SAĞLIKDA GERİ GİTMENİN BİR ANLAMI VAR MI?

Bugün yazımıza sağlık ile başlamak istiyorum.

Hem de okurlarımızdan fotoğrafları ile belgeli olarak gelen şikayetlerle durumu sizlerle paylaşmak yetkililere hatta yerel siyasetin sorumlularına duyurmak adına yazıyorum.

Bir kere şunu peşin peşin ifade edelim.

AK Parti iktidarlarının en başarılı hizmetlerinden birisi sağlık yatırımlarıdır.

Bu tartışılmaz bir gerçektir.

Amma velakin şimdi bu sağlıkta ki sorumluların sorumsuzluklarından mıdır?

Yoksa çalışanların rahatlığından mıdır?

Yoksa, yoksa her şeyin siyaset olduğu günümüzde atananlarından işçi kardeşlerimize kadar herkesin arkasında bir siyasi güç olduğundan mıdır?

Hem de o kontrolsüz güçten midir?

Bilemeyiz ama sağlıkta sıkıntı, şikayet hiç mi hiç bitmez hale gelmiş durumda.

Bunlardan birini görmezden gelsek bir diğeri geliyor.

Lafı uzatmayalım sizlerden gelenlerle yazmaya başlayalım.

………………..

Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekli bir abimiz Cuma günü saat 08.46 da Şehir Hastanesinden şu fotoğrafları bizimle paylaşıp şöyle diyordu;

(Bunlar gibi daha çok fotoğraf var)

Abimiz şöyle diyordu;

“Hayırlı günler Uğur abi.

Şehir hastanesindeyim eşim ile kardiyoloji polikliniğini arıyoruz işaret ve levhalar A bloğu gösteriyor.

Orası aşı servisi olmuş.

Kardiyoloji polikliniği Z bloğa taşınmış sora sora zor bulduk.

Bir bayan bir saattir muayene olacağı servisi arıyor yani hastane değil ÇİLEHANE.

Hayırlı cumalar…”

…………

BUYURUN BU DA PAZARTESİ GÜNÜ MERAM TIP FAKÜLTESİNDEN GELEN ŞİKAYET

Pazartesi günü saat 10.34 de bu şehrin hala çalışan üst makamlardaki bir bürokratı bu güzel sağlık merkezinde örnek Tıp Fakültemizde yaşadıklarından o kadar üzülmüş olacak ki çareyi yaşadıklarını bizimle paylaşmakta buluyordu.

“Uğur Bey Meram tıp fakültesi hastanesindeyim.

Şu anda poliklinik ekranları çalışmıyor.

İçeriden doktor sesi duyulmuyor.

Herkes birbirinin üzerinde.

Sistem neden çalıştırılamaz?

Çünkü içeride doktordan başka kimse yok kayıt için

Şimdi biz ne anladık sağlıkta dönüşümden.

20 yıl öncesine döndük yine.

Unutmadan şunu da dile getirmemiz gerekir. Meram Tıp Fakültesinde en büyük sorun hala park yeri sorunu.

Siz o kadar yazdınız.

Kimin umurunda?

Nasıl olsa çeken vatandaş değil mi?

………………

Gerçekten de bu abimiz yazınca aklıma geldi.

Mesela bizim Hatunda Meram Tıp fakültesine gittiğinde bu park meselesini söyler durur da biz gale almıyoruz galiba.

Allah aşkına bir zamanlar dönemin rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker hoca bu binaya her gün çalışanından hastaya, hasta yakınından ziyaretçiye binlerce insanın girip çıktığını söylemişti.

Rakamı şimdi hatırlamıyorum ama dudak uçuklatan bir rakam idi.

Yahu yollar yapıyoruz.

Şehir Hastaneleri kuruyoruz.

Ama şurada şehrin göbeğinde ki Tıp Fakültesine bir oto park yapamıyoruz.

Bende bu çileyi çeken insanlar gibi bunu anlayamıyorum işte.

…………

Sonuçta insanlar parası ile randevu alamıyor.

Alanlara aylar sonrasına randevu veriliyor.

Bazı çekimler sabaha kadar yapılıyor.

Yani size denilmiyor ki 03. de gelin.

Bunlar sizce normal mi?

…………….

Haaa kimse işin kolayına kaçıp “Ne yapalım hasta insan sayısı fazla, yetmiyor” filan demesin.

O zaman adama döner sorarlar “Bu insanları kim hasta etti?”

…………..

Sayın Cumhurbaşkanımızı hafta sonunda açılıştan gençlerle yaptığı söyleşiye kadar bol bol dinledim.

Şimdi bir Cumhurbaşkanımızın dediklerini hatırlıyorum.

Bir Cumhurbaşkanımızın çizdiği tabloya bakıyorum.

Sonra dönüp şuracıkta ki Şehir Hastanesinden Tıp Fakültesine kadar hasta insanlarımızın maruz kaldıkları duruma.

Siz olsanız ne yaparsınız?

Biraz düşününce sadece kafayı yersiniz kafayı.

Hadi afiyet olsun.

İyi yemeler.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Elindeki kemiği yere atmadan kimin (itin), kimin adamı olduğunu anlayamazsın

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Toplu ulaşım araçlarına binerken ve bindikten sonra cep telefonumuza kilitlenip dünyadan uçmadığımız (!) zaman daha iyi ADAM oluruz.