RİYAD OPEROSYON MU? RİYAD BİR ALGI MI? YOKSA RİYAD HER ZAMANKİ KURGU MU? YOKSA …YOKSA….
01 Ocak 2024, Pazartesi 00:01Yeni yılın ilk yazısında böyle bir yazı yazmak ne bu toprakların kaderi,
Ne de bizim alın yazımız…
Yepyeni bir 2024 yılının ilk yazısının nedeni….
Nedenini en son cümlede yazacağım.
Aslında Türkiye’nin ve bizim insanımızın siyasetçisinden iş adamına yeni oyuncağına görmemezlikten gelip yazılmayı bekleyen pek çok yerel konu ile güne başlayabilirdik.
Ama Cuma gecesi başlayıp cumartesi sabahına kadar her kesimin ateşe odun attığı bir Türkiye’de dolayasıyla Konya’mızda da sabah şahsıma gelen ilk yorumlar şöyle idi:
ALİ
“Ne oldu Uğur bey Suudi Arabistan’daki kepazeliği yazmamışsınız
Milli bir mesele bu
Siz duramazdınız !!!”
ALTAN K. Rumuzlu okurumuz ise daha insaflı ve bir okur gözü ile yaklaşıp soruyordu
“Riyad'daki kepazeliğe ne diyorsunuz Uğur Bey?”
Şimdi izninizle Cuma gecesine dönelim.
Hatta o günün ikindi saatlerine.
Bir dakika.
Bir de yazıya başlarken bir şeyi hatırlatmak istiyorum.
Bu tarihi (!) dünyaya rezil olduğumuz meseleyi RİYAD meselesini en radikal hatta dinci okur yazar konuşur çizer sosyal medya paylaşımı yapan rumuzlu isimlerden en Atatürkçü, çağdaş laik hatta yıkıcı bölücü isimlere kadar hepsini okumaya takip etmeye kaçırdıklarıma ise dönüp bulmaya çalıştım.
İzninizle en uçuk olanlardan bazı siyasilere kadar her kesimden küçük küçük alıntıları sizlerle paylaşalım.
Çünkü gelişmeneler nasıl oldu ne yaşandı burada bu satırları okuyan herkes benden daha iyi biliyor.
Maç yaklaştıkça stadyumda Atatürk posterleri ve Türk bayrağı yasak olgusu yayıldı.
Sonra Türkiye’nin karpuz gibi ikiye bölünmüş olan diğer kesimi devreye girdi.
Bunun yalan ve yanlış olduğunu ispatladı.
Ardından tribündeki Fenerbahçeli ve Galatasaraylı taraftarlar İstiklal marşımızı okumaya başladılar.
Bunun üzerine stadyumda güçlü bir müzik yayını başladı. Ya da var olan müzik yayınının sesi yükseltildi.
Bu arada Türkiye Cumhuriyeti’nin Spor Bakanı, Türkiye’nin Futbol Federasyonu Başkanı Ekşi, Fenerbahçe ve Galatasaray Kulübü Başkanları ile Suudi yetkililerin kapalı kapılar arkasındaki görüşmeleri başladı.
Buraya kadar yaşanılanları hem görüntülü hem yazılı olarak bizler ve bütün dünya izledi değil mi?
Bunlar yaşanırken iyi niyetli temiz samimi insanlarımızdan siyasilere, provokatör ve yıkıcı her kesim kinlerini acılarını yaşanmışlıktan yedikleri dayakların acısını kusmaya başladılar.
Bir DR. Ali Bey soruyordu
“Futbol ile bir alakam yok ama son olaydan sonra birkaç sorum olacak
-Türkiye’de laiklik ve M. Kemal hassasiyeti had safhada olanlar iki Suudi futbol takımının Ankara’ya maç yapmalarını nasıl karşılarlardı?
-Aşağıda ülkenin kurucusu İbn Suud’un pankartının 19 Mayıs stadına asılmasını aynı kişiler nasıl karşılarlardı?
-Her fırsatta “Yallah Arabistan’a” diye aşağılayan laik kesimin ilk fırsatta Arabistan’a gitmeleri nasıl açıklanır?
-Panathinaikos AEK ya da Yunan milli takımlarıyla oynana maçlarda Atatürk resmi açma girişiminde bunuluşmuş mudur?
-Türk tarihinde Suudi Arabistan’da Kemalistler tarafından planlanan ilk darbe girişiminin başarısız olması ilerisi için ne anlam ifade etmektedir?
……………….” Diyerek hocamız devam ediyordu
Düne kadar hain casus bugün ise akıllı denge unsuru bir parti Genel Başkanı Doğu Perinçek;
“Türk takımlarına Suudi Arabistan’da yakışan Filistin dayanışmasıdır. Galatasaray ve Fenerbahçe sahaya ABD emperyalizmine ve İsrail siyonizmine karşı mücadele pankartıyla çıkmalıydı.
O zaman Arap halkıyla yürek yüreğe birleşirlerdi”
Derken birileri değil bazı sosyal medyadaki haber siteleri ellerde pompalı tüfekler parmaklar tetikte Fenerbahçe Galatasaray ve Türk bayrağı açmış kar maskelilerin fotoğraflarının haberlerini paylaşıyordu
Dakikalar ilerledikçe işin dozu Allah korusun daha da artıyor ve
Kabe ile ilgili böylesine iğrenç korkunç akıl dışı paylaşımlar sosyal medyada dolaşıyordu.
Ardından da kapalı kapılar ardından yapılan ya da yapıldığı iddia edilen açıklamalar konuşma cümleleri yayılıyordu.
Ardından Türk futbolundaki kulüpler bu finalin oynanması için her iki takımı da kendi şehirlerine davet etmeye başladılar
Ardından Fenerbahçeli Galatasaraylı Beşiktaşlı tüm kulüp taraftarlarının Fenerbahçe ve Galatasaray takımlarını karşılaşmaları için havaalanlarına davet paylaşımları yapılmaya başlandı.
Paylaşımlar etkili oldu ve her iki takım kafilesi de kahramanlar gibi karşılandı.
Gün ağardı ülkenin siyasi partilerin genel başkanlarından bakanlarına herkes kendi dünya görüşünden kendi penceresinden paylaşımlar yaptılar.
Mesela bunlardan makamı gereğince en akıllı Devlet adamlığına en yakışır sosyal medya paylaşımını bana göre Sayın Bakanımız Ali Yerlikaya yaptı ve
“CUMHURİYETİMİZİN KURUCUSU GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ÜLKEMİZİN ORTAK VE BİRLEŞTİRİCİ DEĞERİDİR”
Birkaç saat sonra bir AK Partili bürokrat bu kez Sayın Bakanı eleştiriyordu.
Önce kimdi Sayın Yerlikaya’yı eleştiren bu ünlü AK Partili?
Aydın Ünal.
Aydın Ünal Bey kimdir?
Aydın Bey Sayın Cumhurbaşkanımızın eski metin yazarı
Aydın Bey AK Partiden 25 ve 26. dönemlerde Ankara Milletvekili olmuştur
Aydın Bey Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı Danışmanlığı yapmıştır.
Aydın Bey Başbakan Başmüşavirliği yapmıştır
Aydın Bey Cumhurbaşkanımızın Baş danışmanlığını yapmıştır
Aydın Bey Yeni Şafak gazetesi yazarı
Aydın Bey halende TÜBİTAK Yönetim Kurulu Üyesi.
Bu kadar özelliği hüneri ve meziyeti dahası devlet tecrübesi ile Devletin pek çok kademesinde görev almış bir insan olarak Bakan Sayın Yerlikaya’nın twitini alıntılayarak
"CHP İKTİDARA MI GELDİ, NEDİR, GECE GECE DARBE Mİ OLDU YOKSA?" sözleriyle tepki gösteriyordu.
Tehlikeli gelişmeleri iyi takip eden ve Sayın Yerlikaya gibi tansiyonun düşmesini isteyen AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de
“ATATÜRK KONUSUNDA HASSASİYET GÖSTEREN TÜM VATANDAŞLARIMIZA TEŞEKKÜR EDİYORUZ” diyordu.
Cuma gecesinden Pazar sabahına kadar gece gündüz herkesi okumaya her kesimi takip etmeye çalışırken sabah gün doğmadan Sabah Gazetesinin yazarı Melih Altınok’un "HER YÖNÜYLE RİYAD KRİZİ” yazısını okuduktan sonra bu konuda ki okumalarımı sonlandırdım.
Sonlandıracağımda.
Bakın Melih Altınok’un yazılarından bazı paragraflar
“Cuma gecesi sosyal medya ayaktaydı. Parti liderleri, belediye başkanları, siyasetçiler, kulüp başkanları, gazeteciler Suudi Arabistan'a öfke kusuyor, Atatürk posterleri havada uçuşuyordu.
Atılan tweet'lere ve yetkililerden gelen açıklamalara bakılırsa, Riyad'da oynanacak Fenerbahçe-Galatasaray arasındaki Süper Kupa finalinde Suudi yetkililer, İstiklal Marşı'nın okunmasına, Türk bayraklarına müsaade etmemişlerdi. Futbolcuların ısınmaya Atatürk resmi baskılı tişörtlerle çıkmasına da izin verilmemişti.
İş büyüyünce, uygulamayı protesto eden futbol takımları da maça çıkmadan yurda dönmeye karar vermişlerdi.
Çok geçmeden olayın aslı ortaya çıktı.
Sosyal medyada yayılan, Suudilerin statta İstiklal Marşı okutmadığı ve Türk bayraklarını yasakladığı bilgisi doğru değildi. Statta 2 gün önce yapılan İstiklal Marşı provası yayınlandı.
Ancak maç başlamadan hemen önce, takımların futbolcularını sahaya ısınmaya üzerinde Atatürk resmi bulunan formalarla çıkarma talebi, anlaşmada yer almadığı için reddedilmişti. Aynı gerekçeyle "Ne mutlu Türk'üm diyene" ve "Yurtta sulh cihanda sulh" yazılı pankartlara da izin verilmemişti.
Öyle olsa, takımlarımızla yapılan anlaşmada FIFA'nın böyle bir uygulaması olmadığı hâlde, Cumhuriyet'in 100. yıl kutlamaları için hazırlanan koreografiye de izin vermezlerdi.
Suudilerin ezelden beri Türkleri sevmediği meselesine gelince...
Öncelikle böyle genellemeleri ırkçı bulduğum şerhini düşeyim. Sonra da size sorayım...
Bugün Suudilere Atatürkçülük pozları kesen, ancak para almak için maçın Riyad'da oynanması için çaba harcayan Futbol Federasyonumuz, kulüp başkanlarımız maçtan 15 dakika önce mi anlamışlar Suudilerin "gerçek yüzünü?"
Farkında değil misiniz, göstere göstere hassasiyetlerinizle oynanıyor?
ORTADA BİR PLAN OLDUĞUNU SANMIYORUM.
Ali Koç ve Dursun Özbek, manevi yüklerini hafifletmek için çok da düşünmeden hamle yaptılar. Para için takımlarını Riyad'a götürmelerinin kamuoyunun bir kesiminde yarattığı rahatsızlığı görüp bedeli kısmen tolere etmek için topa gelişine vurdular.
Top da gitti, seçim öncesi aradığı dalgayı kollayan İmamoğlu'nun ayağına düştü. O da tuttu, "Halkımı sokağa çağırıyorum" diye sektirmeye başladı.
Bir de kime karşı sokağa çağırdığını söylese.
Suudilere mi?
AK PARTİ, GEZİ TRAVMASINDAN KURTULMALI
Cuma gecesi bir bardak suda fırtınalar kopartılıp Atatürk istismarı üzerinden iki ülke arasında siyasi krize neden olabilecek bir gürültü çıkartılırken AK Partili siyasetçiler ne diyorlar diye baktım.
Önüme popülist dalganın üstünde sörf yapan Uğur Dündar gibi isimlerin paylaşımlarını andıran tweet'leri düştü.
Zira pek çoğu sanki mesele Atatürk'e hakaretmiş gibi, ne kadar Atatürkçü olduklarını anlatmanın derdine düşmüşlerdi.
Oysa mevzunun aslını bizlerden daha önce öğrenme imkânına sahipler. Gerekirse tepki de almayı göze alıp gerçekleri kamuoyuyla paylaşmaları daha doğru olmaz mıydı?
Herhâlde bu ürkekliğin sebebi Gezi travması. Gezi gezide kaldı.
Ben bu yazıya şapka çıkartım.
Ve izninizle tüm bu gelişmelerin ardından Türkiye’yi Dünya’ya rezil olan iğrenç algı ve yorumlara neden olan kepazelik ile ilgili kendi şahsi görüşüme.
Bu bir operasyon muydu?
Bu bilinçli organize edilmiş kara senaryonun final maçı mıydı?
Bu bir ikinci Gezi kalkışması mıydı?
HAYIR HAYIR HAYIR…
Yerimiz daraldığı için uzatmadan sonuca gelmek istiyorum
Biz bu iğrenç finale nasıl geldik?
Bağıra bağıra geldik kardeşim.
Sorunu derdi çapsızlığı suçu suçluyu niye Riyad’da niye Suudi Arabistan’da
Niye Fenerbahçe Galatasaray
Niye şeriatçılıkta niye Kemalizm de arıyorsunuz ki.
Önce kendimize aynada şöyle bir bakmıyoruz ki?
Tamam balık hafızalıyız ama bu kadar salak değiliz ki?
TÜRKİYE’DE SON 1 AYDA NE OLDU?
Sahanın ortasında bir hakem hak etti ama etmedi bir Kulüp Başkanı tarafından tek yumrukla nakavt edildi mi?
Yerdeki hakem diğer yöneticiler tarafından tekmelendi mi?
Ligler süresiz ertelendi
Ama 7 gün sonra her şey güllük gülistanlık hiçbir şey olmamış gibi devam etti mi?
Bir kulüp başkanı sahaya inip takımını sahadan çekti mi?
Durun durun daha bitmedi?
Hakemi nakavt eden Kulüp Başkanı 15 gün sonra cezaevinden çıkarken meşalelerle tezahüratlar eşliğinde kahramanca karşılandı mı?
Takımını ligden çeken Başkan öfkesini yendikten günler sonra basın toplantısı yaparak “İster puan silin isterseniz ligden düşürün yine yaparım” diyerek Türk futboluna dahası sizlere postasını koydu mu?
Yahu bu işler kameraların önünde hiç kimsenin kıvıramayacağı şekilde görüntülü olarak tüm dünya basınında yer aldı mı?
Şimdi son iki soru
PEKİ TÜM BU YAPILANLARA KARŞI KİM NE YAPTI?
BUNU YAPANLAR KİMLER?
(Bu günlerimiz iyi günler.
Günümüze şükredelim olur mu?)
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Yaşlanarak değil yaşayarak tecrübe kazanılır. Zaman insanları değil armutları olgunlaştırır
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Sağ sağlıklı ve özgür olmanın kıymetini sözle değil yaşayarak inanarak yaşadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Yavuz
01-01-2024 17:08Eyyyyy selmaaaan
nuri
01-01-2024 13:08bu iktidarın elinde böylesi mübarek bu yetkililer varken valla dış güce filan ihtiyacı yok onlar zaten kendi kendilerine gerekeni yapıyorlar.
Rgndgd
01-01-2024 11:14olumsuz her şeyde ya fetö,ya gezi,ya bölücüler yada dış güçler ya 22 sene dir siz yönetiyorsunuz yada biz öyle sanıyoruz nerde bir sorumlu varsa gereğini yapın ya sizin dış işleri bakanı spor bakanı yok mu sıkıntı varsa niye çözmüyorsunuz yoksa çözemiyormusunuz