PARANIN O MUHTEŞEM KUDRETİ KARŞISINDA EĞİLİYORUM TESLİM OLUYORUM

Haftanın ilk yazısını yazmak için Pazar günü erken saatlerde bilgisayarın karşısına çıktığım zaman güneşten sırtım yanınca perdeyi çektim.

Oysa klavyeyi tıklamadan önce yine her zamanki gibi muhteşem kahvaltımı ağlayarak yapmıştım.

Çünkü ekranlarda hala şehit ve şehit ailelerinin haberi vardı.

Kahvaltı sonrası bahçeye çıktım

Bahçede yaklaşık bir saat bahçe temizliği yaptım.

Canlarım pek çok insandan daha vefalı sadık köpeklerimi sevdim sonra süratle gazeteye geldim.

Bugünkü yazıyı cumadan kafama yazmıştım.

Bir iki yerel konudan önce bunu sizlerle paylaşmak ve para karşısında ellerimi havayla kaldırarak teslim olduğumu ilan etmek istiyorum.

………….

PARA HER ŞEYDİR

PARA İNSANLARIN ARTIK KIBLESİDİR

PARA DÜNYA DEMEKTİR

PARA MECAZİ ANLAMDA

SÖYLÜYORUM insanlığın

TAPTIĞI (!)KAĞITTIR

Malum İstanbul’da sıradan gibi görünen bir kurye kazası olmuş ve motorlu kurye hayatını kaybetmişti.

Bu kazanın basına yansımasının tek bir özelliği vardı oda motorlu kuryeye çarpan otomobili kullanan şahsın Somali Cumhurbaşkanının oğlu olmasıydı.

Dahası Cumhurbaşkanını oğlunun kazadan sonra Türkiye’den kaçar gibi ülkeyi terk etmesiydi.

………….

Buraya kadar hem fikir miyiz?

Sonra bu kaza büyüdükçe büyüdü.

Ve bakın bazı gelişmeleri ulusal basına düşen cümlelerle sizlerle paylaşalım    

“KAZADA ÖLEN KURYENİN EŞİ, SAVCI VE POLİSLERDEN ŞİKAYETÇİ OLDU

Somali Cumhurbaşkanı'nın oğlunun aracıyla çarparak ölümüne neden olduğu kurye Yunus Emre Göçer'in eşi Öznur Göçer, savcı ile polislerden şikayetçi oldu.

İKİ FARKLI SORUŞTURMA KAPSAMINDA SAVCILIĞA İFADE VEREN YUNUS EMRE GÖÇER'İN EŞİ ÖZNÜR GÖÇER, KAZA TESPİT TUTANAĞI TUTAN POLİSLERDEN, NÖBETÇİ SAVCIDAN VE SOMALİ CUMHURBAŞKANI'NIN OĞLU MOHAMMED HASSAN SHEKH MOHAMUD'DAN ŞİKAYETÇİ OLDU.

"ARAÇ SÜRÜCÜSÜNDEN ŞİKAYETÇİYİM"

"KAZA TESPİT TUTANAĞINI TUTAN POLİSLERDEN ŞİKAYETÇİYİM"

"NÖBETÇİ CUMHURİYET SAVCISINDAN ŞİKAYETÇİYİM"

…………

Olay biraz gündemde kalınca Sayın bakan kameralar önünde açıklama yaptı.

“Şahsın önümüzde ki günlerde ülkemize gelerek ifade vermesini bekliyoruz”

……….

“Hıııım her şey rayına oturmuştu demek(!)

O zaman İŞLEM TAMAM” dedim kendi kendime.

Haberleri izlerken kendi kendime de böyle sesli düşününce bizim hatun

“Yine ağzının içinde ne konuşuyorsun.

Açık açık söylesene” dedi.

…………

Kendimce bir yorum yaptım.

Bizim ki “Hala kara senaryo yazmaktan yorulmadın. Pes vallahi” deyince. Özür dilem ve sustum 

…………..

Ve Cuma günü aynı haberi ballandıra ballandıra manşetlerine taşıyan bu kaza üzerinden akılları sıra iktidara çakan yayın organlarında şöyle bir haberi yine hatunla birlikte izliyorduk

Aynı haber aynı eski görüntüler ile tek cümle ile şöyle özetleniyordu

“ÖZNUR GÖÇER İKİNCİ BEYANINDA ŞİKAYETİNDEN VAZGEÇTİ

SOMALİ CUMHURBAŞKANI'NIN OĞLUNUN ÇARPTIĞI KURYENİN EŞİ ŞİKAYETİNDEN VAZGEÇTİ.”

…………..

Bizimki döndü bana baktı.

Bakın size bir şey söyleyeyim mi?

Bu 40 yıllık ve hayatın kendine göre çemberinden geçmiş bir erkeğin iddiası

“KADIN İYİ YADA KÖTÜ HİÇ BİR ŞEYİ UNUTMAZ”

………

“O GÜN SEN NE DEMİŞTİN?

“NEREDEN BİLİYORDUM BUNUN BÖYLE OLACAĞINI”

…………….

Haydaaa gel şimdi bizim saf iyi niyetli çocuk torun sahibi kadıncağıza anlat.

Bir şeyi bilmekte sıkıntı yok ki.

Daha neler biliyoruz neler.

Önemli olan yumurtayı kırmadan onu anlatabilmekte.

Hemen kıvırdım

“Hani sen bana dersin ya hislerin çok güçlü diye.

Bende o gün o kadın ağlarken sende onunla üzülürken bu kadın da yarın kocasını paraya satar diye düşündüm hayatım o kadar başka bir şey bilmiyorum” diyerek kıvırdım.

Bir iki cümle daha söyledim ama bizim ki hiç de mutlu olmamıştı.

…………..

Şimdi kaza sonrası polisten davacı olan.

Cumhuriyet savcısından davacı olan.

Özetle Türkiye Cumhuriyeti’nden davacı olan hanımefendiye ne oldu da davasından vazgeçiverdi.

Başına taş mı düştü dersiniz?

……….

Hadi sizi hadiiiii.

Anladınız … Anladınız….

…………..

Benim bildiğimin sizin tahmin ettiğinizin belgesi olur mu?

Olmazzzzz.

Ama sonuç?

Ama böyle işte.

Evladını kaybeden halinden memnun(!)

Kocasını kaybeden halinden memnun(!)

Anasını atasını kaybeden halinden memnun(!)

…………

Hatta ağlamaz bile olduk.

Niye?

Dini inançlarımızın çok güçlü olmasından mı dersiniz?

……….

Geldiğimiz nokta.

Giden gitti nasıl olsa.

Gitmeseydi.

Ya da gitmeselerdi.

Yine açlık yine yokluk yine sefalet.

Kader işte.

Ama hiç değilse adamlar iyi niyetli iyi insanlarmış(!)

Çoluk çocuk biz kurtulduk.

Başımızı sokacak bir evimiz oldu.

Çoluk çocuğun eğitimi garanti oldu işimiz oldu.

Bizim ki nur içinde yatsın

…………..

Bu konuyu şöyle noktalayalım.

Beni hep kandırmışlar.

Biz hayata hazırlanırken genç iken bize yok bayrak vatan ezan toprak …. Gibi değerleri yüklediler.

Bunları yüklerken de ikide bir dediler ki “Para puşta yakışır”

“Para insanın elinin kiridir”

………….

Tamam ben hata yapmışım.

Kabul ediyorum.

Ellerimi kaldırdım teslim oluyorum.

Her şeyden önce dolar avro para altın

Para demek güç demek.

Güç demek dünya demek.

Eeee o zaman diğer değerler.
Ya da bize değer diye öğrettikleri?

Boş verin atın onları çöpe(!).

Para olsun da onlar nasıl olsa ama öyle değil mi?

Bundan sonra önce PARA

PARA varsa SELAM var

BU ASFALT YAPILALI

DAHA 15 GÜN OLMADI  

Başta Büyükşehir olmak üzere tüm merkez ilçe belediyelerimizin ekipleri temizlikten ağaçlandırmaya vallahide billahi de inanılmaz çalışıyorlar

Kimse buna bende dahil kimse bir şey söyleyemez.

Ama şöyle de acı bir gerçek var.

Bu sert karsız yağmursuz kış günlerinde asfalt çalışmaları da aralıksız sürüyor.

İnşaatlar malum durmaksızın devam ediyor.

İnsanlar evlerine doğalgaz su çektirmek için asfaltı bozuyorlar.

Belediyeye parasını ödüyorlar.

Belediye de kazı işlemi bittikten sonra hemen gelip asfaltını döküyor.

Döküyor ama işte böyle döküyor

Bu asfalt döküleli daha 15 gün olmadı.

Ben bu yoldan sabah akşam geçerim.

Arabalar benim gibi çukura düşmekten yoruldu.

Çöken yola taş doldurduk.

Ama yine düşüyoruz.

Şimdi düşünüyorum.

Herke z haklı ne güzel vazifesini yapıyor.

O zaman kabahat bende demektir.

Yolu çökerttik beee.

SEDİRLER PAZARINDA

KREDİ KARTLI

PAZAR ALIŞVERİŞİ

En Başta Sayın Cumhurbaşkanım artık beni rahatlattı.

Sonra Bakan açıkladı.

Emeklimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz dediler yaaa.

Artık bana ve benim gibi emeklilere karada ölüm yok.

Buyurun size Sedirler pazarından bizim Sedirler Pazarından bir fotoğraf

Allah’ın turpunu soğanını bile kredi kartı ile alıyoruz.

Alalım.

Olsun.

Beka sorununu aştık yaa.

Artık para sorun değil.

“SİLAH, BIÇAK FARK ETMEZ. SEDİRLER ÇOCUĞU AFFETMEZ"

Madem Karatay’dan söz ettik izninizle Karatay’dan devam edelim.

Burası Karatay Hacıveyiszade Mahallesi Esiri Mehmet Sokak .

Gençlik ne yazmış

““SİLAH, BIÇAK FARK ETMEZ. SEDİRLER ÇOCUĞU AFFETMEZ"

…………

Karatay’ın bıçkın delikanlılarını 60 yıldır bilirim.

Gerçekten yazdıkları gibidirler.

Tam oralar değil de Konya’nın bir zamanlar biz gençliğimizde Çimenlik(!) bölgesine çok gider gelirdik.

Şimdi oralarda okullar filan var.

Bu yazıyı görünce birden aklımıza Emniyet Müdürümüz Mahmut Karabulut Bey geldi.

Mesleğinin ve yaşının zirvesindeki Müdürümüz Mahmut Müdür asayişinden trafiğine gece gündüz demeden şehrin huzuru için çalışıyor.

Şimdi bizim şuurlu inançlı ve mazlum gençlik tertemiz duvarlara

“SİLAH, BIÇAK FARK ETMEZ. SEDİRLER ÇOCUĞU AFFETMEZ" diyorsa ben korkarım

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Cahilde eksik olan akıl değildir. O kurnazdır. Eksik olan ahlaktır

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Dedeler babalar şehrin ana caddelerinde çocuklarını ya da torunlarını kucaklarına oturtup trafikte ilerlemedikleri zaman daha iyi ADAM oluruz.