OSMANLININ BORÇ ANLAYIŞI VE BORÇ ALMALARI(2)
26 Mart 2017, Pazar 11:18
Mehmedçik böyle mistağni ve mütavazı idi. Maddî ve mânevî hiç kimseden bir şey beklemez yaptığı her işte Rızay-ı Bâri’yi gözetirdi. Ama son zamanlarda İstisnasız hepsinde “Haç” işareti olan, ayrıca verilme şartlarında “Hıristiyanlık için canla başla çalışma” şartı bulunan Batılıların madalyalarını alıp kalbinin üstüne takabilmek için, olmadık şaklabanlıklar yapan Haçlı hayranı paşa ve bürokratlarımız da olmamış değil.
Borç, Köleliğin Başlangıcıdır:
Hz. Ebû Bekir ve birçok sahâbe Mekke’den Hz. Peygamberin emri ile hicret edip Medîne’ye gelince Ensar onlara yardım etmek, yiyecek ve içecek getirmek, borç ve iâne vermek için yarışa girmişler, “mal ve mülkümüz sizinle ortak. İstediğiniz gibi tasarrufta bulunun” demişler ama onlardan başta Hz. Ebû Bekir olmak üzere birçok kimse, bunlara iltifat etmeyip; “Malınız ve mülkünüz size mübârek olsun, bize pazarın yolunu gösterin” demişlerdir.(2)
Müslüman’ın şiarı budur, bu olmalıdır. Nitekim Efendimiz s.a.v; “kişinin yediği en helâl rızık, elinin emeği olandır” (3) buyurur.
Meşhur Victor Hügo: “Borç köleliğin başlangıcıdır” der. Balzac da “Fazlaca borçlanmak dolandırıcılığın başlangıcıdır” der.
Ebû Zer Hazretleri son derece müstağni ve muttaki yaşayan bir insandır. Kimseden bir şey istemek şöyle dursun gönderileni de almaz, yokluk içinde yaşarmış. Peygamberimizin en samimi dostlarından olduğu için onun böyle bir hayat yaşamasına gönlü râzı olmayan Halîfe Hz. Osman bir köle ile birkaç altın gönderir ve köleye der ki; “ne yap yap bu parayı Ebû Zer’e kabul ettir, eğer bunu becerirsen seni âzâd edeceğim” der.
Köle ne yaptıysa bir türlü kabul ettiremez ve neticede der ki; “Ya Eba Zer, ne olur, lütfen kabul et, eğer kabul edersen Halîfe Osman beni âzad edecek, köleliğim bitecek lütfen…” diye ısrar edince Ebû Zer şöyle der: “olabilir, kabul edersem senin köleliğin bitecek ama benim köleliğim başlayacak olmaz” der.(4)
Eskiden borç veren biz, borç alan Haçlılar imiş ama şimdi tersine dönmüş, borç alır hale gelmişiz. Osmanlı Kanûnî döneminde Fransa’ya,(5) İsveç’e, Rusya’ya borç vermiştir.(6) 1533 yıllarında Fransa kralı, Osmanlı sultanından yalvarırcasına borç istemiştir.(7)
Hattâ şöyle bir târihî rivâyet vardır: Rus elçisi gelmiş Osmanlıdan borç istiyor ama Divandaki (bakanlar kurulundaki) vezîrler pek verme taraftarı değil, toplantıyı kafes arkasından izlemekte olan Kanûnî müdahale etmiş ve bağırmış; “verin verin, bugün borç alan, yarın emir alır” (8)
Dipnotlar
1- Zafer Dergisi, sayı 271, s. 7.
2- Osman Nûri Topbaş, “Vakıf İnfak Hizmet”, Erkam Yay. İs¬tanbul 2002. s, 217.
3- Buhârî, Büyu 15.
4- İbrahim Refik, “Hikmetler Kitabı-3”, Albatros yay. İst. 2005. s. 26.
5- Yılmaz Öztuna, “Büyük Türkiye Târihi”, Ötüken Yay. 1977, c. 4, s. 4, 36, 53.
6- Ersal Yavi, a. g. e. s. 34.
7- Halil İnalcık, “Osmanlılar”, Timaş Yay. İst. 2010, s. 33.
8- Târih ve Medeniyet Dergisi, sayı 6, s. 28.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.