RAHAT OL SELAMİ ABİ BU MİLLET FAİZ YÜZÜNDEN FİLAN HELAK OLMAZ!

Birebir yaşadıklarımız, sizlerin anlattıkları, korkularımız, endişelerimiz…. Hepsine amenna.

Tabi sizleri dinlerken, sizlerden gelenleri tek tek not alıp ajandamıza işlerken şunu da biliyoruz ki her birimizin ayrı bir dünyası var.

Her insanımızın her ailemizin bir ayrı hikayesi.

Evlerin bacasından tüten dumanları piknik alanlarından yükselenlere dahil ettiğimiz zaman anlıyoruz ki yöneten ile yönetilenler, kazananlar ile kazanmak için didinenler, verenler ile alanlar arasında dağlar denizler okyanuslar var.

Ağlamaya gelince, yok yetişmiyor demeye gelince buna bende dahil, hatta koca adamlar ünvanlı etiketli isimler de dahil hepimiz ağlaşıyoruz.

Dağlar ne kadar yükselirse, zirveler de bir o kadar zorlaşıyor.

Sonuçta zirvesi ile dağın eteklerinde alçak sürünme yapanlarla ya aynı tramvayı kullanıyor ya da aynı caddeden sokakta geçiyoruz.

Vekili ile konuşuyoruz.

Başkanı ile dertleşiyoruz.

Doktoru, hakimi, savcısı, avukatı,

Öğretmeni, işadamı, berberi, lokantacısı,

Emeklisi, bürokratı,

Genci, ihtiyarı…

Vallahi kimseyi seçmeden genel anlamda herkes “YET-Mİ-YOR” diyor.

Tekrar yazıyorum.

Buna bende dahil.

YET-Mİ-YOR, YET-Mİ-YOR, YET-Mİ-YOR… diyoruz değil mi?

Vallahi yalan.

Billahi yalan.

……………

Biz bize neyin yetip neyin yetmediğinin farkında mıyız?

Biz doyar mıyız?

Hele hele bu saatten sonra doyanınnnnn…

BAKIN DÜN SAAT

13 SULARINDA

BU DERİ İŞİ YAPAN

TÜRKİYE ÇAPINDAKİ

BİR ABİMİZİN

GÖNDERDİKLERİ

Konya’nın çok değerli insanları vardır.

Konya’nın çok güçlü insanları vardır.

Konya’mızda da deri yapağı işlerinde çok güçlü isimleri vardır.

Mesela bu abimizin Konya’daki sıralamasını bilmem ama Mersin İhracatçılar Birliğinde çok üst sıralardadır.

Neyse bu abimiz dün öğle saatlerinde şu fotoğrafları bize gönderiyordu;

Bu ne diyeceksiniz.

Bende fotoğrafları gönderdikten sonra beni telefonla arayan abime soruyordum.

“Abi bunlar ne?”  

………………

Abimiz anlatıyordu;

“Uğur abi burası borsanın önündeki çöp bidonları.

Araba ile geçerken gördüm dayanamadım durdum arabadan indim elime aldım baktım.

Uğur abi bunlar tuzlanmış kurban derileri.

Abi ben bu sektörün insanıyım.

Biz bunları 5 dolara 10 dolara yurt dışından alıyoruz.

Ayakkabıdan monta kadar her yerde bunları kullanıyoruz.

Abi bunları dolarla döviz karşılığı alıyoruz.

Bunların merkezi Tuzla, Uşak, Çorlu Kula…. gibi

Abi tekrar söylüyorum.

Bugün pazartesi ve öğlen olmuş.

Çöp bidonları özel olarak tuzlanmış kurban derileri ile dolu.

Yazıktır…

Günahtır…”

………………..

Ah abim ahhh.

Anlıyorum ki abimin sektörü olduğu için bu tuzlanmış derileri görünce içi yanmış fotoğrafları çekip bize gönderiyordu.

Hani Türkiye’de her kurban bayramında kurban deresi kavgası olurdu.

Yeni Türkiye’de Türk Hava Kurumu’nu zorla deri topluyorlar(!) diye asıp kesiyorduk.

Bu bayramda sosyal medyada paylaşımları görmüştüm.

“Yok bizim köye gelip kurban derilerini toplayan yok”

“Vay efendim derileri tuzladık kime vereceğiz. Kimse gelip almıyor”

…………..

Demek ki yakın zamana kadar bizim bilye boncuk gibi oynayacağımız kurban derisi oyuncağımız vardı.

O da şimdi bitmiş.

Bunu bugün Konya’da da gördük yaaa.

Hadi hele akıttığınızla yata gidin.

SELAMİ ABİM

SEN HİÇ

CANINI SIKMA

Bizim sıkı okurlarımızdan SELAMİ abimiz var.

Selami abim dün bize şöyle yazıyordu;

“Ah be ağabeyim

Bırak sen Nusreti beş yıldızlı otelleri dolup taşan kafeleri…

Emeklisi işçisi memuru ne yer ne içer?

Koskoca profesöre verilen mayış bile yoksulluk seviyesinde abim beee.

Fayiz yüzünden helak olduk”

……………

Abi be bu saatten sonra bu millet mi korkacak faizden?

Faiz bizden korksun artık.

Haaa Selami abicim sende hala bizim gibi gelenekçi yok haram yok helal derdin der misin?

Abi o zaman sen hala eski Türkiye’de kaldın demektir.

Sende bizim gibi ıslah olmayacaklardansan.

Özür dilerim ama SİZDE AKITTIĞINIZLA YATA GİDİN.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Mobilyacılar çarşısı içinde zaten dar olan o sokaklarda çift sıra park etmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

İnsanlar sevilmek için yaratıldılar, eşyalar ise kullanılmak için. Dünyadaki kaosun nedeni, eşyaların sevilmeleri ve insanların kullanılmalarıdır.