SAĞLIKTA MEMLEKETİN GELDİĞİ SON NOKTANIN RESMİ AÇIKLAMASI 

Allah sonumuzu hayır eder inşallah.

Biraz düşündüğüm zaman kendimden ailemden yarınımdan korkuyorum.

Bizlerin geleceği olan çocuklarımızı torunlarımızı nasıl bir Türkiye, nasıl bir Dünya bekliyor?

Vallahi çok çok korkuyorum.

Çok karamsarım.

Neyse lafı uzatmayalım belgeli kayıtlı kürekli yine sıkıntılı bir konu ile bugünkü yazımıza başlayalım.

……………….

Önce bir gönül doktu doktorumuz sağlık yöneticisinin AFSÜ Rektörlüğünün bize göndermiş olduğu resmi açıklamayı sizlere aktarmak istiyorum.

…………………

Bazen bir kişi milyon kişiyi mağdur eder.

Bunun vebali büyüktür yapmayın etmeyin

İbretlik bir olay

KAMUOYUNA DUYURU

Bilindiği üzere, Üniversitemizde çalışan tek hematoloji hekimimizin, yaklaşık 4 ay önce ailevi nedenlerle üniversitemizden ayrılması nedeniyle bir süre erişkin hematoloji bölümümüzde hizmette aksama yaşamıştık.

Bu süreçte yeni bir hekim arayışına başlamış ve yaptığımız yoğun görüşmeler sonucunda özel sektörde çalışmakta olan Doç. Dr. …………………. 13.06.2022 tarihinde Üniversitemizde göreve başlaması sağlanarak, erişkin hematoloji bölümümüzde yeniden hasta tanı ve tedavisine başlanmıştı.

Doç. Dr. ……………….. göreve başladıktan sonra Hastane Yönetimi ile görüşüp, öncelikli olarak acil ve uzun süredir bekleyen hastaların tedavisini sağlamak, hematoloji hastalarının özelliklerinden dolayı hastalara hakim olmak gibi nedenlerle bir süre MHRS üzerinden randevu verilmemesini, poliklinik telefon numarasından başvuran hastalara önceliğine göre kendisinin randevu vereceğini, acil hastaların azalmasından sonra MHRS üzerinden hasta kabulüne devam edeceğini belirtmiştir.

Hekimimizin iyi niyetli bu talebi Hastane yönetimi tarafından kabul edilmiş ve Doç. Dr. ……………….. hızlı bir şekilde hasta kabulüne başlamıştır.

Göreve başladıktan sonra özverili bir şekilde çalışan, tüm gün hem poliklinik hastalarına, hem klinikte yatan hastalara hem de diğer bölümlerden gelen konsültasyonlara cevap veren, 3-4 aylık hizmet aksamasından dolayı aşırı derecede biriken hastaların mağduriyetini gidermeye gayret eden ve Devlet Hastanesindeki hekimin de ayrılması nedeniyle ildeki tek erişkin hematoloji uzmanı olarak çalışan Doç. Dr. …………… özel muayene sistemi açık olmasına rağmen bu süreçte de poliklinikteki hasta yoğunluğundan dolayı bir tane bile özel hasta muayenesi almamıştır.

Ancak 20.07.2022 tarihinde bir hasta yakını, gece saat 00:33, 05:14 ve saat 06:18’de hastanenin belirtilen telefonlarını randevu için aradığını (ki yukarıda belirtildiği üzere hematoloji bölümünde randevu mesai saatlerinde bizzat aranarak alınmaktadır ve bugüne kadar hastalarımız bu telefon üzerinden randevularını alarak tanı ve tedavileri sağlanmış, herhangi bir sorun da yaşanmamıştır), ancak bölüme ulaşamadığını CİMER’e iletmiş ve bu nedenle yine CİMER üzerinden bölümdeki sağlık çalışanlarına yönelik şiddet ve tehdit içeren ifadeler kullanmıştır.

CİMER’de yer alan bu ifadelerin SABİM tarafından hekimimize ve hastane yönetimine “Sağlık çalışanına tehdit/şiddet” koduyla bildirilmesinden sonra Doç. Dr. …………………., geldiğinden beri yoğun bir şekilde çalışarak hastaları muayene ettiğini, hasta yoğunluğundan dolayı geç vakitlere kadar hastanede kaldığını, daha önce çalıştığı hastanelerde hiçbir hastası ile sorun yaşamadığını ve tehdit almadığını, bu tehdit nedeniyle moralinin çok bozulduğunu, çalışmak istemediğini, yakın tarihlerde Konya’da bir hekimin bir hasta yakını tarafından öldürüldüğünü, kendisinin de başına böyle bir durumun gelebileceğinden endişe ettiğini belirtmiştir.

SABİM’den gelen uyarı nedeniyle kimliği belli olan kişi hakkında hemen hem İl Emniyet Müdürlüğüne bilgi verilmiş hem de Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmuş, hekimimiz ile hem hastane yönetimi hem de bizzat rektörümüz görüşerek her türlü güvenlik önleminin alınacağı, kişi hakkında gerekli işlemlerin yapılacağı, gerekirse bir süre izine çıkabileceği söylenmiş, ayrılması durumunda ilimizdeki diğer hastaların tekrar mağdur olacağı belirtilmiş ancak her türlü ikna çabaları ve güvenlik önlemi çalışmalarına rağmen Doç. Dr………………….. tekrar özel sektöre dönmek üzere istifa dilekçesini vererek ilimizden ayrılmıştır.

Bir akıl tutulması olarak kabul ettiğimiz sağlık çalışanlarına şiddetin getirdiği bu sonuç hem üniversitemizin hekimsiz kalmasına neden olmuş, hem de tek bir kişinin giriştiği eylem ilimizdeki tüm diğer hastaların tekrar mağduriyet yaşamasına neden olmuştur.

Bir hasta/hasta yakını tarafından hekimimize yapılan bu şiddet tehdidi nedeniyle, halkımızın bu konudaki dikkatinin çekilmesi, konunun paydaşları ve siyasiler tarafından halkımızın bilinçlendirilmesi, sonuçlarının hem şiddet/tehdit uygulayan kişiye hem de dolaylı olarak halkımıza olumsuz yansıyacağının ifade edilmesi çalışmaları ve beklentisi içinde iken ilimiz bir milletvekili tarafından Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a, ilimizdeki tek hematoloji hekiminin tehdit ve mobbing uygulandığı iddiaları nedeniyle görevinden ayrıldığı, bu konuda inceleme yapılıp yapılmadığı konularında yazılı soru sorduğu öğrenilmiş ve bu konu hem yazılı hem de görsel basında yer almıştır.

Haberlerde geçen ifadelerden ve yönetimimize yapılan bildirimlerden, sanki yönetim tarafından Doç. Dr……………………..’e tehdit ve mobbing uygulandığı, hekimimizin bu nedenden dolayı istifa ettiği, tüm bu nedenlerden dolayı hasta ve yakınlarının ilimizin tek hekimini yönetimin istifaya zorladığı algısının oluştuğu görülmüştür.

Bu iddia ve ifadeler, ilimizin hematoloji hekimi ihtiyacını karşılamak için yoğun çaba harcayan, bu amaçla birçok hekimle görüşen, hekimimizin istifa etme talebi sonrası hemen yeni hekim bulma çalışmalarına başlayan, çalıştığı süreçte Doç. Dr. …………………… ile çok yakın ilişki içerisinde olan üniversite ve hastane yönetimini hayal kırıklığına uğratmış ve ciddi şekilde üzmüştür.

Daha da önemlisi, bir tek hasta/hasta yakını, sırf randevu alamadığı iddiası üzerine şiddet/tehdit yoluna başvurmuş iken, ilin tek hematoloji hekiminin, yönetimin uyguladığı tehdit ve mobbing nedeniyle istifa ettiği iddiasının, mağdur olan çok sayıda hasta/hasta yakınının hastane yönetimine şiddet/tehdit uygulamasına neden olabileceği olasılığının dikkate alınmamış olmasıdır.

Tekraren ifade etmek istiyoruz ki maalesef ilimizin tek hematoloji hekimi olan Doç. Dr. …………………….., bir hasta/hasta yakınının açık olarak ve CİMER üzerinden resmi olarak yazmış olduğu tehdit/şiddet ifadeleri sonucu, can güvenliğinin olmadığı gerekçesi ile istifa etmiştir.

KAMUOYUNA SAYGIYLA DUYURULUR.

AFSÜ REKTÖRLÜĞÜ”

……………

Söz konusu doktorumuz tekrar Konya’mıza dönmüş.

Ama burnumuzun dibinde ki koca bir şehir doktorsuz kalmış.

Konya’da koca koca koca hastanelerdeki doktorsuzluğa ise inşallah önümüzdeki günlerde değinme fırsatı buluruz.

ÇİMENTO’DAKİ İŞLEMLER YASAL

KONTROLLÜ VE DENETİMLİ

OLARAK YAPILIYORMUŞ

HASAN rumuzlu okurumuz geçen haftadan bu yana nerede ise her gün Çimento’da ki patlamalardan şikayetçi oluyordu.

Ve dün sabah yine şöyle yazıyordu;

“Konya çimento hemen hemen her gün rutin olarak patlatma yapıyor.

Sürekli deprem olurcasına evlerimiz sallanıyor.

Bizi geçtim çocukların psikolojisi bozuldu.

Yapılaşmanın olduğu yerlerde patlatma yaparak maden çıkarmak yasak değil mi?

Evlerimiz başımıza göçmeden yetkililer bu işe bir dur desin artık.

Uğur bey bu konuyu CİMER, belediye, çevre şehircilik vs her kuruma bildirdik ama sen gündem yapmazsan çözüleceğe benzemiyor.”

……………..

Bu konuyu daha öncede yetkililere bizde sormuştuk.

Dün bir kez daha görüştük.

Hem HASAN rumuzlu okurumuzu bilgilendirmek hem de bu konuyu kamuoyuna aktarmak adına şöyle bir bilgi paylamışı yapalım.

Evet okurumuz haklı imiş.

Bu kurumun maden ruhsatı olduğu için İzinli ruhsatlı kontrollü ve denetimli patlama yapılıyormuş,

Ancak bu sadece haftada bir gün yapılıyormuş.

Ve bu kurum da bunu yapmak için daha önceden İl Özel İdare’den jandarmaya da polise bilgi vererek onların kontrollünde yapılıyormuş.

Yani Çimento’nun hafta bir yaptığı bu rutin işlem tamamen yasal ve kurallara uygun imiş.

Bu kurumun Avrupa kökenli olması nedeni ile bu ada çalışan tanıdıklarımdan benim bildiği şehrimizde mesela işçi sağlığı en üst düzeyde sağlanmaktadır.

Yani buranın şikayet ile çözümü mümkün değildir.

Şöyle düşünebiliriz miyiz?

Hani havalimanı çevresinde bir ev ya da işyeri aldığımız zaman 24 saat üzerinizden uçaklar inip kalkacaktır.

Çimento’nun bugün için taşınması da mümkün olmadığına göre kime ne diyebiliriz ki?

KONYA ÇOK ZOR ŞEHİR(!)

Bu cümleyi şehri yöneten siyasilerimiz ve büyüklerimiz bize özel sohbetlerde sık sık kullanırlar.

Bu zorluk gönümüzde daha da netleşmeye başladı.

Ne demek isteyeceğimi önce değerli okurumuz şehrin duyarlı güzel insanlarından Talip ….. Beyin şu içten gelen özel sitemi ile başlayalım.

“S.A Uğur bey Soner Sarıkabadayı İslami oyunların açılışında sahne alacakmış bu zevatın İslam'la ne alakası var sahnede bir kere Allah'ın adını anmamış lay lay lom çizgisine birisi.

Müslümanlarla alay mı ediyorlar?

Bu İslam'ı sulandırmak değil mi? 

Ya oyunların ismi değiştirilsin yada bu saçmalık iptal edilsin İslam'da reform yapıyorlar galiba FETÖCÜLER gibi

Şu anda ki duygularımı öfkemi anlatamam bal kavanozuna zehri koymak gibi bir şey İslami oyunlar ve pop şarkıcısı.

Ne yapabilirim diye çaresizce düşündüm aklıma siz geldiniz.

Müslümanların duygu ve düşüncelerini ifade edecek duyuracak bir ses olarak

Lütfen… lütfen …. lütfen rica ediyoruz sesimizi duygularımızı dile getir böyle büyük bir organizasyon Müslümanların tepkisine neden olmasın.

Gerçi çok yanlış varda hangi birini yazalım bikinili şortlu kızlar erkekler ve adı İSLAMİ OYUNLAR aman Allah’ım çaktırmadan İslam'ı sulandırmak değil mi bu?

Deveye sormuşlar ya nereni düzeltelim diye o hesap

Zaten birçok büyük Şehir Belediyesini kaybettik bir Konya kalmıştı.

Büyük şehir olarak onu da kaybetmek istiyorlar galiba.

Zira Konya halkı İslam'ı hassasiyeti ile oy veriyor İslam'a muhalif uygulamaların mutlaka bir bedeli olacaktır...

Saygılar selamlar yolluyorum Uğur Bey seni Allah cc için seviyoruz”

…………..

Talip abicim Allah sizden razı olsun.

Bizde sizlerin samimiyetine inanıyor güveniyor ve sizleri Allah rızası için seviyoruz.

Spor ve Konya denilince şehrin belli bir kesininin bu konuya böyle baktığının canlı şahidiyim.

Dinimiz ve geleceğiniz ile ilgili kaygılarınıza da katılıyorum.

Ama bu değişmeyen adına da hep yeni dünya düzeni denilen sistemde geldiğimiz noktada bende 40 önceki Uğur Özteke’yi arıyorum.

Peki vicdanen ve beynim ile dünü ve bugünü kabullene biliyor muyum? 

Asla.

Büyük vicdan azabı içerisindeyim.

AMA DAM ALÇAK DİĞNEK KALKMIYOR.

Bu durumlardan Sayın Başkan Uğur İbrahim Altay’ın da özelde rahatsız olduğunu biliyorum.

Ama makamlarda oturmak da bazı tavizlerin verilmesine bağlı.

“Ne yapabilirim diye çaresizce düşündüm aklıma siz geldiniz.

Müslümanların duygu ve düşüncelerini ifade edecek duyuracak bir ses olarak

Lütfen… lütfen …. lütfen rica ediyoruz sesimizi duygularımızı dile getir böyle büyük bir organizasyon Müslümanların tepkisine neden olmasın”

Dediğiniz için sadece bu kadarını yazabiliyorum.

Beynimden ve gönlümden geçen daha pek çok konuyu da yazamadığım için sizlerden özür dileyerek hakkınızı helal edin diyorum.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Ne para istiyorum ne de pul. Tek istediğim yalansız bir kul.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Şu sıcak yaz günlerinde ağzı olup dilleri olmayan sokak hayvanları için kuşlar için penceremize kapımızın önüne bir kap su koyabildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz