PARA HER ZAMAN İÇİN YEŞİLDEN DAHA ÖNEMLİ (!)
09 Mayıs 2022, Pazartesi 08:02Yeni haftaya bol güneşli sıcak huzurlu sağlıklı mutlu olma ve olabilme dileklerimizle başlıyoruz.
Bugün yine farklı farklı konulara sizlerin izni ile kısaca değinmek istiyorum.
Ama bugünkü yazımızın ana konusu bize taaa İstanbullardan yazan Konya sevdalısı, dahası Konya’nın ülkenin Dünyanın geleceğini düşünen ve bu düşüncelerle yaşayan dertlenen bir hemşerimizin bize yazdıkları olacak.
Açık söyleyeyim bunları benim burada kendi adıma yazma şansım yok.
Allah’tan şehrini ülkesini hala seven, paraya pula, iş yerlerine sitelere rağmen toprağını ağacını geleceğini düşünen güzel insanlar var.
Zaten Yüce Rabbimde bu insanların duaları ile hala yüzümüze bakıyor.
Neyse ben konuşmayayım ben yazmamayım İstanbul’dan bizim yazılarımızı her gün takip eden ve anladığım kadarı ile de mal ve para varlığı yüksek bir okurumuzun bize yazdıklarını aktarayım;
“Uğur Bey geçmiş bayramınızı kutlarım.
Konya’ya bayramda da dar zamanda gelip döndüm.
Hiçbir şeye fırsat bulamadım.
Sağlınız sıhhatiniz yerindedir afiyettedir inşallah.
Eğer müsaitseniz size bir konuyu yazmak istiyorum.
Bu konu Konya’nın büyük kaybına neden olacak bir konu.
Gerçi siz muhakkak ki bilgi sahibisiniz.
Ama hassa sen bilgi vermek istedim.
Konya’mızda bataklığa ve hatta uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsünden koparılan yere bu alanın üzerine yapılan Şehir Hastanesinin ardından şimdi de Ereğli yolu yol boyu ranta açılmış.
Dünyanın en değerli ovasına bu topraklara hatta obrukların geliş istikametinde ki bu altından dahi daha değerli topraklara önce TOKİ yapılacakmış.
Arkasından da o göz alabildiğine uzanan hara arazisine rantı belli müteahhitlere verilecek.
Bu üç beş yönlü kayıptan kaybeden elbette zaman içerisinde KONYA olacak.
Böylesine tarımın öneminin bir kez daha anlaşıldığı bir zamanda tarımın ve Konya şehrinin ve ülkenin kalan can damarlarına hançer saplanmış olacak.
Burada benim babamın ….. bin metre kare arsası var. (Rakam çok büyük. Dedim ya abimiz bayağı zengin)
Şehir hastanesi ile yeni yapılacak olan proje ile eğer maksat para kazanmak ise biz çok para kazanacağız.
Bizim arsalara bile şimdiden imar üç kattan beş kata çıkartılmış.
Bizim için iyi de Konya ovası ne olacak?
Domatesin kilosunu yarın 50 TL yersek daha iyi mi olacağız?.
Ülke insanları olarak daha da fakirleşeceğiz.
Bu durum hepimiz için hiç de iyi bir durum değil.
Mesela bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum.
Şehir Hastanesinin hemen güneyinden doğuya doğru geçen Yol boyu Caddesi kısmındaki akasyalık yol kenarındaki haradan kalan yeşil bandın üzerinde de konut yapılıyor.
Bunun projesi zaten hazırlandı.
Yer müteahhide ihale bile edildi.
Yapılsın yapılmasın değil ama rahmetli Erbakan Hoca ve Hocanın partisinden doğan bütün partilere Türkiye’de en çok oyu en fazla oyu bu mahalle insanı verdi ve oylar buradan yayıldı çoğaldı.
Allah aşkına bu mahallenin başladığı noktadaki bu yeşil bant niye korunmaz?
O caddede beton zaten hazırlandı.
Yazın Ramazan gecelerinde bülbüllerin öttüğü gelip yuva yaptıkları bir kuşburnu yelkovan ağaçlarıyla donanmış nerede ise bölgenin akciğeri olan bu yeşil bant beton olmasın Uğur Bey.
Yapılacak olan evler yoldan 20 metre öteye atılıverse ne olur?
Zaten yeşil bandın eni anca 30 metre olmaz mı?
Bu yapıldığı zaman İstiklal mahallesinin cefakar halkının da Şehir Hastanesine doğru önü kapanmamış olur.
Mahalle tarafından da önü yeşillenmiş olur.
Dünyanın yeşile doğru gittiği Türkiye’nin dahi elektrikli araç üretimi yaptığı bir zamanda bu minik yeşil kuşağın korunması belki de pek çoğumuza psikolojik bir öncü adım olacaktır.
Belki bu çok hayati bir kısım Sayın Cumhurbaşkanımızın Şehir Hastanesinin açılışında hastaneyi açarken yaptığı konuşmada hem Belediye Başkanlarına hem de yüklenici müteahhide bu bölgedeki yeşil alan eksikliğine dikkat çekmemiş miydi?
Bu yeşil bandı korumayı becerebilirsek Sayın Cumhurbaşkanımızın da talimatının yerine getirilmesine çok önemli bir katkı sağlanacaktır.
Çok değerli Konyalı hemşerilerimizin temiz havanın da ferahlığın da en güzeline layık olduğunu düşünüyorum.”
…………….
İstanbul’dan bizi takip eden okurumuza bizi de bilgilendirdiği bilmediğimiz bir konu hakkında ufuk açtığı için çok çok teşekkür ediyor ve konuyu şehri yöneten büyüklerimize havale ediyoruz.
3 MAYIS TÜRKÇÜLÜK GÜNÜ MÜ
YOKSA MİLLİYETÇİLİK GÜNÜ MÜ DEMİŞTİK?
3 Mayıs’ta bu sene ilk defa bir şey dikkatimi çekmişti.
Çünkü ülkücü kesimin bir kısmı Türkçülük derken bir kısmı da Milliyetçilik demişti.
Biz de bu durumu sormuştuk.
Genç dostum aynı zamanda MHP İl Yönetiminde görev alan Sedat Göncü bu konuda bizi şöyle bilgilendiriyordu;
“Uğur Abim geçmiş bayramın mübarek olsun
"Irkçılık-Turancılık davasının gerekçelerinden biri olarak gösterilen Hüseyin Nihal Atsız-Sabahattin Ali davasının 3 Mayıs 1944 tarihli duruşmasından sonra yaşanan 'Ankara olaylarını anmak amacıyla, ilk defa 3 Mayıs 1945 tarihinde Tophane Askeri hapishanesinde Nihal Atsız, Zeki Velidi Togan, Nejdet Sançar ve Reha Oğuz Türkkan başta olmak üzere 10 mahkum tarafından kutlandı. Daha sonraki senelerde de devam eden toplantılar Türkçülük Günü adını aldı.
1944 te başlayan 3 Mayıs Türkçüler Günü 1992 yılından sonra Başbuğumız Alparslan Türkeş tarafından Milliyetçiler günü olarak kutlandı Ve Milliyetçiler günü olarak kutlanmaya devam ediyor.
3 MAYIS BİR BAYRAM DEĞİLDİR, MİLLİ ŞUURUN AYAKLANMASIDIR.”
…………………….
KONYA’DA Kİ TRABZSONLULAR ÜZGÜNMÜŞ
Ne kadar çok gezersek gezelim, ne kadar çok dostlarla oturup kalkarsak kalkalım bazen şu bizim Konya’da olan bitenden bir haberdarmışız.
Bakın Konya’da yaşayan ve artık Konyalı sayılan benim bildiğim 30 küsur yıldır Konya’da yaşayan Trabzonlu bir dostum ne yazıyordu;
““SÖZÜM MECLİSTEN DIŞARI”
Selamünaleyküm Uğur abi Hayırlı günler.
Allah kolaylık versin.
Trabzonspor ile ilgili bugünkü köşe yazınızdaki temenniniz için içtenlikle teşekkür ederim.
Abi siz yazdığınız için paylaşmak istiyorum.
Öncelikle, sözüm meclisten dışarı.
Cumartesi günü derneğin organize ettiği mekânda maçı izledik.
Maçtan sonra yine mekanda horon vs. şeklindeki kutlamaların akabinde şampiyonluk turu atalım dedik. Zaten önceden de izin alınmıştı.
Konvoyu oluşturduk, arabaları bayraklarla süsledik ve yola çıktık.
Meram Yaka’dan Dutlukır’a, Dutlukır’dan da Zafere kadar hiçbir sorun yaşanmadan gayet sorunsuz bir şekilde konvoy hareket etti.
Hatta geçtiğimiz güzergahlarda insanlar bizleri alkışladı ve sevgi gösterisinde bulundular.
Ancak Camlı Köşk mevkiine geldiğimizde bir gurup kendini bilmez konvoya sözlü ve fiziksel olarak saldırıda bulundu.
Bazı araçlara zarar verdiler.
Bazı arkadaşları tartakladılar.
Benim en çok ağrıma giden küfürler oldu.
Mevlana şehri, hoşgörü şehri diyoruz. İnsan en azından Trabzonspor’un efsanelerinden Özkan Sümer, Ünal Karaman hatırına hoş karşılar destek verirlerdi.
Hürmet ve saygılarımla.”
…………………
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Seni yorarak sana gelen nasibin değil imtihanındır
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Bir yandan yokluk pahalılık diye ağlaşırken diğer yandan da hala bayram tatili diye yatmaya devam etmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
kazım
09-05-2022 15:11Bahri Dağdaş harası o bölgeye şehir hastanesi yapıldığı gün zaten bitmişti. Ağlamak için çok geç, karar verildi, sıra uygulamada. Ha bölge zaten tarım için çok da aman aman verimli bir yer değil, bölge bataklık, toprağı pis verimsiz bir yer, harayı geçtikten sonra devam ederseniz sağlı sollu göreceksizn, bölgede ot bile bitmez, kıraç, sulasan da gübrelesen de ekin bitmeyen bir yer. KARAR çook yanlış değil yani.
bir bilen
09-05-2022 14:08arsa rantının böylesi uçtuğu bir ülkede ne yatırım olur ne istihdam ne yeşil alan.2 ye aldığın yer 3 ay sonra 5 e satılıyorsa yeşil alanı rüyanızda görürsünüz.hele bu işin kaymağını siyaset kurumu yiyorsa ahirette görürsünüz.