PAPALAR DÜNYAYA VE DEVLETE TALİPLER (1)
11 Eylül 2019, Çarşamba 09:13Katolik Hıristiyanların Dini lideri Vatikan’daki Papa’dır. Ama papa sadece dini lider değil, devlet başkanıdır. Çünkü Vatikan Roma’da küçük bir devlettir. Elçileri, büyükelçileri ve misyon temsilcileri vardır. Ama bu devletin! Nüfusu 800 kişidir. 100 kişilik sembolik bir ordusu,(1) bir kilometre kareye bile varmayan (0,44 km⊃2;)(2) bir toprağı vardır ama devlettir.
Bizim memleketimizde bile büyükelçisi vardır ve belki bizim bütçemizin yüzlerce katı bütçesi vardır. Yaptığı faaliyetler bunun delilidir. Fener patrikliğini de aynı statüye getirmek, yani akciğerlerimizin içinde bir kanser gibi, İstanbul’un içinde bir küçük devlet kurmak istiyorlar, Fener Patrikhanesini evrensel=cihan patriği yani bütün dünyadaki Ortodoksların patriği (ekümenik) haline getirip, dini, askeri, siyasi, ekonomik kısacası her hususta Haçlı ruhunu hâkim kılmanın, gayelerini tahakkuk ettirmenin çabası içindedirler. Bu büyük oranda da tamamlanmak, yani Yunanlıların Megalo İdea’sı (büyük ülküsü) gerçekleşmek üzeredir.
Hıristiyanlıkta din ve din adamları devlete taliptir. Yani devlete sahip olma, devletin içinde ve bizzat kendisi olma isteği vardır. Geçmişte Sultan veya Başbakan olan bir tek Şeyhülislâm görülemez ama başbakan olan, devleti yöneten birçok papaz ve piskopos mevcuttur. Papa’lar ise imparatorların bile üstünde kabul edilmişlerdir.
Kardinal Richeleu 40 seneye yakın Fransa başbakanlığı yapmıştır. Yıllarca Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı yapan ve adada Türklere hayat hakkı tanımayan Makaryos, Heybeliada Ruhban Okulunda yetişmiş bir papaz idi. Yakın tarihteki Alman başbakanı Kohl teoloji (papazlık) tahsili yapmıştır. 6 Kasım 2003 de Türkiye’ye resmi bir ziyaret yapan Norveç başbakanı Mogne Bondevik bir rahiptir.(3) Bugünkü Alman Başbakanı Merkel bir papaz kızıdır. Bizde ise İma-Hatip Kökenli bir başbakanı hâlâ hazmedemeyenler vardır.
Hıristiyanlığın ve din adamlarının hayatın her safhasına bu kadar baskıcı ve hâkim olması, ortaçağda insanlara kan kusturması, sosyal hayatta prestijin bizzat kendilerinde olmasını istemeleri… gibi uygulamalara antipati olarak lâiklik doğmuştur. Dolayısıyla lâiklik; dinsizlik değildir ama, Hıristiyanlar için dinin tahakküm ve esaretinden insanları kurtarmak, onlara biraz nefes aldırmak manasını ifade eder.
1994 de Avrupa Birliği tarafından “Bizans Devlet Başkanı” seçilen Fener Rum Patrikhanesi Patriği Bartholomeos basına verdiği demeçte “Lozan’ı tanımıyoruz” demiştir. Çünkü Lozan’da kabul edildiği kadarıyla Türk Hükümeti Patrikliğin siyasi gücünü kaldırmış, dini gücünü de Batı Trakya’daki Türk Müftünün statüsüne eşitlemiştir. Ama Batı Vatikan gibi bağımsız bir devlet kurabilmek için bunu tanımamakta ve Patrikliğin Ekümenik olması için her yola başvurmaktadır.
Bunun için Ortodoks âleminin zenginlerinin çocuklarının düğünleri bile İstanbul’da yapılmaktadır. Lozan’la sınırlanan bu haklar bugün tanınmamakta ve istedikleri gibi hareket etmek istemektedirler. Papalık da buna büyük destek vermektedir. Papa 2. Jean Paul Viyana ziyaretinde patrikhaneye destek vermiş ve “Avrupa iki ciğer ile nefes almalı” demiştir.(4)
1948 de ABD’nin baskısı ile Patrik seçilen Athenagoras, kendisi için tertiplenen Ankara Palas’taki toplantıda şöyle demiştir: “İstanbul’da geniş bir arazi sahibi olmak ve Patrikhane’ye, Türk kanunları dışında Papalık gibi bir statü sağlamak gereklidir. Ayrıca Heybeliada’daki Ruhban okulunun Ortodoks Üniversitesi haline getirilmesi ve İstanbul’un Ortodoks dünyasının merkezi yapılmasını istiyorum.”(5)
1991 de Patrik olan bugünkü patrik Bartholomeos seçildikten sonra üç buçuk yıl içinde 23 ülkeyi ziyaret etmiş ve İstanbul’da, Anadolu’nun birçok yerinde, “Vicdana Çağrı”, “Barış ve Hoşgörü”, “Deniz Temiz”, “Vahiy ve Çevre”, “Karadeniz Helen Toplulukları Kongresi” vb. birçok uluslararası toplantı düzenlemiştir. Bunların birçoğuna dünyaca ünlü devlet adamları da gelmiştir ve bu toplantılarda kendisini Ekümenik Ortodoks Patrik diye lanse etmişler hâlâ da etmektedirler. Fazla bir tepkide görmemektedirler. 1995 yılı “Vahiy ve Çevre” toplantısında Fener Patriği şöyle demiştir: “Fener Rum Patrikhanesi Ekümeniktir ve bu unvan uluslar arası platformlarda uzun zamandan beri benimsenmektedir. 500 yıllık berat sahibidir.”(6)
Dipnotlar:
1- Yeni Şafak Gazetesi, 17. 10. 1998.
2- Ahmet Uçar, Tarih ve Düşünce Dergisi, Aralık-Ocak, Şubat, 2005, s.55.
3- 06.11.2003, Kanal 7 akşam haberleri.
4- Banu Avar, “Hangi Avrupa”, Truva Yay. İst. 2008, s. 331.
5- Ahmet Hikmet Eroğlu, “Türkiye’de Misyonerlik Faaliyetleri”, Ensar
Neşriyat, İst. 2004, s.141.
6- Milliyet Gazetesi, 24. 09. 1995.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.