PARANOYAK CAMBAZ

Ayıdan post olmaz, moskoftan dost olmaz. Yanı başımızda güç kullanarak yeniden çarlık düzenini ihya etmeye çalışan bacaksız ve paranoyak cüce putin kendi egosu için sportmenliğinin de sempatizanlığını dünya kamuoyuna servis ederek Ukrayna’yı işgale başladı. Kırım konusunda da başına buyruk hareket etmiş ve sessiz kalan batı dünyasının ve dahi NATO’nun kem küm etmesine aldırmadan işgali gerçekleştirmişti. Ülkemiz, Kırım halkının çektiği çileyi,18 Mayıs 1944 sürgününü ve Mustafa Cemiloğlu’nu asla unutmuş değildir. Sovyetlerin yıkılışı ile beraber Ukrayna sınırları içerisindeki Kırım’ın Ruslar tarafından stratejik bir konumda olmasından dolayı cebren işgal edilmesine Türkiye sessiz kalmamış, batı her zamanki gibi saman altından su yürütmeyi uygun görmüş ama bizler, bu işgal ve ilhakı asla kabul etmemiş bunu da uluslararası her platformda açıkça söylemişizdir.

Aslında hem birinci hem de ikinci dünya savaşının müsebbibi olan batılılar dünyayı sürekli bir ateş çemberinin içine itmekteler. Hem zıt kutup gibi görünürdeler hem de el altından kendi emelleri için gizli anlaşmalar yapmaktan geri durmamaktadırlar. NATO’nun çevresindeki korkakların ve eski Varşova Paktı komünistlerinin saldırgan ve hayâsız tutumları, sahip oldukları vahşetin içeriğini gözler önüne sermektedir. İnsanlık için yüz karası bu şeytanlar nasıl da parsel parsel etmişler dünyayı ve sahip oldukları teknolojik güç ile nasıl da öldürmekten zevk alıyorlar. Ukrayna halkının masum çocukları sığınaklarda çaresizce beklerken ebeveynleri saldırılara karşı vatanlarını korumak için eline silah alıp rus vahşetine karşı koymaktadırlar.

Zaten oldum olası savaştan en çok mağdur olanlar masum siviller ve çocuklardır. Hem yara alırlar hem gönül yarasına sahip olurlar. Onların hayatta unutamayacağı ve asla hafızalarından silinmeyecek olan bu kirli rus vahşetinde göz göre bu çocukların ve masum insanların yaşama sevincini gasp eden onları hayattan koparan bu rus vahşetine lanet olsun.

Kurdukları zalim Sovyet komünizmi ile kan kusturan bu Bolşevik artıkları yine onlara özenen eski komünist cüce parya putin denilen sarı çıyanla yeniden dünyayı kasıp kavurmaya ve ben yaptım oldubitti dedirtmeye başladılar. Bunların tek derdi sömürge ve emperyalizm olduğundan sadece kendilerine ve kendilerinden olana yaşama hakkı tanıdıklarından bu zalimane ve hasmane tutumları masum ve mazlum milletler için en büyük tehlikedir.

Fetöcülerin büyük çabası ile Suriye krizinden dolayı, Türk ve rus savaşını başlatmak için kurdukları senaryo gereği uçağını düşürdüğümüzde bunun savaş sebebi olduğunu dile getirip gerçeği öğrenene kadar direnen çar putin sonunda, ikna olduğunda Türklerle savaşmanın kolay olmayacağını anlamıştı ve buna cesarette edemedi. Zaten Suriye’deki pantsirlerinin İHA ve SİHA’ larımız tarafından yok edilmesi bunun bir kanıtı değil miydi? Barbarlıkta sınır tanımayan bu zalimlerin baş aktörlerinden Viladimir İliç Lenin kaçak olarak İsviçre’de bulunduğu esnada tesadüfen bir parkta dinlenmek için otururken gözüne bir yazı ilişiyor.” Buraya köpekler ve ruslar giremez”….işte böyle zalim gaddar ve insanlık düşmanı olanlar için bu sözün ne kadar geniş ve derin  mana ihtiva ettiğini anlamak gerekir…

Bugün dünya karanlık zihniyetlilerin eziyetlerini unutmuş değildir. Bir taraftan barbar haçlılar bir taraftan barbar Moğollar bir taraftan barbar batılılar Endülüs’ü Anadolu’yu inim inim inletmiştir. Aynı senaryonun bu seferki aktörleri komünist artıkları çarlarının izinde yeni bir dizayna kalkıştılar. Sebep ne peki? Sebep müstemlekecilik emperyalist kaygı sömürü çarkının devamı ve yüksek ego. Başka ne olabilir ki? Hitler ve Mussolini gerek Almanya gerekse İtalya’da faşizmin temellerini sağlam etseler de sonunda sistemleriyle çöpe atıldılar. Şimdi sıra haydut kapitalizmin mafya devleti Ruslarda. Amerikan kapitalizmi bugün nasıl can çekişmekte. İngiltere bu gerçeği gördü ve AB’den niye ayrıldı dersiniz? Ve batıcılar da Asya’daki ruslar da zalim ve kan dökücü Çinlilerde elbette bu insanlık dışı muamelelerinin karşılığını alacaklardır. Aynen Roma düzeni gibi bugünkü batı ve doğudaki kapitalist haydut zihniyetlilerin insanlığa bakışı. Ne yazık ki bu durum hiç değişmeden aynen devam ediyor sadece aktörleri zamana göre farklı. Bu sistemdeki anlayışa göre, her şey benim olacak, önce ben varım ve benim olmalı ben doymalıyım diğerleri ölsün, yaşama hakkı olmasın demeye getiriyorlar yani bu sistemde insan yine zihniyeten aynı insan. Sadece dünyevi kaygıyı ve insanlık dışı muameleleri reva gören bu yaklaşım “katlederek ayakta durmayı ve can yakmayı” marifet bellemekte ve hayatı zehir zindan etmektedir. Bugün batılı cambazlarda bilhassa Nato denilen kuruluşun etrafında bulunanlar bu savaşı seyrederken yaptırımlar yapacağız diye bangır bangır bağırıyorlar. Lakin Suriye’deki ypg - pkk için binlerce tır dolusu silahı sırf Türkiye’ye inat ve zayıf düşürmek için vermekten çekinmeyen zalim ve kapitalist ABD yönetimi, Ukrayna için laf salatasından öteye geçmeyen geçiştirmelerle kınama cümbüşüne eşlik etmektedirler.

Türkiye elbette haklı, masum ve mahzun olan Ukrayna halkının yanındadır en azından ben böyle düşünüyorum. Ayrıca Türkiye bu iki ülkeye karşı çok kritik politikalar takip etmek zorundadır. Çünkü bu ülkelerle ilişkiler ekonomik ve ticari boyutlarda bir hayli ileri. Bu yüzden attığımız adım kıldan ince hassas ve gayet ölçülü olacaktır. Bunun örneğini Suriye’de yaşadık. Biz Ruslara karşı Suriye’de pantsirlerine iyi bir ders verdik. Bunu biliyorlar. Libya’dada iyi bir ders verdik. Hatta dağlık karabağı alarakta hem ermeni paşinyana hem rus gâvuruna gerekli dersini verdik. Elimizdeki silahlarımız hamdolsun bizim için maddi planda en büyük desteğimizdi. Rabbimizin yardımı ile yüzümüz ak çıktı. Şimdi şeytana pabucunu ters giydiren bu azgınlara karşı diyorum ki tüm dünya kamuoyu bunları rezil rüsva etmeli. Etmeli ki insanlık bunlar gibi insansı şeytanlardan kurtulsun ve rahat bir nefes alsın.