Osmanlı’da Vakıf ve Çeşitleri (4)
11 Aralık 2018, Salı 09:03Osmanlıda su hayrına çok önem verilmiştir. Bunun sebebi; Tabiin âlimlerinden bazılarının günahı çok olan kişilere mağfiret olabilmeleri için su hayratını çok yapmalarını tavsiye etmeleri olmuştur. (1)
Su bendi, suyolu, su kemeri, su terazisi, su deposu, sarnıç, kuyu, çeşme, şadırvan, havuz, sebil, selsebil, hamam, helâ, çamaşırhane, buzhane, değirmen... Bunlarla ilgili vakıflar kurulmuş, bunların vakfiyelerinin birçoğunda vakıfların sularının yaz aylarında kar depolarından, buz fabrikalarından getirilen kar ve buzlarla soğutularak dağıtılması istenmiş, hattâ hapishânedeki mahpuslara bile pazartesi ve Perşembe akşamları kar dağıtılmasını şart koşan vakıflar kurulmuştur. (2)
Osmanlının yükselme döneminde vakıflar, özellikle suyla alakalı olan vakıflar o kadar çoğalmış ki, sâdece İstanbul’da 1553 vakıf isminin devletin resmi defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüştür.(3) Halkın vakıflara iltifat ve i’tibârı o dereceye varmış ki, 18. Yüzyılda vakıf gelirleri millî gelirin &,8 tekabül etmiştir. Kanûnî döneminde vakıf işleriyle, özellikle su vakıflarıyla uğraşacak, onların işlerini tedvir edecek hususi bir “Su Nezareti” kurulmuştur.(4) Bu Bakanlık 1826 yılına kadar devam etmiş, bu târihte kurulan Evkaf Nezareti bünyesine dâhil edilmiştir.
Bazı Avrupalı ilim adamlarının tespitlerine göre; vakıflar bu derce zengin, yaygın ve faal olup devlet içindeki sosyal ihtiyaçları karşılaması, her türlü hizmeti en güzel şekliyle sunması, devletin elini genişletmiş, ona yalnız dış işleriyle, cihat ve seferlerle uğraşmak ve başarılı olmak kalmıştır.
Osmanlı su ve su işlerine o kadar önem ve ehemmiyet vermiş ki, suyun bulunması, getirilmesi, akıtılması, korunması, dağıtılması, her türlü tamir ve tadilatının yapılması gibi suyla ilgili her türlü işi deruhte eden “Suyolculuk” diye ciddi ve diğer meslek grupları arasında saygınlığı olan bir meslek dalı oluşmuştur.(5)
Osmanlı vakıflarında özellikle su vakıflarında “ibadullah” kelimesi kullanılmış, din, dil, renk, soy, sop ayırımı aslâ yapılmamış, bütün insanların faydalanması, hattâ hayvanatın ve nebatatın faydalanması için gerekli her türlü tedbir alınmıştır. Öyle ki, yaptırdıkları vakıf çeşme ve benzeri eserlerin bir müddet sonra yok olup gitmemesi, maddî sıkıntıdan dolayı bakımsız kalmaması, ilel-ebed yaşaması için, bunlara da gelir getiren mallar vakfetmişlerdir.
Yani vakıf üzerine vakıf. Evliya Çelebi’nin kaydına göre onun döneminde sâdece Fâtih semtinde 800 adet çeşme ve 151 umûmî hamamın mevcut olduğu kaydedilmiştir.(6)
9-Canlı cansız varlıklara hizmet veren vakıflar:
Sahipsiz ağaçları sulayan, kuyular, suyolları, su kemerleri, köprüler, çeşmeler ve sebiller yapan, sahipsiz kedi ve köpeklere et ve yiyecek dağıtan, hayvan hastaneleri ve bakım evleri kuran (Guraba Hâne-i Laklakan), kabirlere kuşların su içmeleri için suluklar yapan, târihte ilk defa kuş evleri yapan, kuş yuvaları imal eden vakıflar bile kurmuşlardır.(7)
Kütüphâneler, misâfirhaneler, talebelere kitap, elbise, harçlık, hattâ mürekkeplerine varıncaya kadar ihtiyaçlarını temin eden vakıflar. Bayramlarda kimsesiz çocuklara hediye alıp sevindiren vakıflar. Yaşlıları korumak için kurulmuş vakıflar. Kimsesiz dul kadınlara yardım için kurulan, emzikli kadınlara süt dağıtan, evlenecek kızlara çeyiz alıveren, borcunu ödemede zorluk çekenlerin borcunu ödeyen, Fukaraya kış günlerinde yakacak temin eden vakıflar.
Hamalların yüklerini indirmeden dinlenmeleri için mola taşları diken vakıflar. Esir ve köleleri âzâd ettirmek (kurtarmak) için kurulan vakıflar, kırdığı kâse ve kaplardan dolayı efendisi tarafından cezalandırılmaması için köleler adına kurulan vakıflar. Kimsesiz cenazeleri kaldırmak için kurulan vakıflar. Haremeyn yani Mekke ve Medîne Müslümanlarına veya oralara yapılacak eserlere yardımcı olan vakıflar…Yaz aylarında sıcaktan bunalanlar için gölgelikler yapan ve icap eden yerlere su küpleri konulması, kuyular açılması için vakıflar...(8)
Dipnotlar:
1-İbni Hacer, c. 5, s. 42; Aynî, c. 12, s. 208.
2-Nazif Öztürk-Mevlüt Çam, Su Medeniyeti Sempoz.Büyükşehir Bel. 2009 Konya, s. 353, 369.
3-Osman Özsoy, Su Medeniyeti Sempozyumu KOSKİ Büyükşehir Bel. 2009 Konya, s. 214.
4-Osman Özsoy, a. g. e. s. 213.
5-Dr. Nazif Öztürk, Mevlüt Çam, a. g. e. s. 354.
6-A. Ragıp Akyavaş, “Asitane-ll”, TDV Yay. Ankara 2000, c. 2, s. 66.
7-İbrahim Refik, “Ulu Çınarın Gölgesinde”, Albatros Yay. İst. 2004, s. 159.
8-Türk Kültür ve Medeniyeti Derg. sayı 183, s. 20; Yeşilay Dergisi, Ağustos 2003 sayı 837, s. 6.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.