OSMANLILARIN TEMİZ VE SAĞLIKLI OLDUKLARI (2)
08 Kasım 2018, Perşembe 08:51İtalyan ediplerinden Etmondo de Amicis “Costantinople-İstanbul” adlı eserinde ise Türklerin genel ahlâkı hakkında şöyle bilgi vermektedir:
“Şark memleketlerinde birçok seyyahlar dolaşmış, Frenklerden bir haylisi Şark’a yerleşmiş ve ömürlerini hep oralarda geçirmişlerdir. Bütün bunlar o hıfzıssıhha sisteminin faydalarına bizzat kani oldukları halde, o usuller Avrupa’da âdeta meçhul kalmıştır. Meselâ Paris’in birkaç hamama sahip olması 50 senelik bir meseledir. Londra’da, Dublin’de, Edinburg’da, Berlin’de, Viyana’da, İtalya’da, Hollanda’da ve İspanya’da hamamın ne olduğu pek ma’lum değildir. ”
“Şimdi Müslüman Türklerin sıhhi tedbirlerinden hâsıl olan huzur ve rahat üstünlüğünü, Frenklerle mukayese ederek anlamak için, her iki tarafın halk kitlelerini gözlerimizin önüne getirelim: Bir tarafta sünnet olmak ve vücuttaki tüyleri izale etmek, saçları kesmek, geniş elbiseler giymek, günde 5 vakit abdest almak, her tabi ihtiyacın def’ini müteakip yıkanıp temizlenmek, yemekten sonra el ve ağız yıkamak, her hafta ev temizlemek, haftada bir kere ekseriya birkaç kere hamama gidip, gâyet ucuz yıkanmak gibi âdetleriyle Türkleri görürüz ve diğer tarafta da; Sünnetsiz, bütün vücudu kıllı, muhtelif derecede uzun ve kirli, saçları yağlı ve pomatlı, hava cereyanına mâni olacak kadar daracık ve vücutlarına yapışık elbiseli Frenklerin, günde ancak bir yahut iki defa ellerini yıkayarak, her türlü tabii ihtiyaçlarını def ettikten sonra, hiçbir taharete riâyet etmeyerek üçüncü derecedeki şehirlerde pek ma’lum olmadığı halde, nüfusun onda dokuzunu temsil eden köylerle kasabalar da tamamıyla meçhul ve Avrupa hükümet merkezlerinde henüz pek pahalı olan, ılık banyolarını ender yaparak arz-ı endam ettiklerine şahit oluruz. ”
“Bir tarafta ne temizlik, ne rahatlık ne hoşluk; Öte tarafta (Avrupa’da) yığınlarla pislik, murdarlık, bit ve pire gibi haşarat ve pis koku ne kadar çok fenalık, rahatsızlık ve hastalık amilleri. Bunların tafsilat ve teferruatı pek çirkin olduğu için, bir türlü izah edemiyorum. Doğru bir fikir edinebilmek için Müslümanların Frenklerin de muhtelif içtimai sınıflarını köylüsünü, çiftçisini zenginini ve büyüklerini tetkik etmiş ve bilhassa iki tarafın hastanelerine devam etmiş olmak lâzımdır.
...Müslümanlar öldüğü zaman cenazeleri bile dinin hükümlerine göre yıkanıp temizlenmeden tabutuna konmaz. Hâlbuki Frenk hastalanınca temizlik kaygısını umûmîyetle unutur. Ölünce de evinde bulunabilen en kötü beze sarılıp dikildikten sonra tabuta konur ve ailesi cesedin en basit sûrette temizlenmesini aklından bile geçirmez.
Bu satırları okuyanların birçokları belki de benim mübalağaya kapıldığımı zannedecektir. Ben ise kendilerinden rica ederim; Umûmî sûrette Frenk kitlelerinden bahsettiğimi unutmasınlar. Frenkler içinde temizliğe Müslüman Türkler kadar riâyet gösteren % l veya 2 kişi farz-ı muhal olarak bulunsa bile, benim söylediklerim yine doğrudur, 50 senedir bu sahada temin edilmiş olan ıslahatı hiç bir sûrette inkâr edecek değilim. Bazı Avrupa hükümet merkezlerindeki müreffeh insanların bir kısmının temizlik hususunda inceliklerini bilmiyor değilim. Fakat en fakir Müslümanların bile takriben 12 asırdır idrak etmiş oldukları temizlik derecesinden bizim küçük şehirlerimizin, kasabalarımızın ve köylerimizin tamamıyla habersiz oldukları da hiç kimsenin inkâr edemeyeceği bir hakikattir. Daha 18. Asrın sonlarına kadar Paris’le Parislilerin pislik derecesini düşündükçe çok haklı olarak hayretler içinde kalıyoruz.”(1)
Hamamlar:
Munra Butler Johnstone şöyle der: “Osmanlılar yeryüzünün en nazik insanları değil, aynı zamanda en temiz insanlarıdır. Gerçek şu ki, nezâketsiz nezafet hiçbir şey ifâde etmez.” (2)
Osmanlının bir su medeniyeti kurduğunu şuradan da anlayabiliriz ki; Avrupa’da Versaille (Versay) sarayı gibi 1300 odası olan(3) devasa saraylarda, şatolarda, malikânelerde hamam olmadığı gibi tuvalet yokken, aynı asırda yapılan ve tevâzularından dolayı küçük bir köy görünümünde olan Topkapı sarayında 14 tane büyük hamam vardır. Bu rakama dairelerde bulunan oda hamamları (duşlar) dâhil değildir. (4)
Dipnotlar:
1-Ahmed Gürkan, a.g.e, s. 209.
2-Munra Butler Johnstone, “Türkler Karakterleri, Terbiyeleri ve Müesseseleri” TDV Yay. Ank. 2008, s. 19.
3-Sabah Gazetesi, 03. 11. 2011.
4-İlber Ortaylı,“Osmanlı Sarayında Hayat”Yitik Hazine Yay.İst.2008, s.172.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.