Sabır Hayatı Hayat Yapar
03 Şubat 2020, Pazartesi 09:07Hayatımızın bütün safhalarında bizimle beraber olması gereken ahlâki ilkelerin başında sabır gelmektedir. Kutsal kitâbımız Kur'ân-ı Kerîm'de yüzden fazla âyette mü'minlere sabır tavsiye edilmektedir. Efendimiz'in seçkin ashâbından Abdullah İbni Mes’ûd "Sabır imanın yarısıdır" diyor. Öteki yarısı da şükürdür.
İnsanın her sahadaki başarısı, sabra bağlıdır. Tek kelimeyle sabır, dünya ve ahiret nimetlerini elde etmenin en mühim şartıdır. Çünkü Allah şöyle buyuruyor; “Allah ve Resulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider. Bir de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfal S. 46.)
Sabır hayatımızın vazgeçilmezleri arasındadır. Sabır ahlâkımızın olgunlaşması için gerekli olan prensiplerdendir. Sabırlı bir mü'min olmamız için Allah Teâlâ tam yirmi üç defa "Sabırlı olun" diye emrediyor:
"Allah hükmünü verinceye kadar sabret!" (Yûnus, 109.) buyururken, yapılan zulümlerin, haksızlıkların hiçbir zaman yerde kalmadığını, gözyaşlarının boşuna akıtılmadığını herkesin göreceğini söylüyor. Bunalımlardan kurtuluş sebebidir sabır. Sabrın sonu selâmettir. Selâmet yurdu ise cennettir. Sabır cennete götürür.
Yüce Allah kullarını zaman zaman değişik imtihanlara tabi tutar. Bu imtihanda sabır gösterenlerin dereceleri yükselir ve ilâhi mükâfata nail olurlar. Bu konuda Kur’an şöyle buyurur:
“And olsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. (Ey Peygamber! ) Sabredenleri müjdele!” (Bakara S, 155.)
Bu dünyada, imtihanın gereği olarak bütün insanlar doğumlarından ölümlerine kadar farklı tür ve derecelerde engeller, zorluklar, belâ ve musibetlerle karşılaşmaktadırlar. Demek ki "İman ettim" demekle iş bitmiyor, imanı olgunlaştırmak, mükemmelleştirmek gerekiyor. İbadet ve iyiliklerimizle mükemmele doğru derece derece yükselmemiz icap ediyor.
İmtihan sahası bulunan dünya hayatında insan bir takım imtihanlarla karşılaşacaktır. Bundan kaçmanın imkânı yoktur. İnanan insanların başına belâ ve musibet gelmesi onlar için bir imtihan vesilesi, hatalarının affedilmesine bir sebep, sabır gösterilebilirse dünya ve ahiret hayatında mutluluğa ulaşılmada bir fırsattır.
Sabırla denenmek, yeni bir imtihan şekli değildir. Eski milletler de bu ateş çemberinden geçmişlerdir. Onlar sıkıntılara katlandıkları ve Allah'ın buyruklarına kesin şekilde inandıkları zaman, Allah Teâlâ onların arasından, doğru yola götüren önderler çıkarmıştır. (Secde S, 24.)
Allah kulunu imtihan ederken, onun tahammül edemeyeceği bir şeyi yüklemez. Verdiği belâ kadar sabır da ihsan eder. Sabır, bir zırhtır, onu giyen belâların tesirinden kurtulur. Sabır nurdur. Kişiyi karınlıklar içerisinde aydınlatır. Sabır göz aydınlığıdır. Sabır hayatı hayat yapar.
Allah, kulunu günahlardan temizlemek için iki yol açmıştır: Biri tövbe diğeri de sabırdır. Tövbe eden günahlarından arınır, sabreden kimse günahlara bulaşmaz. Çünkü zorlu bir dünya hayatı geçirmekteyiz. Yaşamak zor, hayatımızı istediğimiz bir hale sokmak zor, imansız bir hayat geçirmek çok sıkıntılı bir durum, imanı muhafaza zor. Hâlbuki mümin, nimete şükrederek sevaba, mihnete sabrederek saadete ulaşacaktır.
Allah'ın yardımına nâil olmanın tek şartı sıkıntılara göğüs germek, Allah'a karşı gelmemek ve O'nun buyruklarına kesin şekilde inanmaktır. Bir hadislerinde Alemlere rahmet olarak gönderilen Sevgililer Sevgilisi şöyle bir müjde vermektedir. “Yorgunluk, sürekli hastalık, tasa, keder, sıkıntı ve gamdan, ayağına batan dikene varıncaya kadar Müslüman’ın başına gelen her şeyi, Allah, onun hatalarını bağışlamaya vesile kılar.”(Müslim, Birr 49.)
Yazımı bir hadisi şerif mealiyle bitirmek istiyorum .”Mü’minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardır; O’nun her işi hayırdır. Eğer bir nimete kavuşursa, şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir musibete uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur.”(Müslim, Zühd:64.) Gönülden Muhabbetlerimle…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.