Sabrın Sonu Selâmettir
02 Kasım 2020, Pazartesi 08:46İnsanoğlunun her sahada başarılı olması sabıra bağlı olup, ilim ve sanatta yükselmesi, ticarette ilerlemesi, ibadette devamlılığı hep sabırladır. Yani hayatımızın bütün safhalarında bizimle beraber olması gereken ahlâki ilkelerin başında sabır gelmektedir. Binaenaleyh sabır, dünya ve ahiret nimetlerini elde etmenin en mühim şartıdır. Çünkü, Cenâb-ı Hakk şöyle buyuruyor:
“Allah ve Resulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider. Bir de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfal Suresi, 46)
Kur'ân-ı Kerîm'de, yüzden fazla âyette Mü'minlere sabır tavsiye edilmektedir. Sevgili Peygamberimizin seçkin ashâbından Abdullah İbni Mesud "Sabır imanın yarısıdır" diyor. Öteki yarısı da şükürdür. Demek ki "İman ettim" demekle iş bitmiyor, imanı olgunlaştırmak, mükemmelleştirmek gerekiyor.
Sabır, tökezlemeyen bir binektir, insanı süratle ve emniyetle amacına ulaştırır. Sabır, saadet kapısının anahtarıdır. Sabır nurdur. Kişiyi karınlıklar içerisinden aydınlığa kavuşturur. Sabır, başarının ilk ve son şartıdır. Sabır, cennet hazinelerinden bir hazinedir. Sabır göz aydınlığıdır. Sabır hayatı hayat yapar.
Hayat imtihanını kazanmak isteyen insan, bir gün öleceğini ve yaptıklarından hesaba çekileceğini asla unutmamalıdır. Dünya hayatı geçici olup mutlaka ölümle sonlanacaktır. Ahiret hayatı ise bakidir, ölümle başlayıp ebediyen devam edecektir.
Dünya ve ahiret hayatındaki güzelliklerin ortaya çıkması ve saadete ermesi için, insanoğlunun inancı ve inancının gerektirdiği doğru ve güzel şeyleri yapmakla mümkün olacaktır. Çünkü zorlu bir dünya hayatı geçirmekteyiz. Yaşamak zor, hayatımızı istediğimiz bir hale sokmak zor, imansız bir hayat geçirmek çok sıkıntılı bir durum, imanı muhafaza zor.
Zor karşısında dişini sıkıp dayanmak elbette kolay değildir. Ama Cenâb-ı Hakk, bunun yolunu bizlere gösteriyor, sabırlı olabilmek için namaz kılarak yeterli enerjinin toplanacağına mü'minlerin dikkatini çekiyor. "Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah'tan yardım dileyin. Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir " buyuruyor (Bakara, 153.).
Ahsen-i Takvim olarak yaratılan insanoğlu için bu dünya bir imtihan dünyasıdır. Yüce Allah kullarını zaman zaman değişik imtihanlara tabi tutar. Bu imtihanda sabır gösterenlerin dereceleri yükselir ve ilâhi mükâfata nail olurlar. Sabırla denenmek, yeni bir imtihan şekli olmadığı gibi, eski milletler de bu ateş çemberinden geçmişlerdir. Onlar sıkıntılara dayandıkları ve Allah'ın buyruklarına kesin şekilde inandıkları zaman, Allah Teâlâ onların arasından, doğru yola götüren önderler çıkarmıştır (Secde sûresi, 24).
İnsan yaşantısının asıl yaşam alanı ise, ölümden sonra başlayan ahiret hayatıdır. Dünya hayatının önemi ve anlamı işte bu noktada ortaya çıkmaktadır. Çünkü ölümün hikmeti, insanın imtihanında saklıdır. Ölümle hayat sona ermeyecek olup, insanı ölümden sonra ebedi sürecek olan bir hayat beklemektedir.
İmtihan sahası bulunan dünya hayatında insan bir takım imtihanlarla karşılaşacaktır. Bundan kaçmanın imkânı yoktur. Allah kulunu imtihan ederken, onun tahammül edemeyeceği bir şeyi yüklemez. Verdiği belâ kadar sabır da ihsan eder. Sabır, bir zırhtır, onu giyen belâların tesirinden kurtulur. Bir zorluk varsa o zorluğa dayanıldığı müddetçe, sabır gösterildiği müddetçe kolaylık elbette vardır. Yüce Allah (c.c.) ayet-i kerimede şöyle buyurmaktadır.
“Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul. Ancak Rabbine yönel ve yalvar.”(İnşirah, 94/5-8.)
Allah, kulunu günahlardan temizlemek için iki yol açmıştır: Biri tövbe diğeri de sabırdır. Tövbe eden günahlarından arınır, sabreden kimse günahlara bulaşmaz. Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde müminin halini şöyle tasvir etmektedir.
“Müminin durumu gıpta ve hayranlığa değer. Çünkü her hâli kendisi için bir hayır sebebidir. Böylesi bir özellik sadece müminde vardır: Sevinecek olsa, şükreder; bu onun için hayır olur. Başına bir belâ gelecek olsa, sabreder; bu da onun için hayır olur.”(Riyazü’s-Salihin, Hadis No: 28.)
İnsanoğlu bu dünyada iyi, hayırlı ve faydalı işler yapmak, doğru ve güzel hareketler ortaya koymak için var olup, kötü, yanlış, çirkin ve zararlı işlerden uzaklaşmak ve bunlara mümkün olduğu kadar engel olmak insanın en önemli görevi olmalıdır.
Evet, bu dünya hayatı geçicidir. Mutlaka ama mutlaka ölümle sonlanacaktır. Ahiret hayatı ise bakidir, ölümle başlayıp ebediyen devam edecektir. Yüce Rabbim yapmış olduğumuz ibadetlerimizi kabul eylesin. Günahlarımızı affeylesin. Sabırla geçen bir hayatın sonunda selâmete, cennet yurduna ulaşmayı bizlere nasip etsin. Gönülden Muhabbetlerimle…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.