REİS ÇILDIRDI

Dün sabah günlük klasik rutin işlerimizle güne başlarken sizden gelen mesajlar fotoğraflar videoları izledik.

Atladığımız bilgileri heybeye koymaya başladık.

Evden çıktık kimseye dalaşmadan trafik kurallarına uymayanlara gözümüzü kapatarak kendimizi germeden gazeteye doğru geliyorduk.

Hata kanal boyunda yürüyerek şehre gelmekte olan emekli Osman abimizi gördük onu aracımıza aldık.

Emekli Osman abinin Konya dışında okumakta olan torununun çektiklerini dinledik.

Kırmızı ışıkta beklerken telefona çaaat çaaat diye gelen son dakika haberlerine bakarken Sayın Cumhurbaşkanımızın “Yeni sosyal yardım miktarlarını artırdığı” doğalgaz desteğini 900 TL den 2 bin 500 TL ye artırdığını okuyunca gözlerime inanamadım.

Bir daha bir daha okumaya çalıştım.

Gazeteye gelir gelmez bu haberi bir daha okudum.

Vallahi doğru okumuşum.

Reis fena bastı haa.

Sayın Cumhurbaşkanı ile hiçbir siyasi irade baş edemez.

Seçimleri bilmem ama Cumhurbaşkanlığını seçimlerini Sayın Cumhurbaşkanı “alacağım” derse vallahi alır.

Daha seçim atmosferine daha resmen girmedik ama Reis çaktırmadan alttan alttan fena vurmaya başladı.

Eğer bir de resmen seçim havasına girerse kim tutabilir Reisi.

Bir taraftan kendi küçük dünyamda hayat pahalılığının enflasyonun acısını içimde en acı şekilde hissederken aldığım paranın nasıp pul olduğunu değil avucumda buhar olup uçtuğunu yok olduğunu seyrederken gidişin nereye doğru gittiğini kestiremiyorum.

Kestirmek de istemiyorum(!)

Evet sabit gelirliler, emekliler yokluğa yoksulluğa doğru hızla giderken Reis yarın bizi de görürse bu iş tamam olmuş bitmiş derim.

Kimsenin kimseye diyecek bir sözü yok.

Herkes kötü biz iyi değiliz.

Olamayızda.

Bizim millet olarak ayarlarımız bozuldu.

Balatalar yandı.

Beyin karıştı.

Değerlerimiz değişti.

Kırmızı çizgiler yeşile döndü.

Şu anda 7 den 77 ye tek bir dünyamız var.

PARA..PARA..PARA…

Nur içinde yatsın diyemem.

O bacak tadar boyu ile bir dönem tarihe imza atan Napolyon taaa o yıllardan bugünleri nasıl görmüş yahu.

Tek geçer yol PARA.

PARA oldu mu makam sizin koltuk sizin, masa sizin.

Her şey sizin.

………….

Hep diyorum REİS bir tane.

Bizi bizden iyi tanır bilir.

Ver bize parayı kapat ağzımızı gözümüzü kulağımızı REİS.

Bugün böyle.

Sandık göründü mü her yerden yeşil yeşil paraların dolarların havalarda uçuştuğunu şimdiden görüyorum.

Sağ ol REİS.

Var ol.

……………

Bugün yazımıza da günümüze de Sayın Cumhurbaşkanımızın yüksek enerji ile başladık.

Ama o da tabi ki bir yere kadar.

O zaman izninizle gerçek hayata dönelim.

AVRUPA’DAN KONYA’YI GÖREN

GÜZEL GÖZLER YÜREKLER

Avrupa’da yaşasalarda her gün bizi taa oralardan takip eden güzel dostlarımız var.

Bakın Pazartesi günü şehrin hafta sonundan özelliklede çekilmez rezil trafiğinden örnekler vermiştik yaaa.

Buyurun oralardan bizi izleyen güzel bir çift göz bakın ne diyor ve bizi nasıl bilgilendiriyordu

“Güzel ve huzurlu bir hafta geçirmenizi diliyorum abim.

Bu günkü yazınıza ithafen. (Pazartesi günkü yazımız)

Oslo’da şehre giriş ücretli.

Şehirde oturanlar ekstra ücret veriyorlar park için.

Örneğin;

Saat 06:30-9:00 ve 15:00-17:00 saatleri arasındaki yoğun saatlerde daha yüksek ücretler.

Benzinli ve hibrit otomobiller için normal geçiş ücretleri geçerlidir, elektrikli otomobiller indirimli ancak dizel motorlu araçlar daha fazla ödemek zorunda.

Hidrojen arabaları geçiş ücreti ödemiyor.

Oslo çevresinde üç gişe vardır. 

En dıştaki halkada, çıkışta değil, yalnızca şehre girdiğinizde ödeme yaparsınız. 

İki iç halka, bir geçiş ücreti istasyonunu her geçtiğinizde ödeme yaptığınız yerdir.

Bir ringden geçmek, benzinli veya hibrit bir arabada 28 Kron veya yoğun saatlerde (Eylül 2022 itibariyle) 34 Krondur.

Elektrikli arabalar yoğun saatlerde 14 veya 17 Kron ücretlendirilir. 

3500 kg'ın üzerindeki araçların daha fazla ödeme yapmak zorunda.

Peki bu Konya’da neden olmasın abim ???”

…………

Aldık kabul ettik ama bu sistem bizim için şu anda uzayda yolculuk yapmak gibi bir rüya olarak kalacak.

PEKİ BİZDE DE

KÖTÜ ÖRNEK İSTEDİĞİNİZ

KADAR SEBİL(!)

Buyurun dün sabah evet dün sabah 08.37 de bir okuyucumuzun şehrin göbeğinden Kent Plaza bölgesinden arka arkaya attığı fotoğraflar

Ve diyordu ki;

“Günaydın Uğur Bey.

Burası Konya-Afyon yolu filan değil.

Kent Plazanın önündeyiz.

Bir adım ilerleyemiyoruz.

Tomruk kamyonları, ağır vasıtalar arasında ilerlemeye çalışıyoruz.

Bu saatte bu ağır araçların şehir içi trafiğinde ne işi var arkadaş?”

……………..

Daha iki dakika geçmemişti ki aynı okurumuz bu kez şu fotoğrafı atıyor ve

İşte aynı yol ve bir kaza.

Niye kaza oluyor?

Kamyonların arasında ilerlemeye çalışan otomobiller birbirine vuruyor.

Çarpışan otolar gibiyiz.”

……………

Mesela aynı saatlerde Akıncı Parkının az ilerisinde de bir araç refüjü açmış ortasında çakılı kalmıştı.

Seyir halinde olduğum için arabayı da sağa çekip inme şansım olmadığı için fotoğrafını çekemedim.

İleride de yanılmıyorsam bir işçi servisi bekliyordu.

Siz anladınız değil mi?

Bunları biz bilemeyiz.

En iyisi bizi yöneten siyasiler ve bürokratlar bilir.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Bataklığa alışmış insanları çiçek bahçenizde ağırlamaya çalışmayınız

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Kağıt üzerinde adı çevre yolu olarak geçen ama özünde şehir içi yol olan söz konusu yollarda can ve mal kaybını önleyebilecek yeni bir sistem oluşturabildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.