RİYA
30 Nisan 2015, Perşembe 00:00Yâr-i sâdık bilir hâlden
Aşk dersini alır gülden
Hiç riyasız tâ gönülden
Sevenlere selâm olsun
Lâedrî
Mevlânâ Hazretleri: "Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol" demiştir. İslâm’ın istediği de budur. Aksi olan, yani içi başka, dışı başka olanlar, münafıklıkla, riyakârlıkla vasıflandırılmıştır.
Böylelerinin kâfirden daha zararlı olduğunu, Cehennemin en alt tabakasında ceza çekeceğini, amellerinin makbul olmayacağını Yüce Allah haber vermektedir.
Riyakârlar şeytanın dostları, ahbaplarıdır. Şeytan,Âdem Aleyhisselâmı Cennetten kovdurabilmek için,dıştan ona dostça yaklaşmış, onu kandırmış, yeminler ederek "Ben senin iyiliğin için uğraşanlardanım ([1]) diyerek, O'nun cennetten çıkarılmasına sebep olmuştur.
Riyakârların da en az şeytan kadar zararlı olduklarıyla ilgili, Peygamber Efendimizin yüzlerce hadisi vardır. Onun bir hadis mealini bir şair şöyle veciz bir hale getirmiştir:
Riya; sahteliktir, şirk-i hafîdir
İhlâslı az amel kula kâfidir
Konya asıllı Meşhur Keçecizade Fuat Paşa’nın babası İzzet Molla cihanın riyakârlar, özellikle yağcı ilim adamlarının yaptıkları sayesinde harap olacağını şu beytiyle dile getirir:
Malûmdur ki fısk ile olmaz cihan harab
Eyler arzı müdâhene-i âliman harab
Şeyhülislâmlık makamına gelmiş Yahya Efendi, bunlardan özellikle dindar geçinen riyakârlardan ne kadar tiksindiğini, meyhanedeki sarhoşlara gıbta ederek dile getirmiş:
Mescidde riyâ-pîşeler etsün ko riyâyı
Meyhaneye gel kim ne riyâ var ne mürâî ([2])
Sünbülzade Vehbi ise riyakârların haline hayret ediyor ve şu nasihatte bulunuyor:
Hâllâkı cihân şâyestedir kulluğa ancak
Kendin gibi bir insana tabasbus ne belâdır
Rahmi Duman ise bunlarla ilgili hükmünü şu beytiyle veriyor:
Hak ile halvet olanlar gösterişten ar eder
Tanrı’dan yüz bulmayanlar dini istismar eder
Sadık görünür kisvede erbab-ı hıyanet
Mürşid sanılır, vehlede ashab-ı dalâlet
Ekser kişinin suretine sireti uymaz
Ya Rab bu ne hikmettir, ilâhi bu ne hâlet
Ziya Paşa
Bizde yok başlıca sermaye riyadan başka
Elimizden ne gelir küflü duadan başka
Hersekli Arif Hikmet
Arkadan aslan kesilip cepheden yaltak kedi
Müslümanlık bizden önce böyle zillet görmedi
Akif
“Bir kimse seni sende olmayan vasıflarla överse, seni sende olmayan kusurlarla da yerebilir.” Ali b. Zeynelabidin
“Âlemde alimlerin yağcılığı olmasaydı, zalimlerin zulme cesareti olmazdı.” Abdülfettah Efendi.
“Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.” R. Hull
“Size hücum eden düşmanlarınızdan korkmayın, dalkavuklukla size yaranmak isteyen dostlarınızdan sakının.” General Obergon
Harf inkılabinin yapıldığı ilk günlerde, bir riyakâr üst rütbeli devlet ricalinin birinden görev talep eden bir mektup yazmış ama bir satırı Osmanlıca, bir satırı Latince yazmış. Yetkili kişi hayret etmiş ve mektubun sahibini buldurup, “neye böyle yazdınız?” demiş. Cevap: “Efendim ünugu şerifiniz (boynunuz) yorulmasın, sağa giderken Latinceyi, sola dönerken Osmanlıcayı okuyasınız diye” demiş.
Aynı günlerde Atatürk’ün baş öğretmenlik yaptığı dönemlerde, bir toplantıda “sıfır nedir?” diye sormuş. Hazırundan Hasan Ali Yücel: “Sizin huzurunuzda benim efendim” diye cevap vermiş.([3])
Bu kategoriden adamın birisi camide tadil-i erkâna uygun namaz kılıyormuş, camiye girenler kendi aralarında “maşallah ne güzel namaz kılıyor” diye konuşunca, riyakâr kişi namazın içinde sesli olarak “aynı zamanda orucum” demiş!..
Dipnotlar:
1- A'raf Sûresi, 21.
2- Ahmet Kabaklı, “Şeyhülislâm Yahya”, Türk Edebiyatı, T.E.V. Yay. İst. 1997, c. 2, s.671.
3- İskender Pala, “Güldeste”, Kapı Yay. İst. 2006, s. 167.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.