Ramazân-ı Şerîf Bayramı
30 Mayıs 2019, Perşembe 09:40Allah’a hamd Hz. Muhammed (s.a.v.)’e salât ederim.
Hicrî 1440, Milâdî 2019 yılı Ramazân-ı Şerîfin bayramına 04.06.2019 Salı günü kavuşacağız.
Hep beraber Ramazan Orucunun kazanımlarını yaşamaya çalıştık. Ramazan-ı Şerîf öncesinde de Mübârek gecelerin; Reğâib, Mirâc, Berât ve Kadir gecelerinin hazırlayarak getirdiği Ramazan Bayramını bütün ihtişamıyla idrâk edelim.
Öyle güzel anlar ki bayram günleri, birlik ve beraberliğin doruk noktaya ulaştığı, uhrevî bir hâl aldığımız çok önemli vegüzel zamanlar. İnsan, yeniden doğmuş gibi oluyor, o kutlu günlerde. Farklı bir hâlete giriyoruz sanki. Bu hâlet bayram namazı ile başlıyor ve hissediliyor. Camiden çıkan insanlar, yeni bir ruh üflenmiş gibi, derin bir nefesalıyor. Yüzlerinde bir ferahlık ve huzur var. Çünkü, orada sevgi ve kardeşlik var; güven var.
İnsanları birbirine bağlayan gerçek bağların yeniden tesisine vesile olan bayram günleri yeniden kavuşmanın sevincini yaşayacağız.
Bu üç-dört günlük bayram günlerini geliniz, bir fırsat bilelim. Hayatımızı bayram gibi yaşayalım, adeta bayramla bayramlaşalım, ‘yakınlaş’alım; sevelim sevilelim.
Ramazan bayramı, bir ay boyunca Allah için tutulan orucun, kılınan namazların, yapılan hayır ve hasenatların arkasından verilen bir “genel iftar ziyafeti” hükmündedir ve bu anlamından dolayı ona “fıtır bayramı (iftar bayramı)” denilmiştir.
Sad Bin Evs El Ensariden rivayetle efendimiz şöyle buyurmuştur: Ramazan bayramı sabahı Melekler yollara dökülür ve şöyle seslenirler: “Ey Müslümanlar topluluğu! Keremi bol olan Rabbinizin rahmetine koşunuz. O, bol iyilik ve ihsanda bulunur. Sonra onlara bol bol mükâfatlar verilir. Siz, gece ibadetle emr olundunuz ve yerine getirdiniz. Gündüz oruç tutmakla emr olundunuz orucu tuttunuz. Rabbinize itaat ediniz, mükâfatınızı alınız.” Yine bayram namazı kılındıktan sonra bir münadi şöyle seslenir: “Dikkat ediniz, müjde size! Rabbiniz sizi bağışladı, evlerinize doğru ermiş olarak dönünüz. Bu gün sema âleminde mükâfat günü olarak ilan edildi” (1)
Bir bakıyorsunuz insanlar yolda giderken karşıdan gelene selâm veriyor, karşılıksız bir gülümsemeyle. Hatta daha ileri götürerek kucaklaşıyor, içten ve samimi bir şekilde. Hâl hatır soruluyor; iyi temennilerde bulunularak duâ isteniyor, duâ talebiyle. Selâmın mahiyeti de anlaşılmış oluyor bu şekilde. Mü’minler, “Üç günden fazla küs kalınmamalı” Nebevî düsturuyla husumetleri bırakıp, Hz. Mevlâna’nın da dediği gibi “kardeşlerimizin kusurlarını örtmekte gece gibi” ol prensibinden hareket etmeliyiz.
Akrabalar, yaşlılar, hastalar ziyaret edilecek. Birlikte huzur içinde güzel bir bayram olacak.
Hele ev ziyaretleri ayrı bir güzellik. Büyüklerin elleri öpülüyor, insanlara “ Bayramınız Mübârek Olsun” deniliyor
Bizi biz yapan değerlerimizden olan bayram bilincini, sevincini Allah’ın rahmeti olarak paylaşalım.
Bayramlar Kardeşliği Canlandırır.
Bayramlar Ziyaretleşmeyi ve İletişimi Artırır.
Bayramlar Toplumsal Dayanışma Ruhunu Kuvvetlendirir.
Bayramlar Hayata Neşe Katar.
Bayramlar çocuk, genç, ihtiyar, erkek, kadın yüzünde tebessümdür.
Bayramlar Dargınlık ve Küskünlükleri Giderir.
Bayram günleri yeme, içme ve sevinç günleridir.
Anne ve babaya yakışan, bayramları aile ve çevresindekilerle neşe ve zevk içerisinde geçirmeyi gerçekleştirmeye çalışmaktır.
Peygamberimiz (sav) şöyle buyuruyor: “Bayram günü sadaka vermeye, hayırlı işler yapmaya koşunuz, namazı kılıp, zekâtı veriniz. Tesbih ve tehlil ile meşgul olunuz. Zira bugün öyle bir gündür ki, Allah günahlarınızı affeder, dualarınızı kabul buyurur ve size rahmet nazarıyla bakar.”
Dargınlık dinen yasaktır. Elbette bir arada yaşayan aile ve toplum fertleri arasında anlaşmazlıklar, sürtüşme ve tartışmalar olabilir. Bu gayet normaldir. Ama bunları dargınlık safhasına vardırmamak gerekir. Bilhassa yakınlar, sıla-i rahim denilen ziyaret bağı ile aradaki bağlarını kuvvetlendirmelidirler.
Akraba ve komşularla tebrikleşerek, karşılıklı sevgi ve saygı duyguları aktarılmalı, karşılaştığımız herkesle selamlaşarak tebrikleşmeliyiz. Tanıdıklarımızı ziyaret ederek hatırlarını sormalı ve gönüllerini almalıyız. Bayramlar valizini alıp kafa dinlemeye gitme zamanları değildir. Birlikte duygularımızı sevinçlerimizi paylaşabileceğimiz insanlarla bir araya gelme günleridir.
Bayram günlerinde İslâmî ölçüler içinde eğlenilmesi ve bazı oyunların oynanması câizdir. Bir bayram günü Âişe ile birlikte bulunan Hz. Peygamber’in yanında Buâs Harbi’ne ait ezgiler söyleyen iki kız çocuğuna müdahale etmek isteyen Hz. Ebû Bekir’e Resûlullah’ın, “Her milletin bayramı vardır, bu da bizim bayramımız” buyurmuştur. (2)
Nice Ramazanlar’a ve nice bayramlara sağlık ve esenlik içinde kavuşmanız dileğiyle bayramınızı tebrik ederim.
Not: Bayram Namazı saatini önceden öğreniniz veya sabah namazını camide cemaatle kılınız.
Dipnotlar:
(1)(Et Tergib Ve Terhip, Tac 2/332,)
(2)(Buhârî, “ʿÎdeyn”, 3; Müslim, “Ṣalâtü’l-ʿîdeyn”, 16),
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.