OSMANLILARIN GÜÇLERİ, KUDRETLERİ (4)
12 Ağustos 2017, Cumartesi 08:42Dünya târihinde ilk defa gemileri karadan yürüten onlardır. Çağ açıp çağ kapayan onlardır. Asırlarca tek başına Haçlı aleminin karşısında duran ve onların bütün dünyayı Hıristiyan yapmalarına mâni olan Osmanlıdır. Üstelik İstanbul fethedildiğinde 74 tane Hıristiyan devlet Bizans’a maddî ve mânevî yardımda bulunuyordu. Fâtih döneminde aynı anda 25 devletle savaşılmış ve zaferler kazanılmıştır.(1)
Fransa Kralı Fransuva, Alman imparatoruna esir olunca zavallı annesi “dünyada senden başka oğlunu kurtaracak bir merci yok” diyerek Kanûnîden yardım istemiştir.(2) 1588 de, İspanya Kralı ll. Filip, İngiltere’yi işgal etmek istediğinde, İngiliz Kraliçesi l. Elizabet Sultan lll. Murad’tan yalvararak yardım istemiş ve bu sayede işgalden kurtulmuşlardır.(3)
Yalnız Sultandan yardım istemekle kalmamış, yardıma faydaları olur düşüncesiyle Sadrâzama, Vâlide Sultana, pâdişahın hocası Sadettin Efendiye, Cezayir Beylerbeyi olan Kaptan-ı derya Kılıç Ali Paşa gibi üst düzey bürokratlara da kıymetli hediyeler göndermiş ve yardımlarını istemiştir.(4)
Bir dönem Hollandalı gemiciler Osmanlı bayrağı altında ve Osmanlı himâyesinde denizlere açılabilmiş ve ticâret yapabilmiştir.(5) 1627 yılında Murad Reis 12 Kadırgalık bir filo ile İsveç ve Norveç kıyılarını yoklamış, İzlanda’yı 26 gün işgal etmiş, ganimet ve esirlerle 5000 km. bir yolculuktan sonra Cezayir’e dönmüştür.
Bu esirlerin arasında bulunan Olaf Eğilson isimli bir rahip, esaretten kurtulunca hatıralarını yazmıştır.(6) Hindistan Racalarına ve oradaki Müslümanlara yardım etmişler, o dönemde Açe Sultanlığı diye meşhur olan Endonezya’ya, Sultan ll. Selim döneminde, Kurdoğlu Hayrettin Hızır Bey kumandasında personel, silâh ve askerî yardım malzemesi gönderilmiştir. Yani Batılı sömürgeci devletlerle orada da mücâdele edilmiştir. Osmanlının toprak mirası üzerinde bugün 60’ dan fazla müstakil devlet vardır.(7)
Burada şöyle bir târihî vakıa zikredersek her halde konu daha iyi anlaşılır: Almanya’nın Mülhaym bölgesine Fransızlar gelip yerleşirler. Arada Ren Nehri vardır. Almanya o dönemde prenslikler halinde yani şehir devletleri statüsünde birlik sağlayamamış durumdadır, güçsüzdür. Mahsul zamanı Fransızlar nehri geçip, Alman köylülerin emek mahsullerini gasp edip kaçmaktalar.
Yıllarca bu duruma kendi devletleri bir çare bulamayınca, yöre halkı Osmanlı devletine bir mektup yazıp yardım isterler ve şöyle derler: “Fransızlar her sene bize zulüm edip mahsulümüzü elimizden alıyorlar. Siz ki; dünyaya adâlet dağıtan imparatorluğun sultanı ve İslâmiyet’in halîfesisiniz. Ürünlerimizi toplamamız konusunda bize yardım ediniz.”
Osmanlıda o dönemde duraklama sürecindedir. İç ve dış birçok gaile ile uğraşmaktadır. Bu sebeple asker göndermek yerine Almanlara bir ferman gönderirler ve şöyle derler: “Fransızlar korkak ademoğullarıdır. Onlara yeniçeri göndermemize gerek yoktur. Gönderdiğimiz yeniçeri kıyafetleri yeterli olacaktır. Bu elbiseleri giyin ve Fransızlara görünün” söylenen yapılınca Fransızlar “Osmanlılar gelmiş” diye o bölgeyi terk ederler ve Almanlarda rahat eder.
Bu olay şüphesiz ki, bu bölge halkının gönlünde taht kurmuştur. Ve giydikleri bu yeniçeri kıyafetleri, daha sonra Mülhaym kasabasındaki bir müzede halka açılmıştır. Ayrıca, şehrin en yüksek bir binasına Osmanlı bayrağı asmayı da unutmamışlardır. Daha da önemlisi, bu olay o yörede her yıl bir millî zafer gibi bugün bile temsilen kutlanmaktadır.(8)
Büyük İskender’in cihan devleti olma vasfı ancak 10 sene sürmüştür. Alman İmparatoru Charles Quint’in cihan devleti olması hayatıyla kaim olmuş, ölürken devletini ikiye bölmek mecburiyetinde kalmıştır. Cengiz Han’ın Moğol İmparatorluğu Osmanlının 3 katı toprak büyüklüğüne yani 65 milyon km. kareye ulaşmış ama 70 senede silinip gitmiştir.
Osmanlının gerilemesinden sonra yani 1770 yılından i’tibâren İngiltere’nin cihan devleti olması söz konusu olmuş, fakat İngiltere’nin bu vasfı 1944 yılında bitmiştir. Bu târihten sonra ABD ve Rusya’nın liderliği başlamış ama onlarınki de ma’lum olduğu üzere bir asır bile olmadan çatırdamaya başlamıştır. Yani iki asır bile devam etmemiştir, ama Osmanlının süper güçlüğü 3 asır sürmüştür.(9)
Dipnotlar:
1- Yılmaz Öztuna, “Büyük Türkiye Târihi”, Ötüken Yay. 1977, c. 2, s. 449, 452.
2- Fransa kralı Fransuva’yı 1525 de Pavla muhârebesinde, Alman imparatoru aynı zamanda İspanya kralı olan 5. Karl, esir edip Madrit hapishânesine götürmüş. Bunun üzerine Fransuva’nın annesi Kanûnîye mektup yazarak yardım istemiş. Bir yıl sonra bu mektup üzerine Kanûnî Mohaç seferini düzenlemiş. Sadece bu değil; İngiltere kraliçesi 1. Elizabet 1580 lerde lll. Murattan yardım istemiş. Çünkü İspanya İngiltereye savaş açmış ve donanması ile İngiltere kıyalarına gelmiştir. Kraliçe Osmanlıdan yardım istiyor ki Osmanlı donanması İspanya önlerine gelirse, İspanya donanmasının en azından yarısı onlarla meşgul olur, gücü bölünür ve zayıflar düşüncesiyle. Yani O dönemlerde Osmanlı süper güç bugünkü ABD gibi. Halil İnalcık, “Söyleşiler ve Konuşmalar” Profil Yay. c. 1, İst. 2013, s. 398.
3- Halil İnalcık, “Söyleşiler ve Konuşmalar” Profil Yay.c.1,İst.2013, s.398.Milliyet 02. 06. 2004.
4- Yılmaz Öztuna; “Târihten Yapraklar”, MEB Yay. 1000 Temel Eser Serisi, İst. 1985, s. 98.
5- Erhan Afyoncu, “Yavuzun Küpesi” Yeditepe Yay. İst. 2010, s. 114.
6- Yılmaz Öztuna; “Târihten Yapraklar”, MEB Yay. 1000 Temel Eser Serisi, İst. 1985, s. 211.
7- Târih ve Düşünce Dergisi, Ağustos 2000, sayı 10, s. 33.
8- Sur Dergisi, sayı 213, s. 19.
9- Yılmaz Öztuna, “Büyük Türkiye Târihi”, Ötüken Yay. 1977, c. 8, s. 92.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.