi Prof. Mc Neill Amerikalı bir papazın oğludur. Karısı Rum asıllı Elizabet’dir. Yaptıkları araştırmalar neticesi genel hatlarıyla vardıkları netice şudur: Cengiz Han, Timur gibi imparatorluklar kuran kişilerin temel dayanağı yağmadır. Bir yeri alırlar, yağmalarlar, zenginleşirler, yeni askerler bulurlar, yeni yerler fethederler ve bu döngü devam eder.
Avrupa’nın sömürgelerinde yani kolonilerinde kurdukları imparatorluklar da az farkla böyledir. “Fakat Roma ve Osmanlı gibi imparatorluklar, reya’yı zenginleştirip onların refah ve güvenliğini sağlayarak vergi kaynaklarını artırmak sûretiyle güçlü ve devamlı imparatorluklar kurmuşlardır.” (2)
Geraud Poumaredez, “Haçlı Seferine Son Çağrı” isimli kitabında şöyle der: “...Öte yandan Türklerin ilerlemesinin bazı Hıristiyan toplulukları tarafından endişeyle değil, rahatlamayla hattâ memnuniyetle karşılandığı da olmuştur. Artık gelenekselleşmiş bir açıklamaya göre, Osmanlılar Balkanlardaki hızlı ilerlemelerini vergileri hafifletme ve düzeni geri getirme güvencesiyle köylü kesimi kazanarak sağlamışlardır.
16. Yüzyıl başında Ege adalarındaki Yunan toplulukları bazen Türkleri, gerektiğinde Latin kökenli efendilerinin aşırılıklarına karşı başvurulacak bir kurtarmacı merci gibi gördüler. Yani Doğudaki Venedik topraklarında Yunanlıların Türk saldırılarını püskürtmekte genel olarak gösterdikleri gayrete rağmen, kişisel olsun topluca olsun, işgalcinin (yani Osmanlının) tarafına geçildiği de olmuştur...”(3)
Kendi idârecilerinin baskı ve aşırı vergilerinden bıkıp usanan Korsika Adasının bazı önderlerinin, Osmanlıya elçiler göndererek Devlet-i Âliyye’nin idâresine girmek için talepte bulundukları da yine târihî gerçeklerdendir.(4)
Macar Yazar Kald Nagy (1838-1901) bu duruma şöyle bir misal verir ve şöyle der: "l558-1560 yılları arası, yani iki sene içinde Osmanlı bizden 6 milyon akçe vergi topladı, 23 milyon akçe Macaristan’da yaptığı sosyal tesislere sarf etti" (5) Başka bir Macar yazar Takats (1860-1923) “Macaristan Türk Âleminden Çizgiler” isimli eserinde; “Osmanlının Macaristan’a her yönden faydalı olduğunu” yazar.(6)
Osmanlı fethettiği yerleri sömürmek için, geçici kalma anlayışıyla fethetmemiştir. Erhan Afyoncunun da tabiriyle her fethettiği yeri vatan olarak görmüş ve Kızılelma hedefine daha yakın olması hasebiyle, esas vatanı Anadolu’dan daha fazla oralara sosyal hizmetler götürmüş, yol, köprü, han, hamam, ibâdethane, suyolları... İnşa etmiştir.
Avrupalı sömürgeciler sömürdükleri yerleri ölünceye kadar sağacakları bir inek gözüyle gördükleri için böyle sosyal hizmetler yapmamışlar, sâdece oraların kanını emmişlerdir. 300 sene kaldıkları yerlerde bile bir eserleri yoktur.(7)
ABD Başkanlarından Franklin Ruzvelt (1882-1945), Afrika ülkelerinden Gana’yı ziyaret eder ve şöyle der: “Burada durum felâket, bu yerliler bizden 5000 yıl gerideler ve İngilizler 200 senedir buradalar.”(8) Yani İngilizler bu bölgeleri 200 senedir sömürmelerine rağmen taş taş üstüne koymamışlar ve bu insanlara teknik ve taktik adına hiçbir şey öğretmemişler demek istiyor.
Michel Pahariet 19. Yüzyıl Balkan ekonomileri üzerine yaptığı araştırmalar neticesi; “Balkanların Osmanlı devleti çatısı altında uzun müddet savaşsız yaşaması ekonomik yönden onların lehine oldu ve güçlendiler” yorumunu yapmıştır.(9)
Osmanlıyı her hususta tenkid eden, onların torunları olmaktan utanan Cumhuriyet ricali, Cumhuriyetin ilk yıllarında “Varlık Vergisi” diye çok ağır vergiler koymuşlar, dünya nezdinde Türklerin i’tibârını zedelemişler ve içimizde asırlardır yaşayan birçok azınlığın memleketi terk etmelerine sebep olmuşlardır.(10)
Dipnotlar:
1-Halil İnalcık, “Târihçilerin Kutbu Halil İnalcık Kitabı”, İş Bankası Yay. İst. 2013, s. 192.
2-Halil İnalcık, “Târihçilerin Kutbu Halil İnalcık Kitabı”, İş Bankası Yay. İst. 2013, s. 318.
3-Geraud Poumaredez, “Haçlı Seferine Son Çağrı” Yeniçağ Avrupasında Osmanlı İmgesi, Çeviren İsmet Birkan, İletişim Yay. İst. 2010, s. 18.
4-Editör: Seyfi Kenan, “Osmanlılar ve Avrupa”, İSAM Yay. İst. 2010, s.27.
5-Târih ve Medeniyet Dergisi sayı, 50, s. 20.
6-Yılmaz Öztuna, “Büyük Türkiye Târihi”, Ötüken Yay. 1977, c, 13, s. 26.
7-Erhan Afyoncu, “Osmanlı’nın Hayaleti”, Yeditepe Yay. Ekim 2005, s. 16.
8-10. 04. 2013 NTV saat 22. 30. Atom bombası belgeseli.
9-Erhan Afyoncu, “Osmanlı’nın Hayaleti”, Yeditepe Yay. Ekim 2005, s. 17.
10-Halil İnalcık, “Târihçilerin Kutbu Halil İnalcık Kitabı”, İş Bankası Yay. İst. 2013, s. 175.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.